Köşenize çekilmiş ve sadece kendi işinizi yapıyor olmanız da bazen hiçbir şey ifade etmiyor… İsteyerek ya da şartlar gereği seçmek zorunda bırakıldığınız yeni dünyanızda yaşadığınız yalnızlık dahi görülmüyor.
“Porsche” ve daha onlarca aracı olan, hiç ummadığı bir anda öyle ya da böyle hayatının piyangosuyla buluşarak dokunulmazlık zırhına bürünmüş “ciğercinin kedisi” misali bulundukları sırça köşkten sağa sola müdahil olmaya çalışan(lar)ın ağzında “malzeme” oluyorsanız nerede olursanız olunuz sıkıntı yaşar ve çevrenize de “sıkıntı” yaşatırsınız.
Ne menem bir şeydir ki yapmaya çalıştığınız meslek, istediğiniz kadar gayret ve çaba gösteriniz oğlunuza dahi anlatamazsınız haklılığınızı…
En kolayıdır “sen bildiğini yap da haklılığın er geç meydana çıkacaktır” cümlesini yerli yersiz dile getirmek… Aslında böylesi bir hal ve davranış sergileyenler için acımasızdır hayat…
“Soru sormak” gazeteci için fotoğraf karesine ulaşmanın ilk adımıdır… Sorusu olmayanın “gazeteci” olma lüksü de yoktur… Tıpkı demirci ustasının örs’ü, savaşa giden askerin mermisi, sahadaki futbolcunun vurduğu top’dur gazeteci için “soru”.
Gazeteci için “soru”, politikacının karşısındaki kitlelere bol keseden sunduğu “vaat”lere benzemez!
Dile getirdiğim cümleleri “bilmeyen” ne politikacı vardır de de “kedi” (!)
Sadece ve sadece bencil ve egoist olanlar bu yazdıklarımı görmeyebilir… Hatta daha da ötesi aynaya baktıklarında kendilerinden “nefret” edenler…
Yaşamlarının büyük bir bölümünü aşağılık kompleksi içerisinde yaşamış, sahip oldukları kazlarını görmezden gelerek komşunun elindeki tavuğa takmışlar böylesi cümlelerin farkına dahi varmazlar.
Porsche dolmuşuna binseler dahi…
Her daim bulundukları mekanlarda, boyunlarına geçirdikleri at gözlükleri ile biraraya geldikleri üç-beş akıl fukarası ile birlikte, köşesine çekilmiş, yüzünü dahi göstermek istemeyen, “sorularından” başka sermayesi olmayan 55’lik ihtiyarla uğraşırlar!
“İhtiyar da fazlasıyla çetin ceviz çıkmış” diyeceğim ama, aslına bakarsanız hiç de öyle değil… Kendi halinde ve güzelliklerin peşinde…
Ne ahaliye “inek vereceğim süt elde edeceksin” diyebiliyor, ne de “senin arsaya emsali 4.5 verebiliriz” cümlesini kurabiliyor!
Hele hele “Sen şu tarlayı al da orayı da ticaret alanı yaparız” diyebiliyor!
Böylesi alışverişlerle de işi olmuyor, ne de kendisine böylesi tekliflerde bulunabilecek insanlarla aynı masaya oturuyor…
Ancak “Porsche dolmuşuna binenler” ağızlarındaki löp etlerin kırıntılarını ellerindeki kürdanla karıştırırken 55’lik ihtiyarın icraatlerini gevelemekten de vazgeçmiyorlar…
Porsche dolmuşçuları için hayati mevzu “bizim oğlan diziden çıkarıldı” haberi!
Google’ya girip de başlığı yazdın mı en az 38 portalda görebileceğin haberi “gecikmeli” ve de “kaynak” göstererek Sözcü18’in kullanmasına fatura kesilmek isteniyor…
Ve de bir şekilde başarılı olunuyor…
Oysa 55’lik ihtiyarın Belediye Başkanına yaptığı çağrı ile cevaplandırmasını istediği 2 soru, bizim “Porsche dolmuşçularını” hiç mi hiç ilgilendirmiyor…
Nasıl ilgilendirsin ki; sorunun muhatabı porsche dolmuşunda muavin koltuğunda!
Porsche’nin şoförü mü!
Güldürmeyin beni… Hele biraz sabırlı olun…
TBMM’deki görev süresi bitmeden bindiği porsche’nin stepnesi dahil 4 lastiği inmiş, cantları üstünde yolda kalmış halini görürseniz şaşırmayın…
Yazık… Hem de çok yazık…
x x x
Bu güne kadar Sözcü18 sayfalarında “okuyucu yorumları” hiçbir sansüre uğramadan sadece ve sadece “eleştiriye tahammül gücümüzü” gösterme adına isim ve e-mail adresine gerek duyulmadan yayımlanıyordu. Ancak İki yılı aşkın süredir uyguladığımız bu yöntem ve okuyucuya sağladığımız serbestlik bazı tatsız durumların yaşanmasına neden oldu.
Yazı Kurulumuzun yaptığı son toplantıda aldığımız karar uyarınca bundan böyle Sözcü18 sayfalarında yorum sahibinin “site üyesi” olması şartını getiriyoruz. Bu üyelikle birlikte bildirilen e-mail adresini test etmeden yapılan “eleştirel” yorumları yayımlamayacağımızı siz okuyucularımıza bildirmek istiyorum.
Kalın sağlıcakla.