Kongreydi, gazozdu ve de bayramdı dedik bir haftayı geride bıraktık.
Evli evine köylü köyüne döndü ve yine başa döndük...
Ak Parti İl Kongresinden sonra "Kaybeden İrfan" dedik birileri çıktı; "Seçimin mağlubu sensin" (!) dedi.
Bir diğeri çıktı; "Seçimin tek mağlubu var o da da İdris Şahin" dedi. "Neden" sorusunu sormama fırsat bırakmadan devam etti: "Kongreye kadar tartışılmaz siyasetin kaptanıydı! Ama ne zaman ki 106 delege silindi siyasette özellikle de Ak Parti tabanında tartışılmaya başlandı! Bundan böyle kendisine muhalif olan bir Ak Parti tabanı var. Bu da İdris Şahin için iyi olmayacak" dedi...
Daha daha neler söylemedi ki...
Ben de sıkıldım bu Ak Parti İl Kongresi sürecinden ama yapacak bir şey yok! Bazı olayların tarihe izdüşümü gerekli. Yapmak istediğim de, yaptığım da bunun ötesinde birşey değil.
Benim "gazoz" olayına gelince. Dostlar ortaya çıkan durumun "Çankırı'da gelenekselleşmeye" yüz tuttuğunu ifade ediyorlar...
Sözüm ona "Vedat birisini destekliyorsa kesin kaybeden taraf olur" denilmeye başlanmış!
Varsın desinler... Kaybeden ben olayım... Çankırı kazansın gerisi teferruat...
x x x
Geride bıraktığımız haftanın önemli olaylar zincirinden birisi de hiç şüphesiz "Çankırı Geleceğini Planlıyor" organizasyonunun ikinci ayağının Ankara'da gerçekleşmiş olmasıydı!
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın da katıldığı bu çalışmanın İstanbul'daki ilk organizasyondan tek farkı Çankırı tarım, sanayi ve turizmiyle ilgili akademik düşüncelerin paylaşımıydı.
Ancak bir bütün olarak bakıldığında "Çankırı Geleceğini Planlıyor" projesinin bugüne kadar gerçekleştirilen iki ayağı da tıpkı Sözcü18 sayfalarında yer alan başlık misali "İcraatin içinden" programına dönüşmekten kendisini kurtaramadı!
Bu düşünceyi Ankara'da kürsüden ifade eden İstanbul Çankırı Eğitim Kültür ve Dayanışma Vakfı Başkanı Eşref Harmandar'ın Divan Başkanı Hüsnü Ünal tarafından uyarılması (!), akabinde Belediye Başkanı İrfan Dinç'in Başkan Harmandar'a tavır koyması (!) Çankırı'da bir kısım "dokunulmazların" eleştiriye karşı duruşlarını sergilemesi açısından ibret verici bir durum olarak belleklerde yerini aldı.
Vali Vahdettin Özcan'ın göreve geldiği günlerde yaymış olduğu sinerjinin bazı beyinlerde "Vali de caba'nın yaydığı kokudan etkilenmeye başladı" (!) şeklinde hızla yayıldığını ifade etmekte herhangi bir beis görmüyorum.
Kanaatimce yaşadığımız bu günler özellikle Vali Özcan olmak üzere milletvekili İdris Şahin için de hassas ve de kritik sürece girildiğinin ayak seslerini belirgin olarak hissettiriyor.
Deneyimli bir bürokrat olduğunu düşündüğüm Vali Özcan ile siyasi hayatında çeşitli badireler atlatmış ve bulunduğu yere tırnaklarıyla gelmiş siyasetçi İdris Şahin'in sahip oldukları tecrübe ile üzerlerindeki "gri bulutları" uzaklaştıracak yeni icraatlerle kamuoyunun karşısına çıkarlar da, baharın ılık ve güneşli günleriyle birlikte Çankırı'nın geleceğini çok daha sağlıklı ortamlarda tartışma ve geleceğe ışık tutma eylemlerinde kamuoyundan yeterli desteği alma yolunda kaldıkları yerden ilerlerler.
"Çankırı Geleceğini Planlıyor" sempozyumu nasıl mı sonuçlanır?!
Kişilerin ön plana çıkma gayreti yani "ego"lar bu projeyi kısa sürede hadım etti... Hadım proje de yavru doğurmaz... Bilesiniz...
x x x
Gündeme taşıdığımız "Bu tesis Çankırı'ya kazandırılmalı" diyerek kamuoyuyla paylaştığımız İsmail Hakkı Karadayı Kamp Eğitim Merkezi ile ilgili de birkaç cümle söylemek istiyorum.
Aralık 2009'da "bakım onarım giderlerini karşılayamıyoruz" diyerekten Gençlik Spor Genel Müdürlüğü tarafından Judo Federasyonuna kiralanan bu tesisin yeniden Çankırı'ya iadesi gerektiğine yürekten inanıyorum.
Malumunuz dönemin iki milletvekilinden biri olan ve halen Orman ve Su İşleri Bakan Yardımcısı koltuğunda oturan Dr. Nurettin Akman'ın her zaman dilinden düşürmediği "Çankırı'ya bizim zamanımızda sayısız hizmet geldi" cümlesinin de yaşanılan somut olayla hangi oranda ciddiye alınıp alınmayacağını da okuyucunun takdirine sunuyorum!
Hoş, böylesi bir cümleden sonra köşebaşını tutmuş zıpçıktıların da klavye delikanlılıklarına ait onlarca örneğin de bu yazının altına döşeneceğini çok iyi biliyorum...
Ve bu zıpçıktılara peşin peşin; "Siz ne derseniz deyin kafamdaki Nurettin Akman imajı değişmeyecek! Ben yine bildiğimi söyleyeceğim! Akman Çankırı'ya değil kendisine hizmet etmiştir... Ve bu hizmetine bugün de hız kesmeden devam etmektedir..." diyorum.
İnanmıyorsunuz değil mi!
Ben de sizin söylediklerinize inanmıyorum. Durum bu kadar basit!
Haftanız güzel, kazancınız bereketli olsun...