HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantısında konuştu. Dersim olayının yaşandığı döneme ait 3 gazetenin manşetini okuyan Demirtaş, "Üçünün de bugün siyasi partilerde temsilcileri var. O dönem tek parti dönemiydi fakat sağ da vardı sol da vardı liberal de vardı. Hepsi tek partide buluşmuştu ama zihniyet olarak ayrışmalar başlamıştı. Bugün işte farklı partilerdeler. Bugün AKP'si var CHP'si var MHP'si var. O dönem hepsi aynı partinin içinde çalışıyorlardı. O diyor ya sen yaptın, öbürü sen yaptın diyor. Ulan hepiniz oradaydınız be" dedi.
"OKTAY EKŞİ PARLAMENTO KÜRSÜSÜNDEN
AHMET KAYA'DAN ÖZÜR DİLER DİYE BEKLİYORUZ"
Konuşmasına başlarken Ahmet Kaya'nın ölüm yıl dönümü olduğunu belirterek Kaya'yı anan Demirtaş, "Biz de bugün 14 yıl sonra o dostu, o kardeşi, o yoldaşı çok özlediğimizi; halen yüreğimizde Ahmet Kaya'nın sıcaklığını hissettiğimizi belirtiyoruz. Onu sevgiyle saygıyla hasretle anıyoruz; fakat o iki gözüm bilsin ki onun bıraktığı ülkede çok fazla bir şey değişmedi. Maalesef halen aynı ayrımcılık aynı ötekileştirme aynı şekilde hiçleştirme politikaları devam ediyor. Yeni linçler devam ediyor. Kültüründen kimliğinden, ana dilinden, mezhebinden, inancından dolayı insanlar bu ülkede horlanmaya devam ediyor. Hazır özür furyası başlamışken belki birileri de utanır çıkar ve bugün parlamento kürsüsünden Ahmet Kaya'dan da özür diler diye bekliyoruz. O dönem Ahmet Kaya ile ilgili en kötü yazılardan birini yazan kişi, bugün parlamento meclis başkan vekilidir. Parlamentoyu yönetiyor. Herhalde bu özür vesilesi ile Sayın Oktay Ekşi de parlamento kürsüsünden Ahmet Kaya'dan bir özür diler diye bekliyoruz" şeklinde konuştu. Seyit Rıza'nın ölüm yıl dönümü sebebi ile konuşmasında Rıza'yı da anan Demirtaş, "Seyit Rıza şahsında direnen bugün dünyanın her yerinde direnen Kobani başta olmak üzere insanlık onuru adına direnen herkesi, bütün şehitlerimizi buradan bir kez daha rahmetle anıyoruz" dedi.
"TÜRKİYE'NİN ACİL OLARAK TARTIŞMASI GEREKEN KONU BU MUYDU?"
Hükümetin gündem değiştirdiğini savunan Demirtaş,"Ülkenin içinde bulunduğu gündemler, tartışılması çözüm bulunması gereken gündemler başka; cumhurbaşkanı ve başbakan gündemi saptırmak için olur olmaz şeylerle kamuoyunun dikkatlerini başka yönlere çekebiliyorlar. 1178'de Müslümanlar Amerika kıtasını keşfetti. Şimdi Allah aşkına Türkiye'nin acil olarak tartışması gereken konu bu muydu? Bunu bu kadar sıcak gündeme taşımanın alemi nedir? Bir tarafta bin odalı sarayın tartışılacak. Halk bunun hesabını senden isteyecek. Yetmiyor o sarayın bahçesine yeni konutlar yapacaksın. O yetmeyecek sana bir de 4 bin kişilik cami yaptırmak isteyeceksin. Bütün koruma araçlarını sıfır kilometre yenileyeceksin. Kendine yeni bir saltanat kurmanın hazırlığı içerisinde halk senden bunu cevabını beklerken Amerika'yı biz bulduk, diye ortaya haybeden bir konu atıyor" açıklamasında bulundu.
