Muharrem İnce’nin konuşmasından satırbaşları şöyle;
“Merhaba Muğla, merhaba güzel insanlar… (İnce başkan sesleri)
Bugün kampanyanın 38. günü… 86. mitingi… Açıklıyorum şu ana kadar 86 miting içinde Muğla bir numara oldu. Ama daha 35 civarında miting var güvenmeyin bir kere ‘Büyük İstanbul Mitingi’ var son günü… Sizi geçerse kızmazsınız değil mi? (Hayır)
“BENİM RAKİBİMDE PARA ÇOK HAZİNENİN ANAHTARI ONDA”
Buraya Kayseri’den geliyorum. Hani para yatırıyorsunuz ya, o paraları işte buralara harcıyoruz, yatırıyoruz. Uçak kiralıyoruz. Benim rakibimde para çok hazinenin anahtarı onda. Örtülü ödenek, devletin uçakları çok… Ama biz, sizin yatırdığınız paralarla, yoksa Kayseri’den Muğla’ya nasıl yetişeyim. Tarifeli uçakla olmaz. Helal ediyor musunuz? (Helal olsun) Yalnız yarı yolda benzin bitmesin biraz daha ateşleyin siz. (Gülüşmeler)
54 yaşındayım Ramazan Bayramı’nda babamın evinden başka hiçbir yerde kalmadım. Hiç tatile gitmedim. Bayram sabahı babamın evinde uyandım. Bu seferde böyle yapacağım.
“SEN KİM İSTİHBARAT KİM”
Diyorum ki ayrımcılık yok… AK Partili kardeşim, ülkücü kardeşim, İYİ Partili kardeşim, HDP’li kardeşim, Saadet Partili kardeşim… Herkesi, 81 milyonu barıştırmaya çalışıyorum. Ben barış ve huzur diyorum. Bir de kavga eden bir adam var. Bugün demiş ki ‘İstihbarata sordum Diyarbakır Muharrem İnce’nin mitingine gidenler HDP’li idi’ demiş… Bir… Erdoğan bu devletin istihbaratı ne zamandan beri miting alanlarını kontrol ediyor. Bu devletin istihbaratına görev ver de bomba patlatanları yakalasınlar mitinglerle uğraşma. İki… Sen kim istihbarat kim… Sen darbeyi eniştenden öğrenmiş adamsın eniştenden… Üç… Sen o MİT’in başındaki adamı değiştir bence. O sana yalan söylüyor. Bak açıklıyorum Diyarbakır mitinginde meydanda AK Partili kardeşlerim vardı, sana yalan söylemişler. Allah aşkına bu devleti 16 senedir nasıl yönetti, doğrusu şaşırıyorum. Yazıklar olsun böyle bir bilgi verdiyse o istihbarata. Siz bu işle mi uğraşıyorsunuz? PKK, IŞİD, FETÖ’cüler kol geziyor bu memlekette. Sizin işiniz Muharrem İnce mitingi mi? Bak istiyorsanız uzaydan bir bakın da sayın 100 bin mi, 200 bin mi bilmiyorum artık kaç kişi.
GÖLGEDE AYRI SEYREDENLERİ KALABALIĞIN YANINA ÇAĞIRDI
Dünya hep böyledir bak. Bir, böyle güneşin altında seyredenler bir de böyle gölgenin altında izleyenler. (Gölgenin altında izleyenleri göstererek) Oh ne ala… Ama sizi miting alanında saymıyorlar. Siz de gelin böyle daha kalabalık, daha güçlü, daha omuz omuza, daha yürek yüreğe buyurun. Orada durman bir işe yaramıyor burada duracaksın beraber omuz omuza yürek yüreğe…
“GÖCEK TÜNELİ’NDEN PARA ALINMAYACAK”
Muğla bir ay içinde yemin ederim. O Göcek Tüneli’nden para alınmayacak. Öyle parayla tünel yok. Burada üniversite öğrencilerinin yurtlarda çok zahmet çektiklerini biliyorum. Size söz veriyorum iki yıl içinde hiçbir öğrenciyi tarikat yurtlarına esir etmeyeceğim. Rahmetli Özal burada gecekondu gibi ufak bir yazlık yapmıştı kıyameti koparmıştı Türkiye. Geldi Recep Bey burayı yıktı 300 odalı yazlık yaptı. 50 bin ağaç kesti bir de duvar ördü duvar. O koltuğa oturduğum da önce o duvarı hemen kaldıracağız. O 50 bin ağacı hemen dikeceğiz. Sarayı da engellilere vereceğim.
