CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, olağanüstü MYK toplantısının ardından basın açıklaması yaptı.
CHP, döviz kurlarındaki yükseliş ve ekonomideki gelişmeler nedeniyle dün olağanüstü MYK kararı almıştı…
Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından öne çıkan satır başları:
"Doğrusunu isterseniz söze nereden başlayacağımı da bilemiyorum. Öyle bir karamsar atmosfer yarattılar ki çıkış arıyoruz. Demokrasi içinde çıkış arıyoruz. Milleti rahatlatacak bir çıkış arıyoruz.
Sevgiyi, kucaklaşmayı unuttu bu toplum. Sevgiyi ve kucaklaşmayı egemen kılmak istiyoruz.
Karamsar tabloyu dağıtmak istiyoruz. Gerçekten de mutfaklarda yangın var. Söz olarak söylenmiyor bu.
İktidar sahipleri gitsinler herhangi bir eve, asgari ücretlinin evine gitsinler görsünler mutfaklardaki yangını.
Öyle bir tabloya taşıdılar ki bir tarafta mutfaklarda yangın var bir tarafta piyasalarda büyük bir güvensizlik var.
“HER KONUŞMASIYLA EKONOMİYİ ALLAK BULLAK EDİYOR”
Güvensizliğin kaynağı şahsım hükümeti, sarayda oturan zat. Her konuşmasıyla ekonomiyi allak bullak ediyor. Eskiden devlet liderleri kürsüye geldiği zaman çözüm üretirlerdi. Şimdi çözüm bırakılmış nasıl kavga ederiz onun arayışı içinde. Böyle bir arayışa giren şahsım hükümetinin, Türkiye Cumhuriyeti’ni akılla ve mantıkla yönetmesi mümkün değildir.
Liyakati yok ettiler, devleti çürüttüler. Devlet aklı denilen kavram tümüyle bitti.
Şahsım hükümetinin aklı var başka kimsenin yok ülkede… 2018 Ağustos’undan beri uyarıyorum. Ülkesini seven, ülkesine 27.5 yıl hizmet eden bir kişi olarak daha kriz kapıdayken sorumluluk hissederek uyardım. Neler yapması gerektiğini de madde madde açıklıyorum. En cahil insanın bile anlayabileceği dili kullanmaya özen gösterdim ama uyulmadı sonra kriz çıktı.
2020’de kriz buhrana dönüşmek üzereyken de açıkladım. Yanlış yapıyorsunuz dedim. Buhran olursa fatura millete çıkacak dedim ama yine dinlemedi.
“HER ŞEYİN SORUMLUSU ERDOĞAN’DIR”
Geldiğimiz nokta kritik nokta. Fakir fukaranın çocukları açlığa mahkum edilecek. Açlık fakir fukaranın kapısındadır. İnsanlar çocuklarını doyuramayacaklar.
Ben size 21. yüzyılın Türkiye’sinden ve 20 yıldır Türkiye’yi yöneten bir iktidardan bahsediyorum. Devleti bir kişi teslim almış durumda. Bu tablo kaldırılacak bir tablo değildir. Sorumlu bellidir, açıktır sorumlu. ‘Her şeyin sorumlusu benim’ diyen Erdoğan’dır sorumlu. Saray’da oturan zattır sorumlu.
“DEFALARCA UYARDIM”
Defalarca uyardım. Kendi ülkende, kendi vatandaşına dolarla borçlanma dedim. ‘Hayır ben borçlanacağım’ dedi. Hani sen milli, yerliydin. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını Londra’daki bir avuç tefeciye teslim etme dedim.
Ekonomide, mutfaklarda var yangın. Defalarca söyledim. Bir anayasal kurum var Ekonomik ve Sosyal Konsey bir çağır bunları, bu yangını nasıl söndürebiliriz bir çağır, konuş dedim. Yapmadı.
Bir kibrin devlete maliyetidir bugün yaşadıklarımız. Kibirli insanın bir ülkeye hizmet etme şansı yoktur. İsrafı, yolsuzluğu bırakın engellemeyi yapanları devletin en önemli kurumlarının başına getirdiler.
Böyle bir tabloyu vicdanı olan herhangi bir vatandaş kabul edebilir mi? Bütün bu tabloların tek sorumlusu vardır.
