Vedat Beki'nin "Bunlar mı Çankırı'nın markaları?!" başlıklı yazısında gündeme getirdiği olaylar zinciri Aslan Kardeşler Akaryakıt Nakliyat ortaklarından Mustafa Aslan'ın yanıtıyla alevlenmişti.
Mustafa Aslan'ın "İcra takibi yapılan 14 bin tl'lik borcun büyük bölümü Sevda hanımın özel aracı ile babasının kamyonetine verilen yakıtların karşılığıdır" şeklindeki iddialarına Kulüp Başkanı Sevda Karaali hayli sert yanıt verdi. Başkan Karaali'nin Sözcü18 Haber Merkezi'ne gönderdiği yazılı açıklamada "Kimse Kulüp Başkanı olarak Sevda Karaali (yani bendeniz de dahildir) kafasına göre Mustafa Aslan’ın benzin istasyonuna gidip de 'Doldur depoyu Çankırı Spor’dan' diyemez." dedi. Başkan Karaali'nin yazılı açıklaması şöyle:
"Geçtiğimiz hafta Çankırıspor’un aldığı 4-3’lük Fethiye galibiyeti ardından bizim de onların gayretine destek olmak amacıyla maddi imkan yaratmak noktasındaki Belediye Başkanımızla birlikte yoğun koşturmaca sırasında elimize gelen bir “icra aracılığıyla ev satış tebligatı” tüm moralimizi alt üst etmiştir.
Biz bu sıkıntılarla uğraşırken Vedat Beki’nin takımın genel durumu hakkında bilgi edinmek üzere açtığı telefon neticesinde dolaylı olarak bu olaya şahit olmuştur.
Olay hakkında konuştukça bizde oluşan derin üzüntünün ve hayal kırıklığının farkına varıp, elinden geldiğince çözümü noktasında destek olma yaklaşımı sergilemiştir.
Ancak bu gün gelinen nokta Kulübün borcu için satmaya çalıştıkları ev eyleminden çok daha çirkinleşmiş gecenin bu saatinde bizi de bu satırları yazmaya mecbur bırakmıştır.
Çankırı Spor Kulübü olarak Türkiye’nin dört bir yanında gördüğümüz itibar, izzeti ikram, saygı, sevgi ve hürmet maalesef kendi memleketimizde mümkün olmamaktadır.
Gittiğimiz deplasmanlarda Trabzon’da, Antalya’da, İstanbul’da, Ünye’de, Mardin’de hatta ve hatta deplasmana giderken geçtiğimiz şehirlerde insanlar bize yemek, kahvaltı, mangal partileri düzenleyip davet etmekteyken, kendi memleketimizde bizlerinde yıllarca misafir götürüp yüklü faturalar ödediğimiz hemşerimiz 2 güveç, bir kazan çorbayı icra müdürlüğüne taşıyacak kadar kıymetsiz bulmaktadır Çankırıspor’u.
Tabi bu arada Çankırı’da bize 3 yıldır büyük özveriyle destek olan Tuna Market, manav, kasap, bizi misafir eden Dostlar Konağı, Ömer Mercan, Beyzade Konağı, Canoğlu, Köşk Pastanesi, Baloğlu, Koç Çivitcioğlu Market, Tüpçü, tavukçu, Berkin Toptan Gıda, Kömürcü Aşgın Su, Fahri Bey ve adını hatırlayamadığım Çankırılı esnafların fedakar ve destek veren davranışları bir kez daha bizim nazarımızda kıymet kazandı. Sizlerin fedakarlıkları ve memleketin değeri olan Çankırı Spora gösterdiğiniz samimi teveccüh yaşadığımız bu üzücü olaylar karşısında bize güç ve mutluluk vermektedir.
Kulübün bütün çalışanları “Çankırıspor’un kuruşuna” maksimum itina gösterirken, harcamaları kontrol altına ve denetim altına almak için Kulübün finans müdürü alışveriş yapılan esnafı arayıp onay vermeden kimse çöp alamazken “Bu benzinleri Sevda Hanım ve Babası kullandı” diyecek kadar pervasız olabiliyoruz.
Biz ne yaptığımızın, neyi nasıl aldığımızın ve gün gelip kendi hemşerimizin “Esnaf ahlakı ve meslek etiğinden” bir haber olup, “iyiyken, kötü olunduğunda” nasıl davranacağından emin olduğumuz için yani “bu günleri, bu iftiraları” tahmin ettiğimiz için gereken bütün tedbirleri aldık.
2009 yılından beri Mustafa Aslan’dan Çankırı Spor kulübü olarak mazot alıyoruz. Daha önce bizimle çalışan otobüs sahibi Aşgın Su bey de bilir, şimdi çalıştığımız otobüs firmasının sahibi Fahri Bey de bilir. Kimse buna Kulüp Başkanı olarak Sevda Karaali (yani bendeniz de dahildir,) kafasına göre Mustafa Aslan’ın benzin istasyonuna gidip de “Doldur depoyu Çankırı Spor’dan” diyemez.
