İsmail Saymaz, Sözcü Haftasonu ekindeki “Siyasette roman havası” başlıklı yazısında “Güzel Parti, eski sendikacı Hüseyin Akbulut ve 35 arkadaşı öncülüğünde 10 Ağustos 2020'de açıldı” ifadelerini kullandı.
“Güzel Parti art arda Ankara, Kocaeli, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ ve İzmir'de örgütler açtı. 9 Şubat'ta 1. Olağan Kongresi'ni gerçekleştirecek olan Güzel Parti'de Başkan Akbulut dahil üç aday yarışıyor” diyen Saymaz yazısında adayları tanıttı.
İşte o yazı…
"Geçen yıl demokrasiden yana kurak ve nasipsiz fakat yeni parti sayısından yana hayli bereketli geçti. Zibil gibi parti açıldı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na göre 1980'den beri faaliyette olan 107 partiden 27'si bıldır siyasi hayata katıldı. Her beş partiden biri... Bunlar içerisinde Ali Babacan'ın DEVA'sı ve Mustafa Sarıgül'ün Türkiye Değişim Partisi gibi iddialı olanlar da var. Emekli polisler Vatan ve Hürriyet Partisi'ni, emeklilikte yaşa takılanlar Umut Partisi'ni kurdu. Geçen yılın modası, İYİ Parti'den hareketle tek cümleden ibaret parti adları koymaktı. Misal; Doğru Parti, Bizim Parti, Milli Parti... Fakat en güzeli, Romanların kurduğu Güzel Parti!
“HAMALDAN MECLİS ÜYESİ OLMAZ” DENİLİNCE...
Güzel Parti, eski sendikacı Hüseyin Akbulut ve 35 arkadaşı öncülüğünde 10 Ağustos 2020'de açıldı. Kocaeli'nde yaşayan 57 yaşındaki Akbulut, öteden beri CHP'li. Hatta CHP'de Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu'nda görev aldığını belirtiyor. Akbulut'un iddiasına göre 31 Mart 2019'daki yerel seçimlerde CHP İzmit Belediye Meclis üyeleri arasında önerdikleri bir Roman'a yer vermeyince istifa etmiş. Ardından Güzel Parti kurulmuş. Akbulut, şöyle konuşuyor: "Bütün partilerde Romanlar eziliyor ve dışlanıyor, hak ettikleri görevlere getirilmiyor. 12 milyonuz, iki milletvekilimiz var. Romanlar görev almak istediğinde küçük görülüyorlar. 'Hamallardan, ayakkabı boyacılarından ve seyyar satıcılardan belediye meclis üyesi olmaz' dediler."
TEK ADAMLIK SUÇLAMASI
Güzel Parti art arda Ankara, Kocaeli, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ ve İzmir'de örgütler açtı. 9 Şubat'ta 1. Olağan Kongresi'ni gerçekleştirecek olan Güzel Parti de Başkan Akbulut dahil üç aday yarışıyor. İkinci aday Genel Başkan Yardımcısı olan Hilmi Keskin. Keskin, Edirne'de yaşıyor. Dekorasyon işi yapıyor. Düzenli bir mesleği yok. CHP'den istifa edip Güzel Parti'nin kurucuları arasında yer almış. Balkan Roman Dernekler Birliği Federasyonu Başkanlığı'nı yaptığı için Güzel Parti'nin yurt dışı ilişkilerinden sorumlu. Keskin, Akbulut'un tek adamcı tavrından ötürü aday olduğunu vurguluyor. "Tüzüğü bile göstermedi" diyor. Şöyle devam ediyor: "Başkan 'Her şeyi ben bilirim, ben karar veririm' dedi. Partinin neyi amaçladığını bile söylemedi. 'Sosyal demokrat olarak yolumuza devam edeceğiz' dedi. Liberal de dedi, sosyal demokrat da. Hangisi olduğunu ben de bilmiyorum. Toplantı bile yapmadı. Böyle bir rezillik görmedim." Keskin, tüzüğü okuyamadan imzalandığını savunarak, "Tüzüğü, programı görmedim. 'Çabuk imzalayın, vermemiz lazım' demişti, imzaladık" diyor. Akbulut ise tek adamlık ve tüzüğü göstermediği suçlamasını reddediyor. "Hilmi Bey yalan söylüyor. Partinin kurucu üyesi tüzüğü bilmez mi?" diye soruyor.
İLLE DE ROMAN OLMASA DA OLUR
Üçüncü aday, Güzel Parti'nin Genel Sekreteri Ahmet Sevim. Bir güvenlik şirketinin sahibi olan 35 yaşındaki Sevim, İstanbul'da yaşıyor. Diğer adaylardan farklı olarak, AK Parti den geçmiş. Roman bile değil. Hasso Yozgatlı... Sevim, "Gaco'yum" diyor. Yani Romanların kendilerinden olmayana verdikleri isim. Güzel Parti, etnik ayrımcılık yapmadığını göstermek için "İlle de Roman olsun" demeyerek, Sevim'e genel sekreterlik görevi vermiş. Sevim, şöyle konuşuyor: "Roman camiasına hizmet vermişim. Yaptıkları organizasyonlarda yanlarında oldum. Romanların kültürünü ayakta tutabilmek için verdiğim mücadeleden dolayı dostluklarımız vardı. Yadırganacak bir durum yok. Başka Roman olmayanlar da var." Sevim, haklı. Asıl yadırgatıcı olan, üyelik kaydı bulunmadan genel başkanlığa adaylığını koyması. Sevim, partinin tüzüğü izin verdiği ve İstanbul örgütü açılamadığı için üye olamadığını kaydediyor. Başkan seçildiği takdirde "Romanların sesini bir tık daha dile getirmesi" için çabalayacağını söylüyor.
BİR TIK DAHA
Güzel Parti'nin amblemi olan zeytin dalı, barışı ve ezilenleri simgeliyor. Ahmet Sevim'in dediği gibi: Bir tık daha demokrasi fena mı olur? Bir tık daha özgürlük... Bir tık daha eşitlik."