“KİFAYETSİZ, KİBİRLİ ERDOĞAN”
Kifayetsiz, kibirli Erdoğan’dır. Kibrini yenememiştir teslim olmuştur. Toplumun başına bu belaları getiren kişi budur. Açtığı belalardan nasıl kurtulabilir bunun arayışı içinde neymiş dış mihraklarmış... Neymiş efendim ekonomik modellermiş... Ne dış mihrakı kardeşim?
Dışardan kimliği belirsiz 13 milyar dolar para geldi, kimin parasıydı bu para? Sen dış mihraklar diye kimden söz ediyorsun? Dış mihraklar kim, çık söyle. Milleti kandıracağını zannediyor, millet artık yemiyor bunları cebindeki paraya, mutfağına, elektrik faturasına bakıyor.
“ÇOCUK MUSUN SEN?”
Dış mihraklar sana bunu yaptırdıysa senin zaten orada olmaman lazım. Her gelenin kandırdığı bir adam Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yönetebilir mi? Dış mihraklar demek beni kandırdılar demektir. Çocuk musun sen?
Erdoğan ve şürekasının tek bir hedefi vardır Türkiye’yi, insanımızı fakirleştirmek. Dolar baronlarına hizmet edenler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına hizmet edemezler. Türk Lirası’nın değerini koruyamayan kişiye milliyetçi denilemez zaten. Bunlar gayri millidir. Destekleyenler de gayri millidir. Türkiye’yi çok fakir yapacaklarmış, bütün değerler düşecekmiş, dışarıdan bize bol para gelecekmiş. Beyefendi sen kendine Londra’da mı, New York’ta mı yer yaptın?
“YAPTIĞI TAM BİR DELİLİK SAÇMALIK VE ZIRVALIKTIR”
Biz bu ülkede oturacağız. Senin nerelerde ne yaptığını ben gayet iyi biliyorum. Dünyalıklarını nerede yaptığını, dolarlıklarını, Man Adası’nı da çok iyi biliyorum ama bu milletin hakkını korumak benim ve arkadaşlarımın görevidir.
Sen Türkiye’yi birilerine peşkeş çekiyorsun biz buna isyan ediyoruz. Yaptığı tam bir delilik, saçmalık ve zırvalıktır.
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bütün birikimlerini değersizleştirecek. Satmaktan bıkmadın mı sen? Her şeyi sattın. Bu ülkenin bir onuru, parası var. Onu bile peşkeş çektin.
“SANDIĞI GETİR!”
Bunları yaratan temel unsur yanlış siyasettir. Demek ki sorunu aşmanın yolu da siyasettir. Demokratik yollarla, milletin iradesine başvurarak aşacağız.
Erdoğan Şahsım Hükümetine ve şürekasına sesleniyorum. Milletten niye korkuyorsun kardeşim? Demokrasiden, sandıktan niye korkuyorsun? Yönetemiyorsun, yönetme gücünü kaybettin.
Ne yaptığını bilmiyorsun. Sabah verdiğin kararı öğleden sonra değiştiriyorsun, danışacağın kimse kalmadı etrafında. Sandığı getir kardeşim, demokrasilerde milletten kaçılmaz. Yangın varsa sandığı getireceksin.
Niye milletten korkuyorsun? Sana oy veriyorlar çıkar dersin ‘Gördün mü Kılıçdaroğlu sandık dedin getirdim millet bana oy verdi’ dersin ben de saygı duyarım.
Şimdi korkuyorsun ve kaçıyorsun. Getireceksin sandığı. Açıkça ifade ediyorum seni ve şürekanı seçime zorlamak için, yaptırmak için elimden ne geliyorsa tüyü bitmemiş yetim için, işsizler için ne geliyorsa yapacağım.
Bu coğrafyada hiçbir çocuğun yatağa aç girmesini istemiyoruz. Sen yapamadım, yapmıyorsun. Gücün, ahlakın, bilgin yetmez, birikimin de yetmez. Biz bilgimizle, ahlakımızla, erdemimizle, danışmayla, istişareyle bunların hepsini çözeriz. Getir sandığı.
İLK MİTİNG MERSİN’DE
Milletimize gideceğiz. 4 Aralık Cumartesi günü Mersin’deyiz. Mersinliler ile çiftçi, emekli, memur, sanayici herkesle buluşacağız. Talebi göreceksin, millet seçim istiyor kaçma kardeşim. Kaçan insan zayıf iradeli, kibre teslim olmuş insandır. Kaçan insan korkan insandır."