"NE ZAMAN SIKIŞMIŞLARSA ALEVİLERİN MESELESİ GÜNDEME GELİR"
Alevi meselesini ve Dersim özrünü hükümetin gündem değiştirme amacı ile kullandığını savunan Demirtaş, "Dersim ve Alevi meselesi sıkıştıkça sarıldıkları gündem değiştirme konularından biridir. Ne zaman Ortadoğu'da sıkışmışlarsa ne zaman Kürt sorununun da ekonomi konularında sıkışmışlarsa ne zaman büyük işçi katliamları yaşanmışsa bir anda Dersim özrü, Alevilerin meselesi gündeme gelir. Bunu da gündem çarpıtmak için ustaca kullanıyorlar. Şimdi yine çalıştaylara başlayacağız diyorlar. Ne yapılıyor bu çalıştaylarda? Alevilerin 4-5 tane talebi var. Bu çalıştaylarda 7 defa bir araya gelip bunları anlamadınız mı? Yeni bir çalıştaya niye ihtiyaç duyuyorsunuz?" diye konuştu.
"GETİRİN OY BİRLİĞİYLE GEÇİRELİM"
Hükümetin Alevi inancı konusunda nasıl bir görüşe sahip olduğunu anlatan Demirtaş, "Bu ekibin Alevi inancı ile ilgili düşüncesi aslında şudur. Aleviliği sapkın bir mezhep olarak görürler. Alevileri dinden çıkmış sapmış insanlar olarak görürler. Onların kafasındaki Alevi sorunu budur. Alevileri yola getirme meselesidir onların derdi. Alevi sorununu çözeceğiz derken dinden çıkmış olan sapmış olan bu sapkınları yola getireceğiz, diyorlar. Bunu açıkça söylemiyorlar ama. Tarihe de Türkiye'de Alevi inancını resmi olarak kabul etmiş Sünni din adamları olarak yazılmak istemiyorlar. Kendilerince bu günaha imza atmak istemiyorlar. Bu nedenle asla çözmeyecekler. Aleviliği asla bir inanç olarak kabul etmeyecekler. Alevi açılımı, yaptın da senin elini tutan mı var? Bu hafta Meclis'e getirin yapalım. Biz mi karşıyız, CHP'e mi karşı, kim karşı? Getirin oy birliğiyle geçirelim. Alevi inancını tanıyın" ifadelerini kullandı.
"DERSİM'İ İLGİLENDİREN BU DEVLETİN ÖZRÜDÜR"
Dersim olayı ile ilgili CHP'nin değil devletin özür dilemesi gerektiğini savunan Demirtaş, "CHP özür dileyecekmiş. Dersim'den baktığımızda böyle görünmüyor. Dersim'i ilgilendiren bu devletin özrüdür. Beraber bir araya mı gelir özür dilersiniz, Dersim'de Seyit Rıza Anıtı'nın önünde mi özür dilersiniz siz bilirsiniz. Ama o dönem katliamı yapan devlettir. Bugün devleti siz yönetiyorsunuz. Gereğini siz yapacaksınız. Arşivleri açmanız lazım. Dersim ismini iade etmeniz lazım. Seyit Rıza'nın mezarını yoldaşlarıyla birlikte iade etmeniz lazım. Özür böyle olur" şeklinde konuştu.
"ULAN HEPİNİZ ORADAYDINIZ BE"
Dersim olayının yaşandığı döneme ait 3 gazetenin manşetini okuyan Demirtaş, "Üçünün de bugün siyasi partilerde temsilcileri var. O dönem tek parti dönemiydi fakat sağ da vardı sol da vardı liberal de vardı. Hepsi tek partide buluşmuştu ama zihniyet olarak ayrışmalar başlamıştı. Bugün işte farklı partilerdeler. Bugün AKP'si var CHP'si var MHP'si var. O dönem hepsi aynı partinin içinde çalışıyorlardı. O diyor ya sen yaptın, öbürü sen yaptın diyor. Ulan hepiniz oradaydınız be" dedi.
"'SÜREÇTE PAZARLIK YAPILDI, GEN SORU ÇEKİLDİ' BÖYLE BİR ŞEY YOK"
HDP'nin iki bakanlığa sunacağı gen soruyu, Karaman'ın Ermenek ilçesindeki maden ocağında mahsur işçileri arama-kurtarma çalışmalarının aksamaması nedeni ile ertelediklerini belirten Demirtaş, şunları kaydetti: "Yeter ki oradaki çalışmalar akmasın dedik. Bu vesile ile biz gen sorumuzu erteledik. Geri falan çekmedik. Süreçte görüşme başladı, pazarlık yapıldı. Gen soru çekildi. Asla böyle bir şey yok. Bu süreç bizim açımızdan bütün geçmiş ve yakın suçların hesabının sorulması sürecidir. Üstünün örtülmesi süreci değildir."