Kim mazot almaya gidiyorsa önce muhasebeyi arar. Talebi onaylanırsa muhasebe Mustafa Aslan’ı arayıp talimat verir. Ve Mustafa Aslan’ın da pompacısına “olur” vermesiyle mazot alımı gerçekleşir.
Gelelim babamızın kamyoneti ve Kulüp Başkanı olarak benim aldığım mazota.12 Mayıs 2011 tarihinde başlayıp 25 Temmuz 2011 tarihinde sona eren deprem güçlendirmesinden, elektrik, su tesisatına kadar her şeyin yenilendiği “tesis bakım onarım” çalışmaları boyunca; Ankara Koçtaş Yapı Market’ten, Praktiker Yapı Market’ten, Rüzgarlı’daki Vitracılar’dan, Ostim Bilici Plastik’ten, Artline Duvar Taşı ve Dekorasyon malzemecisinden, Med-Line Yatak firmasından, Özbay Mobilya ve Dekorasyon’dan, Çankırı’daki Ulu Ticaret’ten alınan bütün inşaat malzemeleri “sadece mazot gideri” Kulüp tarafından karşılanmak suretiyle Mustafa Karaali'ye ait kamyonet tarafından nakliyesi gerçekleştirilmiştir. Bu nakliyelerden birinde Mustafa Karaali rahatsız olduğu için kamyoneti ben kullandım ve mazot almaya ben gittim. Kendimi tanıtmama rağmen Elif Hanım aramadan Kulüp Başkanı olmama rağmen bana bile mazot verilmedi. (Bu olayı Mustafa Aslan Vedat Beki’ye bu şekliyle anlatıp “Başkana bile mazot vermedim Elif Hanım aramadan” ifadesini kullanmıştır)
Bununla birlikte tesiste kullanılan seramikler Uşak Seramik Genel Müdürü Üniversiteden arkadaşım Sn. Hasan Karagür sayesinde %70 hibe olarak gönderilmiş ve nakliyeyi yapan kamyona nakliye parası ödenmemiş, Mustafa Aslan’ın benzin istasyonundan mazot alınmıştır.
Tesisin 1.250 metrekarelik parkeleri Dilovası Kaymakamımızın katkılarıyla %60 indirimli olarak alınmış, ekstra nakliye parası ödenmemiş Mustafa Aslan'ın benzinliğinden kulüp hesabından mazot alınmıştır.
Yine Dilovası Kaymakamımızın katkılarıyla bir boya fabrikası tesisin tüm boya ihtiyacını bedelsiz olarak İstanbul’dan gönderdi. Boyaları getiren aracın dönüş mazotunu muhasebenin onayı ile yine biz kulüp olarak Mustafa Aslan’ın benzinliğinden karşıladık.
Kulüp Menejerimiz İzzet Gümüş, acil bir toplantı için tüm kulüp çalışanlarını Ankara’ya aracıyla getirirken yine muhasebenin onayı ile kendi arabasına benzin almıştır.
Belki bunların dışında yine aynı şekilde bize hibe yapan ya da çok indirimli inşaat malzemesi gönderen bir iki firma daha vardır nakliye parası vermek yerine mazot ihtiyacını karşıladığımız.
Kulüp olarak aldığımız her litre mazotun parası ödenmiştir. Ancak Kasım ve Aralık aylarının borcu olan senetlerimizi kulübün ara transfer yapması ve inşaat taksitlerinin sıkışması nedeniyle ödeyemedik. Yüksek karlılıklarla çalışılmadığının biz de bilincindeyiz ancak ekonomik şartların zorluğu ve mecburi ara transfer bu gecikmeyi kaçınılmaz kılmıştır. İşin acı yanı iş bu safhaya gelmeden bu detaylar ve hassasiyetler Mustafa Aslan’ın kendisiyle de defalarca paylaşılmıştır.
Evet, bugün çok önemli bir maçımız var, Beypazarı Şeker maçı Allah bizim, bize inananların ve sporcularımızın emeklerini boşa çıkarmasın. Bu takım Bank Asya’ya, Süper Lige çıksın. Çıksın ki şehrin ufkunun açılmasına, ticaretinin gelişmesine, sosyal olarak hareketlenmesine, kötü ve yanlışların azalıp, güzelliklerin, iyiliklerin, dayanışmanın, kardeşliğin, birlik ve beraberliğin oluşmasına destek olsun. Spor evrensel bir dildir. Tüm insanlığı birleştirir.
Sonuç olarak; Mustafa Karaali’nin kızı olarak 41 yıldır biz babamızdan şunu gördük:
Evimize gelen herkese soframızda yemeğimiz oldu, başı sıkışan herkese az da olsa verecek paramız da oldu, hastasına, dünürcülüğüne, köyüne, hasadına, bayramına gidecek herkese babamızın arabası kapıda hazır da oldu.
Ne soframıza oturana, ne köyüne götürdüklerimize fatura kesip, arkasından göndermedik.
Bize Atamız; yaptıklarımızın arkasında durmayı, kimsenin yüzüne söyleyemeyeceğimizi arkasından konuşmamayı, kul hakkını, devlet hakkını, her şartta adil olmayı öğretti, yaşattı ve miras olarak bıraktığında biz buna sahip çıkıp evlatlarımıza ulaştıracağızdır.
