Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları;
"Her şey çok güzel oldu ama daha çok güzel olacak. Huzur içinde yaşamak istiyoruz. Yaşam tarzlarımız farklı olabilir ama özgürce yaşamak istiyoruz. Değerli sanatçı Enis Fosforoğlu'nu dün sonsuzluğa uğurladık. Adalet Yürüyüşü'nde de beraber yürümüştük. Kendisine Allah'tan rahmet, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz.
‘NE YAPTI BU İNSANLAR’
Dün yine önemli bir olayımız vardı. Gezi olayında şu veya bu şekilde kendisini gösteren, yeşile duyulan hasretini Gezi olayıyla dile getiren, İstanbul'un dönüştüğü bir beton ormanını düşünün. Ağaçların kesilmesine karşı çıktılar, hep birlikte mücadele ettiler. Hiç kimsenin burnu kanamadı. Yasak getirdiler. Taksim'de kimsenin burnu kanamadı. Yardımlaşmalar yapıldı, halaylar çekildi, yeryüzü sofraları kuruldu. Dünyanın en demokratik eylemlerinden biriydi. Ama bunu hazmedemediler. İstanbul Valisi'nin talimatıyla saldırdılar. İddianameler hazırlandı ve onların altının tamamıyla boş olduğu ortaya çıktı. Aradan bir süre geçti Osman Kavala'yı tutukladılar. Yaklaşık 600 gün yargı önüne çıkarılmadı. Ne yaptı bu insanlar?
‘AMAÇ GEZİ EYLEMLERİNE KATILAN İNSANLARDAN HESAP SORMAK’
Osman Kavala içeride, niçin? Daha önce FETÖ'cü hakimlerin hazırladığı iddianameler vardı. O iddianameler sonucu beraat verildi. Ardan bir süre geçti, intikam alacaklar. Demokratik hakkınızı niye kullanıyorsunuz diye intikam alacaklar. Aynı iddianameden yola çıkıldı ve adına da yeniden kıymetlendirme denildi. Amaç Gezi eylemlerine katılan insanlardan hesap sormak
‘TÜRKİYE’YE HUZUR, BEREKET, DEMOKRASİ GELECEK’
Hiç kimse meraklanmasın; Türkiye’nin önü açıldı, Türkiye’nin önü daha da açılacak. Türkiye’ye huzur gelecek, bereket gelecek, demokrasi gelecek.31 Mart’ta bir seçim yapmıştık, güzel de bir sloganımız vardı ‘Mart’ın sonu bahar’ diye. Gerçekten Mart’ın sonu bahar oldu. Ankara'da, Antalya'da, Adana'da, Mersin'de baharı getirdik. İstanbul'u hazmedemediler, binbir türlü iftira attılar. Oyları çaldılar dediler, nerede bu hırsız? Elimizde kamera görüntüleri var dediler, e hani nerede? Sonunda itiraf ettiler, siyasi bir söylem dediler. Siyasetin de bir ahlakı vardır! Eleştirebilirsiniz eyvallah ama ‘çaldılar' demek asla ve asla doğru değildir. Bu milletin vicdanı var dedik. Ve 18 gün sonra mazbatayı verdiler. Sonra 18 gün İBB başkanlığı yaptı İmamoğlu. Sonunda Ankara'da kurulan kumpas sonucunu verdi. Efendim seçimi iptal ediyoruz dediler. Biz dilekçe verdik, ‘madem İBB seçimini iptal ediyorsun 39 ilçede seçimi iptal et yeniden seçime gidelim, eyvallah.' Hayır dediler. Bazı çevreler mutlaka sokağa çıkın, boykot yapın dediler
‘HAKEM MİLLET’
CHP'liler bağırırlar, çağırırlar biz de üzerilerine polisi salarız” dediler ama bunları yapmadık. Sağ duyulu hareket ettik. Niçin? Hakeme gidiyoruz. Niçin? Hakem millet. AK Parti'ye, onun hâkimlerine, bürokratlarına, valilerine güvenmiyorum ama 16 milyon İstanbulluya sonuna kadar güveniyoruz dedik. Ve güvendik. Çünkü biz bir Adalet Yürüyüşü yapmıştık. Adaletten, haktan, hukuktan bahsettik. Haktan, hukuktan bahsedenler sokağa çıkıp camı çerçeveyi kırmazlar
‘SEÇİMLER HANGİ ŞARTLARDA YAPILDI? HER TÜRLÜ İFTİRA YAPILDI’
Mizah havasında olan pek çok söylemi hep birlikte bir şekilde dillendirdiler. Sonunda sandığa gittik 800 bini aşkın oyla İBB başkanı oldu. Ne dedik? Bu milletin ferasetine güveniyoruz dedik. Bir hakkın teslim edilen bir hakkın bir kişini eliyle kapalı kapılar ardından nasıl alındığını 80 milyon biliyor. Sadece 80 milyon da değil tüm dünya biliyor. Seçimler hangi şartlarda yapıldı? Her türlü iftira yapıldı. Pontus'tan tutun diplomaya kadar. Bir iktidar partisinin ve onun destekçilerinin, artık cumhurbaşkanının, doğrudan İmamoğlu'nu hedef alarak orantısız bir şekilde bütün güçleriyle bir propaganda yaptılar. Onların güçleri var ama bizim de Allah’ımız var
Bu destan CHP'nin değil, demokrasiye susayanların, hepimizin destanıdır; bu ülkenin destanıdır. Hep birlikte güzel şeyler yapacağız. Bu seçimlerin iki sonucu var; biri Türkiye için, diğer dünya için. İlki; seçmen ülkedeki siyasilere bir mesaj verdi. Seçmen, siyasetin vesayetinde olan yargıya önemli bir mesaj verdi; İmamoğlu'nun mazbatasını haksız şekilde elinden aldınız. Bizim görevimdir haksızlık karşısında susan şeytan olacaksa biz şeytan olmayacağız, mazbatayı hak edene vereceğiz' dedi. İstiyorlarsa yine YSK orada gitsinler, yine desinler, vallahi de billahi de itiraz etmeyecek, yeniden seçime gideceğiz
ERDOĞAN’A BAĞIMSIZLIK ÇAĞRISI
Bu seçimin bir anlamı daha vardı: Halk tarafsız bir cumhurbaşkanı istediği mesajını verdi. Tarafsızlık konusunda bir referanduma hazırız. Gelsinler yapalım o referandumu. Görürsünüz, ezici bir şekilde tarafsızlık çıkacak.