Vatan gazetesinden Ruhat Mengi bugünkü köşe yazısında Fazıl Say olayına başka bir açıdan yaklaştı. Yaradan'ın bir dine ait olmadığını söyleyen Mengi bu işin hukuki açıdan hiçbir tarafı olmadığını söyledi.
İşte Mengi'nin o yazısı:
Fazıl Say'ın Twitter'da retweet ettiği cümlelerle ilgili savunurken şu cümlelere yer verdi.
ALLAH MÜSLÜMAN MI!
Ben Müslüman'ım, sen Müslüman'sın, o Müslüman, bizler.. sizler.. onlar da.. Diğer dinlerden, inançlardan olan vatandaşları da bir yana bırakalım ve farz edelim ki çevremizdeki, ülkemizdeki herkes Müslüman.. Peki Allah, o Müslüman mı? Son din olsa da, Yaradan'ın "belli bir dine ait olduğunu" kim iddia edebilir?
FAZIL SAY HANGİ DİNİ AŞAĞILIYOR
Peki teröristlerin serbest olduğu bir dönemde Fazıl Say gibi dünya çapında bir sanatçının hapis cezası alması "önemsiz" midir? Değildir.. Ömer Hayyam dörtlüğü kendisine ait değil, ceza aldığı diğer cümle de kendisine ait değilmiş, onu da başkasından retweet ettiğini avukatı açıklamış, zaten kendisi de yazarken belirtmiş. Tamam, bu tür bir cümle yazılmamalı, retweet de edilmemeli diyebilirsiniz ama "kim bilir kaç kişiyi öldürmüş" teröristlerin "çözüm adına" serbest dolaştığı devirde "ifade özgürlüğü kapsamında alınması gereken ve zaten başkasının yazdığı cümleler için" 10 ay hapis ne demek?
Bana ait değil dediği cümle şöyle; "Bilmem fark ettiniz mi ama nerde yavşak adi magazinci hırsız şaklaban varsa hepsi Allahçı, bu bir paradoks mu?" Yani yazan şahıs, "magazincilerin yavşak ve adi olanlarının, hırsız ve şaklabanların hep Allah adını dilinden düşürmediğini, inanır göründüğünü" söylemiş. Peki bu cümlede hangi din aşağılanmaktadır?
SUÇ ALLAH'A KARŞI İŞLENMİŞ
Dünyada kimbilir kaç milyon "hiçbir dine inanmayan ama Allah'a inanan" insan yaşıyor. Müslümanlık'tan önceki dinleri de Allah göndermiş, biz buna inanıyoruz, o dinlere mensup olanlar da aynı Allah'a inanıyor. O zaman "hepsi Allahçı" sözü ile bir dinin veya dinlerin aşağılandığı nasıl iddia edilebilir?
Dün gazetelerde Say'ın "O tweetleri ben atmadım" diyen cümlelerini okurken fark ettim bunu.. Eğer ortada bir yanlış, bir aşağılama, bir suç varsa bu "Allah'a karşı" işlenmiş, bu nedenle de cezasını vermek Türk yargısının görevi değil, ancak Allah değerlendirebilir..
Kısacası, dava baştan yanlış açılmıştır, karar da aynı yanlışın devamıdır!