Hazinedar, belediyenin defalarca soruşturmadan geçirildiğini belirterek “Belediyemizde son iki yıldır 180’i aşan ön inceleme, araştırma ve soruşturma yapılmıştır. Türkiye’de hiçbir belediye bu kadar teftiş edilmemiştir. Türkiye rekoru ile seçilmiş bir belediye başkanı olarak, bir rekoru da teftiş edilmekle kırdık. Ataşehir Belediye Başkanının görevden alınması ile hedefe konulan isim oldum. Buna uygun olarak belediyeye mülkiye müfettişleri geldi. Şu anda 16 müfettiş ve teftiş görevlisi bir ayı aşkın süredir belediyeyi denetliyor. Son döneme kadar yapılan bütün teftişlerden anlımızın akıyla çıktık. Bugüne kadar hiçbir şey bulamadılar. Şu an bulmakla görevlendirilmiş kişiler inceleme yapıyor. Bizim abdestimizden şüphemiz yok. Bu hukuk onlara da lazım olacak. Balyoz ve Ergenekon soruşturmalarından sonra, devlet hatayı bir defa yapabilir. Yeni hatalar onlardan öğrenilmiş şekilde devam etmektedir. Bıçak kemiğe gittikçe dayanıyor. Yapılanların beşeri adalette, ilahi adalette hesabı verilecektir. İftiraya uğramak çok kötüdür” demişti.
'AİLEMDEN ELİNİZİ ÇEKİN'
Hakkında açılan FETÖ soruşturması kapsamında eşi Özlem Hazinedar ve oğlu Yaşatan Hazinedar hakkında da yurtdışına çıkış yasağı konulduğunu söyleyen Murat Hazinedar şöyle devam etti:
“Soruşturma 2016 tarihinde hiçbir delil olmadan, Canfer Deliismail ve Heyecan Halime Şahin isimli şahısların iftiraları ile açılmıştır. Delil olmayan dosyada hakkımda, haksızca yurtdışı çıkış yasağı çıkarıldı. Bu soruşturma kapsamında 17 aydır hiçbir şekilde ifademe başvurulmamıştır. İfade verme talebim reddedilmiştir. Şüphelinin ifadesi alınmadan, üstelik bu bir belediye başkanı, ifademiz alınmadan nasıl adli kontrol kararı alınmıştır. Üstelik şahsım Türkiye’de iken adliyeye ifade için davet edilmeden gıyabımda karar alınması kanunlara aykırıdır. Savcılık savunma hakkımı açık bir şekilde ihlal etmiştir ve etmeye de devam etmektedir. Hayatımın hiçbir evresinde FETÖ ile ne avukat olarak, ne işadamı olarak, ne de siyasetçi olarak hiçbir ilişkim olmamıştır. Hakkımda yalan ifadelerle bir soruşturma açıldı. Bu soruşturmalarla sadece şahsıma değil, eşime de, dünyanın en iyi üniversitelerinde kabul alma imkanı olan evladım, oğlum hakkında da yurtdışı yasağı konuldu. Onun yurtdışında okuma şansı elinden alındı. Buradan Sayın Cumhurbaşkanına sesleniyorum. Kendisinin şikayet ettiği eski düzende o düzeni ben de şikayet ederdim, ama yıkmak için değil, ülkem daha özgürlükçü, vesayetten kurtulan milli şuuru olan, millet için çalışan bir devlet organizasyonunu hep hayal etmişimdir. Sayın Cumhurbaşkanının şikayet ettiği devlet düzeni dahi onun çocuklarına yurt dışında okuma fırsatı ve imkanı verdi. Darbe dönemlerinde bile aileler bu derece mağdur edilmedi. Ailelerden elinizi çekin.”