Haftanın ilk gününde konuşulan gündem maddesinin Çankırıspor olduğu gün gibi aşikar. Ligin ilk maçını İzmir deplasmanında Altınordu ile oynayan ve sahadan 3-0 mağlup ayrılan, Hakan Yılmaz nam-ı diğer “çakma imparator”un silbaştan oluşturduğu yeni Çankırıspor’u yazmamak herhalde suyu tersine akıtmakla eşdeğer olurdu.
Ancak kaleme alacağım cümlelerin de başta yakın dostlarım olmak üzere birçok kişiyi de şaşkınlığa uğratacağını düşünmemle birlikte her zaman olduğu gibi “farklı bakış açımı” sergilemenin gayretine girişeceğimin de bilinmesini isterim.
Şöyle ki; maç öncesi Çankırı Belediyesinin sünnet etkinliği öncesi Başkan İrfan Dinç’le birlikte Çankırıspor Kulübü futbolcularının sezon öncesi Seydi köyündeki Hacı Murad-ı Veli türbesini ziyaretlerinin çakışması, basında özellikle Başkan Dinç’in “Çankırıspor’a yeni sezonda başarılar dilerim” açıklamasının yeralmasına sebebiyet verdi.
Doğaldır ki böylesi bir durum, özellikle spor kamuoyunda “Başkan Dinç ile kulüp yönetimi arasındaki buzlar herhalde eriyor” (!) düşüncesinin tohumlarının ekilmesine neden oldu.
Bunun akabinde “yağdanlık” takımından bir kalemin “Uzlaşmak istiyorsan önce özür dile” başlığı altında mevcut kulüp başkanı Sevda Karaali’yi hedef alan bir köşe yazısı servis edildi!
ÖZÜR’Ü KARAALİ DEĞİL DİNÇ YAPACAK! NEDEN Mİ?
Sözünü ettiğim yazıyı okuduğunuzda sanırsınız ki yaklaşık 7 yıl süresince kulübü yöneten İrfan Dinç ve uzantılarının “sütten çıkmış ak kaşık” pozisyonuna konulmasının ötesinde, bu süreç içerisinde “Çankırı yerel matbaacılarının” da yaşanılan süreçten hiç mi hiç rol almadıklarını düşünürsünüz!
Celal Kaman yönetimlerinin görevde kaldıkları sürece neler yaptıklarının ortaya dökülmemesi konusunda hangi “yöntemler”in ağır bastığı konusunu başka bir yazıda ele almak üzere bu bölümü “es” geçerek, Başkan Karaali’nin “beğenelim ya da beğenmeyelim” dönemini kıyaslamak “karınca” ile “cırcırböceği” arasındaki farka karşın ikisini eşdeğer kabul etmek gibi bir durum olsa gerektir!
Kaman – Karaali arasındaki farkı görmeyenlerin ya da görmek istemeyenlerin bir zahmet oturdukları sırça köşklerden kaba gözlerini (!) kaldırarak Ankara yolu üzerindeki tesisleri ziyaret etmelerini salık vereceğim!
Çankırıspor’un kurulduğu 1993 yılından bu yana geçen 18 yıl içerisinde kulübe ait bir “gecekondu” dahi yapamayan iki belediye başkanından özellikle mevcut başkan İrfan Dinç kulübün yeni tesislerin bir zahmet ziyaret etsin de, “kimin kimden özür dilemesi gerektiğini” hep birlikte görelim!
Sevda Karaali, kızlarımızın çeyiz işlemleri için önlerindeki kasnakta işledikleri nakış misali, göreve geldiği ilk günden itibaren kulübün öncelikli ihtiyaçlarını tespitle birlikte, teker teker çözümlenmesi konusunda bugüne kadar birçok kişinin kendisinden beklemediği bir performansla şu ya da bu şekilde ter akıtmıştır. Ve de bunun sonucunda bugünkü “mükemmel tesis” ortaya çıkmıştır…
İşte bu tesis ziyaret edildikten sonra mevcut Belediye Başkanı İrfan Dinç başta olmak üzere, kulübün 6 yıldan fazla kulüp başkanlığı yapan Celal Kaman, Çankırı kamuoyundan “özür” dilemek zorundadırlar.
