Kılıçdaroğlu: Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar iki açıdan çok önemli
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Kırşehir'de gerçekleştirdiği bir dizi ziyaretin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“UMARIM KARARI UYGULAMAYAN HAKİMLERİN
KULAĞINA KÜPE OLUR”
Anayasa Mahkemesi (AYM), Enis Berberoğlu’nun bireysel başvurusu için oy birliğiyle ikinci kez hak ihlali kararını değerlendiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karar çok önemli. İki açıdan önemli, bir; adaleti sağlaması açısından, bir haksızlığı gidermesi açısından önemli. İkincisi ise; bozulan adalet düzeninin tekrar inşası için umarım kararı uygulamayan hakimlerin kulağına küpe olur. Çünkü devletin yargı üzerine, adalet üzerine inşa edildiğini biliyoruz. Eğer adalet bozulursa, yargı sistemi bozulursa, vatandaş hakkını arayamaz konuma gelirse bu temelde büyük bir devlet krizine yol açar. Şimdilik o kriz önlenmiş oldu."
“HER ALANDA SORUNUMUZ VAR”
Türkiye'de en ‘sorunlu' alanlardan birisinin yargı olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Yargıya özellikle iktidarın müdahale ettiğini, yargıya talimat verdiğini, o talimat çerçevesinde karar aldıklarını biliyoruz. Ama hükümetten iki ayrı bakanın bu konuda bir tartışma zemini yaratmaları, bu hükümetin Türkiye'yi nasıl yönetemediğinin de açık bir göstergesidir. Ülke artık yönetilmiyor. AK Parti hükümeti, Erdoğan, Türkiye'yi yönetemiyor, Türkiye savruluyor. Her alanda sorunumuz var."
“BENİMLE NE UĞRAŞIYORSUN? İŞSİZLİKLE UĞRAŞ…”
Kılıçdaroğlu, açıklamasına şu sözlerle devam etti:
"Az önce sorun yaşayan esnafla görüştüm, servisçiyle görüştüm, üniversite öğrencileriyle görüştüm, üniversiteden mezun olup işsiz olan üç kardeşle görüştüm. Bütün bunların hepsi toplumun önünde ciddi bir sorun olarak bekliyor. Devleti yönetenler, benim dışımda bu sorunlarla uğraşıyorlar mı? Benimle uğraşıyorlar…
Ya arkadaş benimle ne uğraşıyorsun sen? İşsizlikle uğraş, yoksullukla uğraş, esnafın derdi var onu çöz, sanayicinin derdi var onu çöz, evlere temizliğe giden üniversite öğrencileri var o sorunu çöz, iki üniversite bitirip evlere temizliğe giden kadınlar var.
Allah aşkına Türkiye hangi hale geldi ya. Hangi tabloyla Türkiye karşı karşıya geldi. Bütün bu tablolar ortadayken, bütün bu gerçekler ortadayken onların konuştukları, onların gündemleri çok ama çok farklı: ‘köşeyi nasıl döneceğiz'…"
“'BİZ ZENGİNLEŞİYORUZ SİYASET YAPTIĞIMIZ SÜRECE' DİYORLAR”
“Millet aç, millet sefil. ‘Açım' diyor ya, ‘açım aç'” diyen Kılıçdaroğlu, şunları belirtti:
"Nerede söylüyor? 21'inci yüzyılın Türkiye'sinde söylüyor. Bir kişi ‘açım' diyorsa siyaset kurumunun oturup bir bakması lazım; ‘bu çocuk niye açım diyor, üniversiteyi bitirmiş bu'… Anne, baba, üç çocuk üniversiteden mezun olmuş, bir aradalar, birbirlerinin yüzüne bakamaz hale geldiler. Bunların bu milletin yakasından düşmeleri lazım.
Siyaseti zenginleşme aracı olarak gördüler bunlar. ‘Biz zenginleşiyoruz siyaset yaptığımız sürece' diyorlar. Aileleri zenginleşti, çocukları zenginleşti, beslemeler zenginleşti, bir maaş yetmedi beş maaş, altı maaş alır hale geldiler. İnsan biraz utanır ya. Türkiye gerçeğinden utanır. 10 milyon işsiz var bu ülkede."
“BÖYLE BİR TABLO CUMHURİYET TARİHİNDE YAŞANMADI”
“10 milyon işsize karşı ne yapıyorlar bunlar? İstihdam sorununu mu çözdüler?” sorularını soran Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Ama bakın bunlara, saraylarda oturuyorlar. Yedikleri, içtiklerine bakın. Onların artıklarından bir ordu beslenir ya. Böyle bir tabloyu Türkiye hiç yaşamamıştı. Böyle bir tablo bizim Cumhuriyet tarihinde yaşanmadı. 19 yılda Türkiye'yi buraya getirdiler.
Nasıl yönetiyorlar bunlar ya, akılları nerede bunların? 83 milyon vatandaş vergi veriyor, verginin nereye gittiği belli değil. Bir avuç adama, bir avuç beslemeye dünyanın parasını veriyorsunuz. İnsan biraz sıkılır ya; ayıptır, günahtır, yazıktır bu millete ya."
“HALKIN HEKİMLİĞİNE BAŞVURMA ZAMANIDIR ARTIK”
Vatandaşların temel bir sorunu olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Herkes bekliyor. Herkes sandığı bekliyor. ‘Sandığı koyun önümüze' diyorlar. ‘Yeter' diyorlar. Erdoğan çıkıp bir esnafla konuşuyor mu, bir çiftçiyle konuşuyor mu, bir emekliyle konuşuyor mu, üniversiteyi bitirmiş bir işsizle konuşuyor mu, derdini soruyor mu?
Evlere temizliğe giden üniversite öğrencilerini, mezunlarını biliyor mu, görüyor mu? Üniversite mezunu sokakta yakalıyor; ‘yerleri temizlemeye hazırım' diyor, ‘süpürmeye hazırım' diyor, ‘ben iş istiyorum başka bir şey istemiyorum' diyor, ‘dilenmiyorum ben dilenmek istemiyorum' diyor.
Nerede bu sosyal devlet? Saray devleti var sosyal devlet yok. Saray devleti halktan kopuk, halkın gündemi ayrı sarayın gündemi ayrı. Sarayda işsizlik yok, Türkiye'de işsizlik var. Saray'da açlık yok, Türkiye'de açlık var. Derin bir siyasal sorumsuzluk var Türkiye'de. Bu siyasal sorumsuzluğu bitirmek zorundayız halkla beraber. Halkın hakemliğine başvurma zamanıdır artık."