RedHack'le gizli röportaj!

Bu canavarı elleriyle büyüttüler!

Siber eylemlerle devletin korkulu rüyası haline gelen RedHack ile yine onların yöntemini kullanarak gizlice bir röportaj yapıldı.

- Geniş kamuoyunun, tarihinin daha eskiye dayanmasına rağmen RedHack’i son birkaç yıldır tanıdığını söyleyebiliriz. RedHack kendini nasıl tanımlıyor?
 
- Geniş kitlelerin aktif olarak internet kullanımına ve sosyal ağlara dahil olmasına paralel olarak farkındalık da arttı. Belirli çevrelerce çok uzun süredir biliniyor ve aranıyorduk zaten! Biz Marksist çizgide devrimci direnişin siber saldırı ve siber güvenlik unsuru olan, devrim ideali için devletin ve egemen güçlerin bizlere yönelttiği ideolojik aygıtları (medya/dezenformatif internet kullanımı gibi) sistemin kendisine yönelterek mücadele eden sosyalist/komünist devrim neferlerinden oluşan bir örgütüz.
 
- Devlet kurumlarına yönelik eylemlerinizde fişleme, yolsuzluk gibi birçok belgeyle karşılaştınız ve birçoğunu da kamuoyu ile paylaştınız. Bu eylemler sonucunda nasıl bir devlet gerçekliği ile karşı karşıya kaldınız?
 
- Devleti yönetmekte olanlar, hükmetme yetkisine sahip ve bu güce yakın duranların komprador duruşlarını bu gizli belgelerde bir kez daha görme fırsatını yakaladık. Elde ettiğimiz tüm belgeleri belli bir sistematik içerisinde yayımlamayı uygun görüyoruz. Gerek devrimci pratiğimizden gerekse hacker etiğinden hareketle “bilginin kolay ulaşılabilir, şeffaf ve edinilebilir olması” için verdiğimiz çabaya ve göze aldığımız bedellere değiyor doğrusu. Bu sistematiği “ellerinde belge var ama yayımlamıyorlar” diyenlere izah etmek kimi zaman kolay olmuyor. Oysa bunu beyan eden, bunun için mesai harcayan ve bedelleri göze alanlar olarak bizler, bu zamanlamayı da belli bir strateji doğrultusunda yapıyoruz.
 
"EYLEMLERİMİZ EZİLENLERİN YARARINA ENDEKSLİ" 
 
- Hedeflerinizi belirlemenizde etken nedir?
 
- Hedeflerin belirlenmesinde 2 unsur belirleyici olmakta: Biri halkın menfaatlerini gözetmeksizin ülke kaynaklarını kişisel çıkar, egemen güçler ve emperyalist işbirliklerinin yararına kullanan kamu birimleri. Bu birimlerin halktan gizlemeye çalıştıkları bilgi ve belgeleri ortaya çıkarmak için yapılan savunmalar. Savunmalar diyoruz, çünkü iddia edildiği gibi bizim eylemlerimiz saldırı değil, zulüm ve baskı karşısında meşru müdafaadır.
 
Diğer unsur ise orta yerde halka yapılan zulüm, kamu vicdanını yaralayan fütursuz faşist muamelelerdir. Halkın çıkarlarını gözetmeyen bir RedHack eylemi söz konusu değildir. Daha önce pek çok kez dile getirdiğimiz bir konunun altını yeniden çizmekte yarar var: Bizler kişisel beceri ve donanımlarını şahsi çıkarlar doğrultusunda kullanmamaya ahdetmiş bir yapıyız. Eylemlerimiz ezilenlerin yararına endeksli, devrimcilerin koşullarını güçlendirme amaçlı eylemlerdir.
 
"BU ÜLKENİN GERÇEK DEVRİMCİLERİ ONLARI HEP KORKUTMUŞTUR, ÇÜNKÜ..." 
 
- TC RedHack’i “Silahlı Terör Örgütleri” listesine aldı. Operasyon yaparak birçok kişiyi gözaltına aldı, tutukladı. Bu korkunun nedeni sizce nedir?
 