“ERDOĞAN BUGÜNDEN İTİBAREN MEYDANLARDA
YALAN SÖYLEMEZSE KIŞIN SARAYI BİR HAFTALIĞINA VERİRİM”
Muğla’dan bir söz daha vereyim. Recep Erdoğan bugünden itibaren meydanlarda yalan söylemezse kışın eski Cumhurbaşkanlarına bir hafta ona da verebilirim sarayı. Kışın ama yazın vermem. Bir şartla vereceğim eski Cumhurbaşkanlarına. Bir… Bugünden itibaren yalan söylemesin ve kışın bir hafta başka yok. Duydunuz mu Muğlalılar? (Evet sesleri)
Büyümeyi açıklamışlar büyüme diyor 7,4… Yahu büyüme 7,4’te bunu hisseden var mı? (Hayır) Enflasyon, dolar, faizler yukarıya doğru çıkıyor… Erdoğan kiminle kavga ettiyse o yükseliyor.Faizle kavga etti, faiz yükseliyor… Dövizle kavga etti, döviz yükseliyor… İnce ile kavga etti, İnce yükseliyor… ‘Bay Muharrem… Bay Muharrem’ diyor. 24 Haziran’da bay bay Recep… bay bay Recep… Dün şöyle demiş ‘bana bak Muharrem’ sana hazine bakıyor, darphane bakıyor, sana örtülü ödenek bakıyor… Sana ne bakayım ben, millete bakacağım millete.
‘Ben ekonomistim’ diyor. Bende diyorum ki ben de diplomalı fizikçiyim. Sen ekonomistten unuttuğun bir şey var dünyada Nobel ekonomi ödülünü alan ilk kişi fizikçidir hem de diplomalı. Madem ekonomistsin, madem ustasın bir akşam çık karşıma çık. Diplomanı sormayacağım, beygirden düşmeni anlatmayacağım, haramlarını anlatmayacağım tek bir şey tek ekonomi konuşacağız. Yüreğin varsa, cesaretin varsa çık karşıma ekonomi tartışalım. Herkes eteğindeki taşı düşsün. Türkiye 16 yılın sonunda duvara çarpmak üzere. Türkiye ya fizikçiyi seçecek ya da kekçiyi seçecek.
16 senenin sonunda projeye bak. Bir… Stat yapacak… İki park yapacak… Üç kıraathane yapacak… Yahu sen belediye başkan adayı mısın, Cumhurbaşkanı adayı mısın? Çaylar gelsin kekler gitsin ‘bedava’ diyor. ‘Çalma he projeyi’ diyor. Al senin olsun onu kim çalacak ya al senin olsun. Her mahallede kıraathaneler dolu zaten. Yalnız varya o kıraathanenin keklerini bile tek merkezden bir yandaşa sattırabilir he. Onu bile yapar. Ustayım diyordu meğer kek ustasıymış.
Erdoğan’ın oy için yapamayacağı şey yok. Aklı sıra beni bir yerlere itmeye çalışıyor. Benim kim olduğumu soruyorsan ben Atatürkçü, Cumhuriyetçi, yurtsever bir fizik öğretmeniyim.” (Mustafa Kemal’in askerleriyiz sesleri)
Turizmi 12 aya yayacağız. Hedefimiz 60 milyon turist, 60 milyar dolar turizm geliri. Zeytini tarımı unutamayız. İtalya bizden zeytinyağını alıyor, şişeliyor. Bizden bir liraya alıyor, 20 liraya satıyor. Marka yaratacağız marka. Gençlerle yapacağız onlarla başaracağız. Sanayinin dörtte biri atıl… Bunları devreye sokacağız. Topyekun bir kalkınma, refah içinde bir Türkiye yaratacağız. Benim çocukluğum tütün tarlalarında geçti. Adıyaman’da bir köylü dedi ki ‘bize tütünü yasakladılar.’ Allah’ın izni, milletimin isteğiyle bir Cumhurbaşkanı olayım bu işi 15 günde çözeceğim. Türk tütünün de zehir var da ABD tütünün de vitamin mi var?
Benim Cumhurbaşkanlığımda 600 milletvekili olmayacak düşecek bu sayı. Barışacağız, büyüyeceğiz, bölüşeceğiz.
