AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in “Yargıtay’daki cemaatin imamı, bir dosyayı Pensilvanya’ya göndermiş” dediği ve gizli damgalı zarfla Yargıtay’a sunduğu ismin Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Hüseyin Yıldırım olduğu iddia edilmişti. Yıldırım iddialarla ilgili açıklama yaptı ve ''Hakkımdaki haber tamamen hayal mahsülü olup üretilmiş bir iftiradır'' dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve eski Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in başlattığı "Yargıtay imamı" tartışmasında imamın kim olduğuna ilişkin ilk iddia ortaya çıktı.
Cumhuriyet Gazetesinde yayınlanan haberde, Mehmet Ali Şahin'in mühürlü bir zarf içinde Yargıtay'a gönderdiği "Yargıtay imamının" isminin Adalet Akademisi Başkanı Hüseyin Yıldırım olduğu iddia edildi.
Aynı zamanda Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nde de üye olarak görev yapan Yıldırım ise iddiaları yalanladı.
YILDIRIM: "İDDİALAR HAYAL ÜRÜNÜ"
Yıldırım yaptığı açıklamada, "Yargıtay'ın imamı olduğum iddiası hayal mahsulü üretilmiş bir iddiadır" dedi. "Hukukun üstünlüğü dışında bir otorite tanımadığını" da vurgulayan Yıldırım, yasal yollara başvuracağını da belirtti.
Adalet Akademisi Başkanı Yıldırım, internet sitesine de koyduğu açıklamada şu ifadelere yer verdi:
''Uzun yıllar Adalet Bakanlığı’nda; Tetkik Hakimliği, Personel Genel Müdürlüğü Daire Başkanlığı, Strateji Geliştirme Başkanlığı ve Müsteşar Yardımcılığı görevlerinde bulundum. Geçiçi bakanlar dahil 12 Adalet Bakanı ile çalıştım.
Adalet Bakanlığı, Yargıtay ve Danıştay’ın stratejik planlarının hazırlanması ile 8. ve 9. Kalkınma planlarının çalışmalarında önemli rol aldım.
Avrupa Birliği sürecinde 2009 yılında hazırlanan Yargı Reformu Strateji Belgesi ve Eylem Planı Başkanlığını yaptığım Komisyon tarafından hazırlandı.
18 Ocak 2010 tarihinde Yargıtay Üyesi olarak seçildim. 06 Aralık 2010 tarihinde ise Bakanlar Kurulu’nca Türkiye Adalet Akademisi Başkanı olarak görevlendirildim. Bu görevi 3 yıldan fazladır başarıyla yerine getirmekteyim.
Kişisel ve resmi bütün çalışmaları ile ulusal ve uluslararası hukuk ve adalet alanındaki kamuoyunun önünde bulunan birisi olarak; hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ve mer’i mevzuat dışında bir otorite tanımamaktayım.
Özgürlükçü demokrasinin geliştirilmesi, temel hak ve özgürlüklerin güçlendirilmesi, kuvvetler ayrılığı, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı gibi evrensel hukuk kuralları dışında bir referansım bulunmamaktadır. 28 Ocak 2014 tarihli Cumhuriyet gazetesinde manşetten yayınlanan haber tamamen hayal mahsulü olup, üretilmiş bir iftiradır. Tamamen gerçek dışı bu iftira ile ilgili tüm yasal yollara başvuracağımın bilinmesini isterim.''