Türk futbolunun müthiş kafa golleri, inanılmaz şutları ve ağları yırtan golü ile yeri asla doldurulmayacak, beyefendiliğin timsali bir efsaneye göz yaşı dökmek demekti..
Metin Oktay'ı yitirmek, ideal golcü, akıl almaz maharetlerle dolu oyunculuk yapısını, takım arkadaşları ile sahanın içinde paylaşan, rakibine saygılı bir harika yetenek için dökülen anlamlı göz yaşı demekti..
Metin Oktay'ı yitirmek statlarımızın bir balçık tarlasına dönüştüğü yıllarda, o alanları gül bahçesine çeviren bir sihirbazın gösterilerine son vermesi demekti...
Metin Oktay'ı yitirmek, formasını giydiği bir takım uğruna servetleri geri tepen birinin asaleti demekti... ''Ya orası ya burası'' şeklinde bir tümce ile gol kralı birisini, milyonların sevgilisini ayağına çağıran bir hanım efendiye, değerli eşine kendine özgü yanıt veren 28 yıl önce aramızdan ayrılan bir büyük futbolcunun duruşu demekti...
Metin Oktay'ı yitirmek, Can Bartu, Lefter Küçükandonyadis', Süleyman Seba, Turgay Şeren, Birol Pekel, Yusuf Tunaoğlu, Vedat Okyar, Cemil Usta gibi nice büyük ustaların serptiği, ''Centilmenlik rakibe saygı, birlik ve beraberlik ve de önce dostluk'' tohumlarının, yeşil çimler arasında sararıp solması demekti...