Kulüp başkanlığı benim şahsımın bir seçimidir. Ailem benim bu seçimime saygı duymuş, gösterdiğim gayrete kerhen de olsa destek olmaya çalışmaktadır.
Bu memlekete hizmet etmeye çalışmak da benim şahsi tercihimdir. Bu tercihimi gerçekleştirirken hak etmediğim yüzlerce bedel ödedim. Bu ödediğim bedeller memleketime bir katkı sağlayacaksa ödemeye devam ederim. Ancak bu sadece ve sadece benim tercihimdir.
Siz esnaf ahlakından uzak olarak; Çankırıspor’un borcunu, şahsi borçmuşcasına, hukuki boşluklardan yararlanıp, büyük bir fırsatçılık zihniyetiyle, kulüp yöneticisinin kendisine ait 100 bin TL bedeli olan evini 14 bin TL için icra yoluyla sattırmak gibi kötü ve bozuk bir zihniyete yönelik davranışta bulunursanız.
Bu davranışınızı da haklı göstermek için, konuyu başka yönlere saptırıp, kendi ayıbınıza bizi de ortak edip; babamı, çocuklarımı ya da ailemin diğer fertlerini bu çirkin davranışınıza iftiralarla dahil etmeye kalkışırsanız işte o zaman ben sizi önce karıncanın bile rızkını, adaletini gören Allah’a sonra da yüreği tazecik ve samimiyetini ilk gün gibi koruyan Çankırılı’ya havale ederim.
Çankırılı ne kör ne sağır ne de gaflet uykusunda değildir Mustafa Aslan.
Çankırılı sessizdir ama vicdanı her zaman çalışır.
Çankırılı vakurdur kimsenin ayıbını yüzüne vurmaz ama; kim bu memlekete hizmet ediyor, kim yıllardır memleketin kanını emiyor emin ol ayırt eder.
Mühürden taşan imzanın fırsatçılığını kim yapıyor onu da farkeder Çankırılı.
Hani demişsiniz ya aile terbiyesi; Evet Çankırılı 14 bin tl’lik kamu borcu için 100 bin tl’lik annesinden miras evin satılmayacağını aile terbiyesi alan Çankırılı’nın bunu yapmayacağına bilir.
İşinize gelmeyince biz “Dışardaki Çankırılılar” olmadı “Bayan olduğu için cevap vermedim”
Aslında haklısınız sizin gibi Çankırı’da yaşayan ve yıllardır Çankırılı’dan para kazanan esnaflar varken biz neden başka şehirlerde para kazanırken, işimizi gücümüzü bırakıp da gelip sizin gibilerin kaçtığı işleri, Çankırıspor’un sorumluluğunu hem de kadın başımıza üstleniriz ki!
Bizimle ticaret yaparken, bize mazot verirken, Çankırıspor Kulübü olarak Futbol Federasyonu’nun ulaşım anlaşması için sizin firmanızı tercih ederken biz yine “kadın”dık ve siz o zaman “kadın” olmamızdan rahatsız değildiniz.
Bu borcun kulübün borcu olduğunu, kişilerin evlerini satmaya kalkmanızın doğru olmadığını hatırlatmamız, sizin de “Ne yapalım açığa imza atmasaydınız. Şeriatın kestiği parmak acımaz. Avukatım hukuken bir boşluk yakaladıysa tabi ki değerlendirecek” diyecek kadar kötü niyetli söylemlerinize gösterdiğimiz tepki zorunuza gidince mi hatırladınız bizim “kadın” olduğumuzu?
Evet biz kadınız ama herşeyden önce insanız ve biz Çankırılı’yız. Sorumluluk gerektiğinde kaçmayız. Mazeret üretmeyiz. Kimseyi tehdit etmeyiz. Ama yaptığı yanlışı göstermeye çalışırız. Çankırı sözkonusuysa taşın altına elimizi değil tüm gövdemizi koyarız.
Kimseye bilerek haksızlık etmeyiz. Ama kimsenin de bize “kadınız” diye haksızlık etmesine müsaade etmeyiz.
Kimsenin ayıbını yüzüne vurmayız ama iftira varsa telefon konuşmalarının detayını ister tüm Çankırı kamuoyuyla paylaşmasını da biliriz.
Paylaşırız ki o gün telefonda biz Mustafa Aslan’a “Ben hiç gelip şahsım olarak sizden benzin aldım mı? Elif hanım aldı mı? Peki bu yakıtları sizden kim aldı?” sorusuna verdiği cevabı tüm Çankırılı öğrensin.
Ve artık bu riyakarlıklardan, kötü niyetten, memleketi için bir iş yapmayıp, yapanın önünü tıkayan zihniyetlerden Çankırı’nın ve Çankırılı’nın sıyrılma vakti gelmiştir.
Yıkılan hapishanede bir yıl misafir ettiğimiz Nazım Hikmet’in dediği gibi;
‘Yüreğin kadını, erkeği yoktur.
Bir mert olanı vardır,
Bir de namert olanı…’
Saygılarımla…”