İçişleri Bakanı Muammer Güler, 'Sevgili hemşehrilerim, itimadınız için çok teşekkürler. Hiçbir kanunsuz işimiz olamaz. Veremeyeceğimiz hiçbir hesap da yoktur' dedi.
Bakan Güler, resmi Twitter hesabındaki açıklamada, ' Önümüzdeki günlerde her şey açığa çıkacaktır. Hepinize saygılar ve sevgiler sunuyorum. Sevgili hemşehrilerim, itimadınız için çok teşekkürler. Hiçbir kanunsuz işimiz olamaz. Veremeyeceğimiz hiçbir hesap da yoktur' ifadelerini kullandı.
Muammer Güler twitter'daki açıklamasının ardından Anadolu Ajansı'na açıklamalarda bulundu.
SUSMAYI TERCİH ETTİM
Güler, yaptığı açıklamada, son günlerde yürütülen operasyona ilişkin soruşturmanın gizliliğine duyduğumuz saygının gereği olarak bu zamana kadar susmayı ve gelişmeleri izlemeyi tercih ettiğini, bütün aşamaları tek tek izlediğini belirtti.
Şu anda soruşturmanın ilk kısmının tamamlandığını ve tutuklamaların yapıldığını aktaran Güler, şöyle devam etti:
“Maalesef bu operasyonun, yolsuzluk kılıfı altında sunulan son derece çirkin bir tuzak olduğunu değerlendiriyorum. Çok daha önemlisi operasyon, medyanın da manipülasyonlarıyla yürütülen bir karalama kampanyasına dönüşmüştür. Operasyonla ilgili bütün hukuki ve usuli hükümler yerle bir edilmiştir.
BİLGİ SIZDIRILMIŞ
Daha operasyonun başladığı günden itibaren bütün medyaya görüntüler, ifadeler, kaydedilmiş ne varsa bütün deliller deşifre edilmiştir. Soruşturmada gizlilik kararı olmasına rağmen maalesef hem polis camiası içinden, hem de maalesef başka kanallardan önceden sızdırılmış, bir algı oluşturulmaya çalışılmıştır.
Burada maalesef yasaların açıkça çiğnendiğini görüyoruz. Bir kere öncelikle yargı sürecinin devamı boyunca verilen her karara elbette ki saygılı olacağız. Masumiyet ilkesinin özenle korunması gerektiğini burada bir kez daha ifade ediyorum. Aksi ispat edilene kadar herkesin masum olduğu unutulmamalıdır ama yayınlanan sözde belgelerin ilk bakışta dahi birçok çelişkiyi içinde barındırdığını gördüm. Hatta bizim konuşma tapelerimizde çok can alıcı yerlerde maalesef parayla ilgili konularda eklemeler olduğunu gördüm. Bunlar son derece güzelce düzenlenmiş ve eklemeler yapılmış, ilk bakışta dahi açıkça anlaşılabilecek düzenlemelerdir. Bunların kamuoyu tarafından en iyi şekilde değerlendirileceğine inanıyorum.”
Güler, “Delil uydurulmuş mu diyorsunuz?” sorusuna, “Maalesef, maalesef. Televizyonlarda ve basında internet sitelerinde geçen birçok tapelerde eklemeler vardır, ancak buradaki delillerin elde edilmesi konusunda da bazı eksiklikler yapılmıştır” dedi.
Bu kirli oyunu vatandaşın fark ettiğini belirten Güler, “Bu kirli oyun bize ve ailemize karşı olmanın da ötesinde Ak Parti ile ilgili, millet iradesiyle ilgili bir operasyona döndürülmüştür. Şimdi burada bir tuzak operasyonu olarak değerlendirdim. Maalesef 3 ayrı operasyon birleştirilerek tek bir operasyon gibi, tahrip gücü yüksek bir hale getirilmiştir. 14 ay sürdürülmekte olan bir operasyon, bir başka operasyonla birleştirilmiştir. 25-26 Ekim'de biten bir operasyon 52 gün bekletilmiş ve diğer operasyonlarla birleştirilmiştir” diye konuştu.
Güler, İstanbul'daki operasyona ilişkin, 'Olayın başladığı gün, 17 Aralık'ta Sayın Başbakanımıza kendimle ilgili olarak gerek görevden affımı isteme, gerek azledilme ve gerek istifa dahil her konuda her şeye hazır olduğumu, bu hassasiyeti taşıdığımı ifade ettim. Şimdi Sayın Başbakanımızın bu konuda yapacağı düzenlemeyi bekliyorum' dedi.
OPERASYONUN SİSTEMDEN KAÇIRILMASI...