- “Silahlı terör örgütü” olduğumuz iddiasıyla 25 yılla hala yargılanmaktayız. Son mahkemede ilginç bir durum yaşandı; hiçbir bilişimcinin bilirkişi olmaması, “RedHack adımızı raporda görür” diyerek kabul etmemesi nedeniyle çıkmaza girdi.
Devlet “halkın devlet için var olduğu” ön kabulüyle hareket eder. Oysa biz sosyalist/komünistler için “devlet halk için” vardır. Ve devlet de aynen ütü veya şofben gibi miadını doldurduğunda rafa kaldırılacaktır. Halkını yıllarca horlamış, seçim meydanları dışında yüzüne bakmamış, kolluk kuvvetleri eliyle bin türlü ayrımcılığı ve baskıyı dayatmış olanların kendi silahlarıyla başa çıkamayacağı, yeni bir şeydi RedHack.
 
Önce karşılarında kolaylıkla başa çıkabilecekleri, korkutabilecekleri, yandaş basın ve kurumlar kanalıyla halkla bütünleşmesini engelleyebilecekleri bir yapı var zannettiler.
Oysa halk ilk günden sahiplenip desteklemeye devam etti. Söylemlerimizi pratiğimizle desteklediğimizden emin olduklarında ise tarihe çoktan not düşülmüştü. Yüzlerimizin, sıfatlarımızın hatta bedenen varlığımızın dahi bizler için önemsiz olduğunu gördüklerinde ise doğal olarak korktular. Çünkü bu ülkenin gerçek devrimcileri hep bu yüzden onları korkutmuştur. Öyle olmasa katledilişinden 40 yıl sonra İbrahim Kaypakkaya’nın mezarı başında yakılan ağıttan, bir genç kadının bilgisayarındaki Mahir Çayan, Deniz Gezmiş görselinden bu kadar rahatsız olurlar mıydı?
 
"18 MAYIS HALK İÇİN NE İFADE EDİYORSA BİZİM İÇİN DE ÖYLE" 
 
- Kuruluş tarihiniz olan ’97 18 Mayıs’ının sizin için özel bir anlamı var mı?
 
- Her bir direnişin, eylemin devrim tarihinde özel bir yeri olmalıdır ve bedel ödenmiş hiçbir mücadele unutulmamalıdır. Ve elbette 18 Mayıs Anadolu halkları için ne ifade ediyorsa bizim için de onu ifade ediyor. Dijital iletişim platformlarında yürütülen bir “halk savaşı”dır RedHack ve Kaypakkaya’nın katledilişinin 24. yıldönümünde kurulması da tesadüf değildir.
 
"SALDIRILARA RAĞMEN DESTEK BÜYÜYOR" 
 
- Devlet internet üzerinden gelişen muhalefete karşı, interneti kendi kontrolünde tutmaya çalışıyor. Buna dair son dönemde attığı adımlar var. Bu adımlar nelerdir? Özelde ise RedHack’e yönelik saldırıları nelerdir?
 
- Özellikle yakın dönem twitter ve facebook gibi sosyal ağları geçici olarak kapatma kararını dillendirdiler. Gelen tepkinin büyüklüğü karşısında kendileri de şaşırdı. İnternet tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de son derece dinamik kullanılmakta. Ama Türkiye’deki internet kullanımının batılı örneklerden bir yönüyle ayrıldığını düşünüyoruz. Apolitik kitlelerin varlığına ve konforuna bu kadar alışmış sağcı iktidarların kendi elleriyle beslediği bir canavar var karşılarında. Sosyal yaşam dinamikleri oluşturmakta güçlük çeken kitlelerin en önemli iletişim unsuru haline gelmiş bir enstrümandır internet artık.
 
Bugün dünyada sansürcü devletler klasmanında ilk 3’e girmiş bir ülkede yaşıyoruz. Bununla beraber dünyanın dört bir yanında kovulmuş Phorm şirketi eliyle yapılan fişlemeler, kişisel bilgi ihlalleri, Alternatif Bilişim Derneği’nin çalışmalarıyla çok daha geniş kitleler tarafından bilinir hale geldi. Yasakçı zihniyetin internet yansıması diyebiliriz.
 
