Türküde söylendiği gibi, fincancı katırlarını ürkütmeden ve de fazla ortalarda dolanmadan, yaşamın kıyısından, özellikle yerel siyasete dokunarak, Çankırı gündemini de atlamadan, yolları ve ortası çamur Çankırı'da kıyıdan, kıyıdan gideyim dedim.
Yeni yılla birlikte oda ve borsalar seçim sürecine kitlenmiş. Duyduk ki “Uzak çağların, yakın kenti” denilen memleketin birisinde, dünya durdukça başımızda durası oda-moda başkanı olası bir büyüğümüz yeni seçimlere soyunuyormuş. Eski değil eskimeyen başkana üstüne vazife olamayan işlere karışan birisi yırtık pantolondan çıkar gibi sormuş; “Tekrar aday olmayı düşünüyor musunuz?”
Dünya durdukça oda-moda başkanı olası büyüğümüz bu soruya; “Gençlerin önünü açmaktan bahsediyorlar. Bizde yaş yetmiş, ama iş bitmemiş. Ama olayın iki boyutu var biri mutfak diğeri servis. Ali’nin külahını Veli'ye, Veli'nin külahını Aliye’ye giydirmek, yani servis bizim işimiz, mutfakta aş mı kaynar, taş mı kaynar biz onu bilmeyiz” demiş (midir?)
Yıllanmış, koltuğa sıkı sıkıya sarılmış ve bir türlü bırakmak istemeyen, genç görünme uğruna saçını boyatan, bıyığını yolan kırk yıldır oda-moda başkanlığı yapanların kulağına küpe olsundu bu sözler.
Başkanlık seçimlerinde yıllardır değişmeyen yüzler, her yeni seçimde aday olan yaşı yetmişi - sekseni aşmış iktidar hırsı ile yanıp tutuşanların, gençlerin önünü açması ve “aksaçlı” olarak tecrübelerini yeni gelenlere aktarması gerekmez mi?
Çok mu zordur?
Kamuda yaş haddi diye bir kavram var, altmış beş yaşına gelen memuru re'sen emekliye ayırıyorlar. Oysa oda-moda başkanlığında öyle mi?
Tapu Sicil Müdürlüğüne, almak, satmak için müracaat eden kişi eğer yetmiş yaşının üzerindeyse ve Tapu Sicil Müdürü, müracaat edenin, medeni hakları kullanma ehliyeti (fiil ehliyeti) konusunda kuşkuya düşerse, yani şahsın yaşı nedeniyle hukuki işlem yapıp yapamayacağından şüphe ederse, hükümet tabipliğinden rapor istemektedir.
İş görüp, göremeyeceği soruşturulur. Oysa oda-moda başkanlık adaylığında öyle midir?
Ticaret erbabı, yaşı 70’i çoktan devirmiş, başkan adayından, "sen git hükümet tabibinden rapor getir, çişini tutabiliyor musun bir bakalım" diyebilir mi?
Oda-moda başkanlık seçimlerinde bunlar sorulmadığı için, yaşları yetmişlerin çok üzerinde olan başkanlar, sıcak koltuklarından bir türlü ayrılmak istemezler. Buna halk dilinde; “Kazık Çaktı” denir.
Onlara doktor raporu sorulmaz. Re'sen emekliye sevk edilemez. Koltuğu bırakmaları için ya emrihak vaki olacak. Ya da “emri - kaset” çıkacak ortaya. Böylesi durumlarda ise, “Hırsı başını yedi” denir.
Eskiler ne güzel söylemiş; “Allah bir hekime, bir de hakime muhtaç etmesin.” Arkasından da ilave ederler. ”Onlarsız da bırakmasın”
Buna bir ilavede izninizle ben yapayım; “Allah yaşını, başını almış oda-moda başkanı büyüklerimizi başımızdan eksik etmesin” Bu duaya hep beraber diyelim amin.
Son olarak, konuyla ilgili bir atasözü: “Eskiye rağbet olsaydı, bitpazarına nur yağardı”
Saygılar bizden.