Çankırı’da İl Genel Meclisi toplantısında, turizm yatırımları görüşüldüğü esnada, Meclis Başkanı Osman Canbaz, Tuz Mağarası’nın özel bir işletmeye ait olduğunu belirterek “Burası bizim değil. Buraya yapılacak yatırımlarda dikkatli olmamız gerekiyor. Tüm Türkiye’ye mal edilen merkep bile bize ait değil” demiş.
Osman Beyler yanılıyorlar, Tuz mağarasının girişinde bulunan eşek, Çankırı’nın halis muhlis yerli eşeğidir.
Ayrıcana da İl Özel İdaresi kadrosuna dahil olup İl Genel Meclisinin de daimi üyesidir.
Devletin kadrolu eşeği olmasaydı, cam lahit’in içinde yıllardır korunur muydu, O eşek?
İş bu cihetten dolayı; pipolu, papyonlu, eyyamcı ve mahalle muhtarı kılıklı nice ilbay paşalar, nice şehreminiler, nice mebuslar, nice meclis üyeleri, nice hocalar ve okul bebeleri cam lahit’inin karşısında temenna ederek, arz-ı hörmetlerini bildirmişlerdir, O kadrolu eşeğe…
Özel İdarenin kadrolu eşeği; ne Ünür’ün küfürbaz eşeğine, ne Boyalca’nın kibar eşeğine, ne de Şeerin dik kulaklı, arpası bol verilen eşeklerine benzemez. Onun yanında Merzifon eşeğinin esamesi bile okunmaz.
İl Genel Meclisi daimi üyesi O eşek, İl Özel İdaresi Kanunu 20. maddesini ezbere bildiği için, Çankırı’nın en önemli turizm projesi olan Yıldıztepe ihalesine girmemiştir. Eşek olmasaydı girer miydi? Onu ben bilmem, bilemem.
Kim bilir?
Mesela Ali Haydar bilir, bacanağı Kütükçü çok iyi bilir, müdüre hanım bilir, ihaleyi yapan meclis başkanı, üyeleri bilir, ihaleyi alan il genel meclisi üyesi bilir, Yıldıztepe’de topuğuna sıkılan müteahhit ve ortakları bilir. O an orada bulunan hakim bilir, Çankırılı türkücü bilir, vurulana şikayetçi olmaması için aracı olan zamanın Jandarma Komutanı bilir.
Ne çok bilen varmış…
Kim bilmez?
Üzerine Sarı Baba’nın ölü toprağı serilen Çankırılı bilmez, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyen hemşerim hem bilmez, hem duymaz, hem de görmez.
Korkunun ecele faydası var mı?
Kim neden ve kimden korkar?
Tuz Mağarasının kapısında, arsıza, hırsıza, uğursuza karşı payandalarla da olsa dimdik duran, İl Genel Meclisinin daimi, İl Özel İdaresinin kadrolu eşeği kadar bile olamadık, yazıklar olsun bize.
Yıllardır bunları dillendirdik, yazdık çizdik, baş ağanın beygiri yellenmesi gibi geldi millete…
Sakalımız, sarığımız yok diye mi kimseye sesimizi duyuramadık?
Sakın keramet kadroda olmasın?
Böyle gelmiş böyle gider, bırakalım kadrolu eşeği kendi haline, yürüsün gitsin rahvan…
Ervahına yuf olsun…