Hürriyet'ten Sinem Vural'a konuşan Seda Sayan'ın açıklamaları şöyle;
* Yeniden Kanal D ekranındasınız. Yuvaya hoş geldiniz diyelim. Yeni programınız hayırlı olsun...
- Teşekkürler... Dokuz yıl çalıştığım evimden dört yıl önce ayrılmıştım. Biraz başka evlere uğradım, şimdi tekrar geri döndüm. Hem de bambaşka bir formatla, bambaşka bir Seda olarak. Ama değişmeyen bir şey var; yine bol ödül dağıtıyorum. Biliyorsun, “veren el” olarak tanınıyorum. Veren el demek, dağıtmak, her şeyden bol bol vermek demek. Döndüm ama bir döndüm pir döndüm! (Gülüyor)
* Ne gibi ödüller dağıtıyorsunuz?
- Tabiri caizse eldivenden merdivene her şey var. Araba bile! Mobilya, beyaz eşya seti, yatak odası, salon takımları, halı... Duvar kağıdı bile veriyorum.
* Yarışmada gelinler, kaynanalarıyla yarışacak. Peki, damatlar bu kapışmadan nasıl etkilenecek?
- Gelin kayınvalidesiyle kapışacak, arada olan damada olacak! En büyük soru da; damat annesine mi yardımcı olacak, yoksa eşine mi... Çünkü gelin kaynanaya, kaynana geline karşı yarışıyor. Yani ikisi bir ekip olarak karşıdaki gelin-kaynanayla değil, birbirleriyle kıran kırana mücadele ediyorlar. Bunların hepsi, büyük hediyeyi kazanmak için.
* Damatların hayatını söndürmeyecek mi bu yarışma? Malum bu programın sonrası da var...
- Ben bilmem artık. Ne olacaksa görüp yaşayacağız. Biz ödülü vereceğiz, hangisi dişli çıkarsa o alacak...
* Nasıl alacaklar hediyeleri?
- İlk etapta yedi soru soruyoruz. Sonra oyun etabımız var. Çok güzel oyun formatları aldık. Damat ortada olacak, kime yardım edecek, kime kazandıracak onu göreceğiz. Tabii damat yarışmadan sonra eve nasıl döner, onu bilmem... (Gülüyor)
* İlk etaptaki sorular, kişisel sorular mı olacak?
- Gibi. Fazla detay vermeyeyim.
GİRDİĞİM YERDE KAHKAHA VARDIR
* Muazzam bir profesyonellik gördüm tanıtım çekimlerinde...
- Ben enerji dolu bir kadınım. Normal hayatta da böyleyim. Benim girdiğim her yerde neşe, kahkaha vardır.
* Az önce Recep kelimesini duydunuz, “Hani benim Recep’im” diye oynayamaya başladınız hemen...
- Nasıl oynadım ama, sen de gördün.
* Seyircilerden iyisiniz vallahi...
- Ben onları da kudurtacağım. Gözümün içine bakıyorlar zaten. Ben ne yapıyorsam onu yapıyorlar.
* İnsan sürekli kendinde bu enerjiyi nasıl buluyor peki?
- Ne güzel ki sağlığım yerinde. Çocuğumun, ailemin de sağlığı yerinde. Allah her şeyi vermiş. Tekrar evimdeyim de. İnsanlara yine ödüller dağıtmaya geliyorum. Daha ne olsun? Mutlu olmak için sana bir sürü sebep saydım. Çok mutlu uyanırım bir de ben. 21 yıldır bu kadar neşeli olmasam, bu insanlara “günaydın” diyebilir miyim? Bu enerjiyle karşılarına çıkabilir miyim?
* Sabah saatlerinde hem de...
- Daha da erkendi önceden. Sen o zamanlar çocuktun tabii. Okula gidiyordun, ben ise “Günaydın” diye göbek atıyordum. (Gülüyor) Yine de biraz dikkat ve tempo isteyen bir yarışma olduğu için “Kaynana Gelin Seda’ya Gelin” 12.15’te yayınlanmasında karar kıldık.
OĞLUM HİÇ BÜYÜMEZ SANIYORDUM
* Her gün 2,5 saat ekranda olacaksınız.
- Haftanın beş günü, günde 2,5 saat onlarla birlikteyim. Ne istiyorlarsa hazırım. Çıkıp çıkıp gelsinler. Kaynana gelin Seda’ya gelin, çıkın çıkın gelin, Seda’ya gelin! (Gülüyor)
* Formatın sahibi ilk yapımcınız Dilek Dağcı-oğlu’ymuş sanırım...
- Evet, Kanal D program müdürü şu an kendisi. Bu format aklına geliyor ve diyor ki; “Türkiye’de bu işi en güzel yapacak kişi Seda Sayan.” Sonra bir araya geldik, anlattılar, bayıldım. Zaten aklımda değişik bir şey yapmak vardı.
* Neden değişiklik arayışındaydınız?
- Farkındaysan seyirci değişik bir şeyler istemeye başladı. Artık sıkıldı, “Bu otu yiyin, şununla zayıflayın, çiçeğe bunu sıkın, evi şöyle silin, kansere karşı korunun” sözlerinden. Bari biraz kafalarını dağıtsınlar dedik. Bu programda hem gülecekler hem de düşünecekler. Farkında mısın, bence ben bu programla kendimi yakaladım.
* Tam onu diyecektim, kaynanayı, gelini, gerektiğinde damadı çok iyi idare edersiniz siz...
- Aynen öyle. Ama ben kötü ve kıskanç bir kaynana olacağım galiba.
* Neden öyle düşünüyorsunuz?
- Oğlumu çok kıskanacağım... Son iki yıla kadar böyle düşünmüyordum. Hiç büyümeyecek sanıyordum. Şimdi ise kıskanç bir kaynana olacağımı düşünüyorum.
* Oğlunuz sizi kız arkadaşlarıyla tanıştırıyor mu?
- Karşılaştığım, tanıştırdığı çok kız arkadaşı var. “Arkadaşım” der tanıştırır, ben o sırada onu yanına yakıştırır, el ele dolaştırırım. Bazen de gözümün önüne gelen görüntüden kıskanırım.