Neden mi? Öncelikli olarak bir spor kulübünün hangi şartlarda “kulüp” olması gerektiğini Sevda Karaali’den öğrenmek ve ikincisi de ellerindeki “var olan imkanları” bugüne kadar neden böylesi bir tesis için kullanmadıkları için her bir Çankırılı’dan ÖZÜR dilemek zorundadırlar…
GELELİM İŞİN DÜĞÜM NOKTASINA!
Şimdi gelelim işin bam teline!
Sevda Karaali yönetiminin Başkan Dinç ile şurada ya da burada gerçekleşen spontane ya da randevulu görüşmelerinin altında yatan temel neden, Milli Eğitim Bakanlığından alınan mevcut kulüp tesislerinin bulunduğu arazinin belediye kayıtlarında “eğitim alanı” olarak görülmesi!
Bu durum kulübün tesislerinin önündeki boş alan üzerinde planlanan “antrenman sahası”nın hayata geçirilebilmesi için “eğitim alanı”nın Belediye Meclisi İmar Komisyonunda görüşülerek Belediye Meclisinden “sportif alana” dönüştürülmesi kararının çıkması gerekiyor!
Bu kararı kim çıkaracak?
Haliyle Belediye Başkanı İrfan Dinç!
Peki bu karar bugüne kadar neden alınmıyor!
Başkan İrfan Dinç’in her zaman sergilemiş olduğu “kişisel kaprisleri” bu konuyla ilgili olarak da hız kesmeden devam ediyor!
“Yapamaz”, “başaramaz”, “üç gün sonra bırakır gider” (!) falları Sevda Karaali ile bir şekilde gerçekleşmedi!
Peki ne yapmak lazım!
İmkanlar ölçüsünde ama öyle ama böyle bir şekilde kendi rayları üzerinde giden trene “çomak sokmak” lazım!
Hele hele “mühür” de sizdeyse!
Bundan kolay ne var… Eninde sonunda Sevda Karaali gelecek, Belediye Başkanından kulüp için gerekli olan kararın çıkmasını isteyecek!
Başkan ve havarileri de; “Tamam karar çıkar… Ama sen ben ve benim kulüp başkanımla ilgili söylemiş olduğun sözler ve ithamlardan dolayı özür dileyeceksin” diyecek!
Sonrası…
Herşey unutulacak…
Beceriksizlikler… Yeteneksizlikler… İhanetler… Sağlanan çıkarlar…
Kimsenin adına söz edecek değilim… Ancak şunu açık yüreklilikle ifade edeyim ki, bildiğim ve yakından tanıdığım Sevda Karaali ne İrfan Dinç’ten, ne şundan ne bundan ÖZÜR dilemez!
Bunun ötesinde ÖZÜR dileyecekler listesinde İrfan Dinç 1. sırada dururken, Sevda Karaali’nin sıralaması herhalde 51 olsa gerektir!
Aradaki 50 kişi kim mi? Herkes aynaya baksın ve kendi numarasını söylesin…
Yazımı sonlandırırken takımın teknik direktörü olarak görev yapan Hakan Yılmaz nam-ı diğer “çakma imparator”a nacizane bir tavsiyem olacak! Üstlenmiş olduğun görevi yerine getirmekte ısrarcılığın hem sana hem de takıma zarar veriyor… Gel yol yakınken bu görevinden istifa et takımın önünü aç… Hem sen rahatla hem de Çankırıspor’a gönül verenleri rahatlat… Bu “istifa” bugün gelmezse şunu bil ki, tıpkı geçen yıl olduğu gibi ligin ilk yarısı bitmeden sen “istifayı” basmış olacaksın… Demedi deme…
SON NOT: Altınordu – Çankırıspor maçı öncesi İzmir’de idim… Cumartesi gecesi Kordon’da dostlarımla birlikte olduğum akşam yemeğinde ÇANDEF Başkanı Ömer Lütfi Özenç’le maçın skoru konusunda iddiaya dahi girdim! Maçın sonucunu da Altınordu lehine 3-0 olarak tahminle! Ben bu tahmini yaptıktan sonra Kordon’da oturduğum masanın önünden kim mi geçti! Gecenin ilerleyen saatinde takımın hocası Kordon’da yarın oynayacağı Altınordu maçının taktik çalışmasını yapıyordu sanırsam…
Haftanız güzel olsun…