RedHack açısından ise ellerindeki tüm enstrümanları kullanarak bizlere ulaşmaya çalışıyorlar ve pahalı kokteyllerle Siber Güvenlik partileri veriyorlar. Tüm bu ek bütçeler ve Siber Ordu çalışmalarının bir halkın direnişi karşısında sonuç vereceğini düşünecek kadar da “hoş”lar! Kamu güvenliği Müsteşarlığının kilit noktalarından birinde ABD’li bir siber güvenlikçinin olması, Emniyet Teşkilatı’nın bilcümle altyapısının ABD’li firmalarca yapılmış olması yeterince anlamlı değil mi? Geçen sene uluslararası güvenlik konferansında FBI’dan bir yetkilinin “RedHack’ten dolayı Türk devletine yardım ettik” demesi olayın vahametini özetliyor sanırız. ABD Ankara Büyükelçiliği’nin Dışişleri Bakanlığını hacklediğimizin ardından RedHack’i resmi olarak kınamasından sonra Twitter, 40 bin takipçili hesabımızı kapattı. Her yerde sansürle karşılaşıyoruz. Google, youtube hatta deviantar hesaplarımız bile sansürlendi. Bizleri karalamak için çeşitli web siteleri açıyor, çeşitli tanınmış bilişimciler üzerinden bizler hakkında karalama kampanyası yürütüyorlar, fakat buna rağmen bize olan destek daha da büyüyor. Çünkü sosyal medya kulllanımı, eylemleri doğru anlatabilme vb. noktasında uzman sayılırız.
 
"KLAVYENİN GÜCÜ YADSINMAMALI" 
 
- Devrimcilerin, demokratların, yurtseverlerin, ilericilerin interneti geçmişe oranla daha etkin kullandığı söylenebilir mi?
 
- Şüphesiz ki çok ama çok daha ileri boyutta örgütlenmeler ve iletişim söz konusu. Fakat yeterli değil, halen internete “öcü” gibi bakan yapı ve kişiler var. Devrimciler tarafından hala sosyal medya etkin şekilde kullanılmıyor. Kapitalizmin cafcaflı ve insanları kendine çeken yapılanmalarına karşı biz devrimciler alternatif olabilme noktasında çalışmalarımızı yoğunlaştırmalıyız. Zaman ve mekan gözetmeksizin yapılan değerlendirmeler, bilgi ve belge paylaşımı devrimci mücadeleyi bir adım öteye taşımak için kullanılabilir ve kullanılmalıdır. Konvansiyonel mücadele sistemlerini oluşturan, bedel ödeyen hiçbir devrimcinin hatırasının üzerine basmak değildir bu. Çünkü devrim için mücadelede bunların hepsi meşru ve gereklidir.
 
- Son olarak, gazetemiz aracılığıyla okurlarımıza ne söylemek istersiniz?
 
- Klavye solculuğu söylemi hakkında bir değerlendirmemiz var ve bunu ilk kez Özgür Gelecek okuyucularıyla paylaşmak isteriz. Klavye başından yaptıklarımız ve bilişim teknolojileri üzerinden halka verdiğimiz mesaj son derece açıktır diye düşünüyoruz. Yani klavyenin gücü de yadsınmamalı. Diğer yandan bizler de sokakları hackleyerek mücadelenin yanında ve kaçınılmaz olduğunda hemfikiriz. Bu mücadele hem düşünsel hem eylemsel direnç gerektiriyorsa biz bunu RedHack üyeleri olarak halkımız olmadan başaramayız. Yaptığımız eylemlerle ezilen, çilekeş, fedakar halkımıza az da olsa faydamız dokunduysa ne mutlu bizlere… Bizim en büyük hack olayımız, sokakları hacklediğimiz de olacak. O güne kadar durmak yok, savaşmaya devam.
Özgür Gelecek okurlarına devrimci selamlarımızla… Halk için hack, RedHack!
“Durum iyidir çünkü gerçekler devrimcidir!”
 
(ozgurgelecek.net)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.

Türkiye Gündemi Haberleri