Hükümetin Meclis’e gönderdiği jandarma, emniyet ve nüfus idaresinin görev alanları ile yetkilerinde çeşitli düzenlemeler getiren İç Güvenlik Reformu Paketi’yle ilgili tartışmalar devam ediyor. Valilere olağanüstü yetkiler veren, toplantı-gösteri ve yürüyüş hakkını kısıtlayan ve maskeli eylem yapanlara hapis cezası getiren paket yasalaşırsa iktidara muhalefet etmeye kalkışan, kıpırdayan herkes keyfi ateş, gözaltı-tutuklama ve ağır cezalara muhatap olacak.
Paket, polise elinde molotof veya havai fişek bulunduğu gerekçesiyle göstericilere direkt ateş etme dolayısıyla öldürme-yaralama yetkisi veriyor. Paket, önce Meclis İçişleri Komisyonu’nda ele alınacak. Taraf’a konuşan İçişleri Komisyonu’nun CHP’li üyesi Ahmet Toptaş, paketi değerlendirdi. Toptaş, özetle şunları anlattı: “Makamlara öyle bir yetki veriliyor ki bu yetki ile Türkiye’de artık hiç kimsenin toplantı gösteri ve yürüyüşü yapması mümkün değil. Hükümet Ak Emniyet oluşturacak. Savcının görevi tamamen illerde valilere, ilçelerde kaymakamlara verilmiş. Bunlar siyasi iradeye bağlı kurumlardır. Esas görev cumhuriyet savcısınındır.
Cumhuriyet savcısı kendisinden talep edildiğinde polislere zaten yetkiyi verir. Bu kanun tasarısı ile savcı devreden çıkarılıyor. Bu yetki, tamamen siyasi iradenin emrinde olan vali ve kaymakamların eline verilmektedir. Her türlü keyfiliğin önü açıldı. Paket geçerse kimsenin hukuki güvencesi olmayacak. Molotof kokteyli atmak için yüzünü kapatanın cezası zaten bellidir. Ama burada niyet başka. Yola üst geçit yapılmasın diye eylem yapmak bile suç olacak. Biz bunların nelere mal olduğunu gördük. Eskişehir’de Ali İsmail’in öldürüldüğü olayda vali çıktı ‘Kendi arkadaşları öldürdü’ dedi. Uzun süre polisin eylemi gizlendi, kamera kayıtları silindi. Bu yetki ile sokakta hak aramak artık mümkün değil.” (TARAF)