Güler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu operasyonla ilgili yaptırdığı incelemede operasyondan İstanbul Emniyet Müdürünün, İstanbul Valisinin ve çok daha önemlisi bu şubenin bağlı olduğu Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Daire Başkanlığının kesinlikle bilgisinin olmadığının anlaşıldığını aktardı.
Operasyonunun sistemden kaçırılarak yürütüldüğünü bildiren Bakan Güler, bunun görevi suistimal olduğunu belirtti.
Soruşturmada adı geçenlerle ilgili bazı iddiaların dile getirilmesi üzerine soruşturma başlatıldığını ifade eden Güler, şöyle devam etti:
BEN GÖREVE BAŞLAMADAN DİNLEMEYE BAŞLAMIŞLAR
'İstihbarat Şubesi tarafından 7 Mayıs 2010'dan 2 Eylül 2012 tarihine kadar bir dinleme yapılmış. Daha sonra da 17 Eylül 2012 tarihinden itibaren de İstanbul KOM Şubesinde dinlemeye başlanmışlar. Yani ben 26 Ocak'ta göreve başladığıma göre benden 3 aydan daha fazla bir süreyle bu dinleme başlamış.
Oğlumla ilgili ilk tespit 16 Nisan tarihindeki görüntüde, bir suçun işlendiği iddia edilmesine rağmen bu suçla ilgili hiçbir işlem yapılmadan beklendiği çok dikkat çekiyor.
Bu görüntülerle ilgili olarak ilgili mercilere de suçun işlendiğine dair bilgi verilmemiştir. Benim oğlumun işlediği öne sürülen suçla ilgili ben bilgilendirilmesem bile benim üstüm olan Başbakan'a bilgi verilmesi idari bir teamüldür, bir zorunluluktur. Çünkü Bakan oğlunun karıştığı herhangi bir suç eyleminde eğer bir tespit varsa işlem yapılmakla beraber kesinlikle bunun il valisine ama İçişleri Bakanının bilgisi olması istenmiyorsa ki kendisiyle, çocuğu ile ilgiliyse Sayın Başbakana bilgi verilmesi lazım. Burada maalesef bu atlanmıştır. Bu önemli bir eksikliktir. Bu soruşturma kapsamında böyle bir eksiklik görülüyor.
İçişleri Bakanı olarak, görüşme talebinde bulunan bu şahısla ilgili bilgi istediğimde bu bilgiler bana verilmiyor. Aslında bu bilgiler verilse bu görüşme de belki olmayacak. Burada da bir eksik bilgilendirme amirlerinden bu işi kaçırma vardır. Yani beklenmiştir, bir tuzak operasyonuna dönüştürülmüştür. Ne zaman kullanılacağı konusu kendileri tarafından bilinecek hale getirilmiştir. Başkaları da bu işin içine katılarak bir siyasi komplonun aracı olarak kullanılmıştır. Asıl işin hazin yönü de budur. Bir siyasi operasyonun malzemesi olarak kullanıldığı da gayet açıktır.'
İki yanlıştan bir doğru çıkmaz
Operasyonun başlangıcından itibaren kamuoyuna, medyaya, internet sitelerine yasal olmayan, soruşturmanın gizliliğini bozacak, kesinlikle sızmaması gereken bütün ifadelerin sızdırıldığını bildiren Güler, 'Geçmişte benzer operasyonlarda belge sızdırıldığında, kişilik haklarının ihlal edildiğinden, insan haklarının ihlal edildiğinden dem vuranlar. Şimdi bu konuda en çok bu olayın destekçisi konumunda görülüyorlar. Bu iş geçmişte yanlışsa şimdi de yanlıştır. İki yanlıştan bir doğruyu çıkarmak mümkün değildir' dedi.
Geçmişte de şimdi de bu sızdırmaların emniyet ve yargı içindeki aynı mihraklardan, kendilerine müstakil alanlar oluşturan yapılardan sızdığının anlaşıldığını bildiren Bakan Güler, bunun ancak onların işine yaradığını belirtti.
Güler, 'O halde hep beraber bu tip sızmalara karşı tedbir alınması ve bunun kabul edilemez olduğunun herkes tarafından ifade edilmesi lazımdır. Bugün sana yarın bana gibi bir anlayışın da burada geçerli olmadığını açıkça ifade etmek istiyorum. Çünkü UYAP'taki şifreler dahi internet sitelerinde dolaştırılmıştır, yargının gizli belgelerine dahi bu yolda ulaşılması sağlanmıştır ki bu operasyondaki en dikkat çekici konulardan biri de budur' diye konuştu.