AK Parti Çankırı milletvekili aday adaylarından işadamı Mesut Koç, Sözcü18 Genel Yayın Yönetmeni Vedat Beki ile görüşerek siyasi gündemi değerlendirdi. Koç "Yaşadığımız sorunlar, bizatihi bu sorunu yaşayanlar tarafından çözülecektir. Ev sahiplerinin yönettiği bir kent, ev sahibinin temsilci olduğu kent, sorun yaşamaz" dedi.
- Çankırı'nın en temel sorunu nedir?
Yaşadığımız kentin var olan sorunları, muhatapları iş başına gelince 'çözülmesi imkansız sorun' olmaktan çıkar. Çünkü onların ezberleri ve kalıpları olmaz. Sorunları bilir ve çözüme kavuşturmak için araştırır, irdeler, irade sergiler ve sonuç itibariyle ortadaki sorun 'sorun' olmaktan çıkar.
- Diyorsunuz ki, 'sorunun kaynağı' Çankırı'nın temsili ve yönetimi noktasında 'konuk sanatçılar'!
Evet... Çankırı'yı 'ev' olarak isimlendirirsek ev'i ev sahibi yönetmiyor. Bu evi, evin sorunlarını bilen bizatihi sahipleri yerine evi geçici olarak kullanan kiracıları yönetiyor. Bu bazen 4 yıl, bazen 5 yıl bazen de 10 yıl olabiliyor. Ama eninde sonunda işleri bitince kafalarındaki plan bu kıraç topraklara gelmemek üzere evi terketmek oluyor. Yakın siyasi tarihimizde bunun sayısız örnekleri yaşandı.
- Yaptığınız değerlendirme sonrası şu soruyu sormak istiyorum: Kim ev sahibi kim kiracı?
Nüfus kağıdında Çankırı olmasından daha çok, kazandığını bu memlekete yatıran, bu memlekette kazanıp bu memlekette iş yapan, iş yaptıran, istihdam yaratan kişi asıl Çankırılı'dır. Nüfus kağıdında ne yazarsa yazsın onun önemi yoktur. Yani ev sahibidir. Bunun yanında isterse holding sahibi olsun; bu memlekete beş kuruş faydası yoksa, üç yılda beş yılda bir uğranılıyorsa nüfus kağıdında Çankırı yazsa kime ne faydası olur ki?
- İşadamı gözüyle Çankırı'da ticaret dünyası nasıl gelişir?
Öncelikli olarak elimizdeki fırsatları değerlendirmeliyiz. Bunlar neler olabilir derseniz; Kalkınma Ajansları ve Avrupa Birliği katkı fonlarını tabana yaymalıyız. Bu fonları belli bir büyüklükteki ticaret sahipleri değil de, daha küçük esnaf grubu kullanmalı. Çankırı'nın bu fonlardaki payını artırma çarelerini bulmalıyız. AB fonları Ankara'nın gelişmesine çok fazla olumlu etki yapmaz ama Çankırı gibi küçük illeri çok hızlı şekilde kalkındırır. Bu önerimin dikkate değer olduğunu düşünüyorum.
- Sonrası?
İmalat-üretim sektöründe Çankırı yer almalı. Hem de büyük bir özenle. Böylesi bir hedefin öncelikli pazarı yanıbaşımızdaki Ankara. Bundan neden faydalanmayız ben hâlâ sorarım. Ankara bizim için büyük bir pazar. Bunun farkına varıp en kısa sürede bu pazarı Çankırı olarak değerlendirmeli, bunun gereklerini, altyapısını hazırlamalıyız.
- Çankırı için önemli bir çıkış yolu olacağı belirtilen Yakınkent Organize Sanayii hakkındaki düşüncelerinizi alsam.
Yakınkent Organize Sanayinin önümüzdeki süreçte Çankırı ekonomisi için önemli bir aşama olduğunu düşünüyorum. Var olan ve de ihtiyaç olan gerekli projelerin hayata geçirilmesi ile birlikte bu proje hayata geçtiğinde Yakınkent Organize Sanayii Çankırı'nın var olan ekonomik yapısına artı katkılarını hep birlikte göreceğiz. Bu projeye Eldivan'dan ulaşım için yeni bir yolun yapılmalı ve Çankırı ile arasındaki mesafe kısaltılmalı. Geliş-gidişleri kolaylaştırarak başka cazibe merkezi ilçeler oluşturulmasının önüne geçilmeli.
- Şehirde yaygın kanaat 'küçük olsun benim olsun' felsefesiyle ilgili düşünceleriniz?
Tespitinize katılmamak işten değil. Bölgemizde yaygın olan bu düşünceyi her ne kadar tensip etmesem de sonuçlarıyla karşı karşıya kalmaktan kaçamıyoruz. 'Az olsun benim olsun' yerine 'çok olsun bizim olsun' görüşünü yaygınlaştırarak ortak çalışma sistemleri kurulmalı. Bununla birlikte profesyonel yöneticilerden de destek alınmalı.