Bir emeklinin en düşük emekli maaşı 850 lira en yüksek 6 bin 500 lira. Emekli maaşları arasında 9 kat fark olursa; O ülkede gelişme,barış, kardeşlik olmaz. Bunu dengeleyeceğiz.
Erdoğan salona giriyor yüksek yargıçların hepsi ayağa kalkıyor. Benim Cumhurbaşkanlığımda Yargıtay salonuna girdiğimde yargıçlar ayağa kalkmayacak.
Geçen gün bir Danıştay üyesi kadın, benim aleyhimde tweet atıyor. Benim Cumhurbaşkanlığımda bir Danıştay üyesi ya da Yargıtay üyesi asla rakibim hakkında tweet atamaz.
Ben size söz veriyorum; Benim Cumhurbaşkanlığımda vatandaş kemer sıkmayacak, devlet kemer sıkacak.
AVM ÖRNEĞİ
Şİmdi bir AVM 100 milyon dolar… Pergeli koyun 2 kilometre çizin. 2 kilometre içinde tam 5 tane AVM var. 5 tanesi 500 milyon dolar. Şimdi bakınız siz gömlek satıyorsunuz. 5 AVM olunca 5 tane dükkan tutuyorsunuz. Dolayısıyla 5 dükkan tuttuğunuz için gömlekçi olarak 5 tane kira ödüyorsunuz. Dolayısıyla 10 liradan satacağınız gömleği 50 liradan satıyorsunuz. İki… Siz tüketici olarak gömleği pahalıya alıyorsunuz. Hiçbir üretimi yok AVM’nin. Halbuki o 5 AVM yerine 1 tane AVM yapılsa sen gömleği daha ucuza alacaksın. 400 milyon dolarda kenara kalacak. Bir fabrika 20 milyon dolar. 400 milyon dolarla 20 fabrika yaparsın. Bir fabrikada 2 bin kişi çalışsa 20 fabrikada 40 bin kişi çalışır ekmek sahibi olur.
BENZİNLİK ÖRNEĞİ
Avrupa’ya gidenler bilir… Her 50 kilometrede bir benzinlik vardır. Türkiye’de her 10 kilometrede bir benzinlik vardır. Bir benzinlik 5 milyon dolar… 100 kilometreyi düşünün. 100 kilometrede Avrupa’da 2 benzinlik, Türkiye’de 10 benzinlik var. 5 milyon dolar 10 benzinlik 50 milyon dolar. 2’ye düşürdüğüm zaman 40 milyon dolar kaldı. 40 milyon dolara 2 fabrika kurarsın. 2’şer binden 4 bin kişi çalışır. Benzinci ne iş yapacak? Benzinci ne iş yapacak biliyor musun? Güneş enerjisini yaptırırsın. Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyeli yüzde 130. Ama bunları yapabilmek için teknolojiyi bilmek lazım. Bu kindar nesille olmaz. Dindar nesil devletin değil ailenin görevi. Aile isterse dindar nesil yetiştirir. Ama devletin görevi var. Matematik öğretmek devletin görevi. Diyarbakır’da ne konuşuyorsam Trabzon’da Muğla’da onu konuşuyorum.”
Dokunulmazlık konusunda partimle ters düştüm. Ben hayır oyu verdim. Bugün olsa yine hayır oyu veririm. Türkiye’nin sorunlarını ilkeli siyasetle çözeceğiz. Omurgalı dik duran ilkeli bir siyaset her birlikte başaracağız bunu. (İnce başkan sesleri)
“OYUNUZU KULLANIN… YSK’YI BANA BIRAKIN”
Türkiye’nin dört köşesine gittim. Müthiş bir değişim rüzgarı var. Oyunuzu kullanın… YSK’yı bana bırakın. Avukat arkadaşlarım, cübbeleriniz araçlarınızın içinde olsun. Pazar günü Yalova’da olacağım, oyumu kullanıp Ankara’ya gideceğim. Alavere dalavere işlerine başladılar mı sandalyemi alıp YSK’nın önüne gideceğim.
YSK üyelerini uyarıyorum! Görevinizi doğru düzgün yapın, fotoğraflarınızı Türkiye’nin bütün sokaklarına asarım, sokağa çıkamazsınız. Hiç kimse korkmasın.” (İnce Başkan sesleri)