CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim sürecinde gerilimi yükseltmek isteyeceğini vurgulayarak “Siyasi cinayet kaygım var. ‘Başınıza neler gelecek’ dedi. Açıkça tehdit ediyor” açıklamasını yaptı. “AKP’yle anayasa için masaya oturmayacaklarını” belirten Kılıçdaroğlu, iktidarın da gideceğini bildiğine işaret ederek “Soygun düzeninin son aşamasındayız, ne yaparlarsa yapsınlar gidecekler” değerlendirmesini yaptı.
Cumhuriyet'ten Sertaç Eş'in haberine göre; CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin düzenlediği “Büyük Nakliye Buluşması” için geldiği Mersin’de bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu’nun gündeme ilişkin açıklamaları özetle şöyle:
- Tarafsızlığı değiştirmek istiyor: (Neden anayasa değişikliği isteniyor?) Gündemi değiştirmek için. Ekonomiyi, işsizliği gündemden çıkaralım. Gereksiz anayasa tartışması yapalım. Anayasa yok ki memlekette, neyini tartışacaksın? Toplumun gündeminde anayasa yok. Onun gündeminde ekonomi, işsizlik, açlık, yoksulluk var. Acı tablo maalesef bu. Biz diyoruz sistem yürümüyor. Erdoğan’a göre mükemmel yürüyor. Her dediği oluyor zaten. Erdoğan bunu istemiyor muydu? Tarafsız cumhurbaşkanları, namusu ve şerefi üzerine yemin ediyor. Herhalde onu değiştirip bu tartışmayı bitirmek istiyor.
- Aynı masaya oturmayacağız: (CHP, anayasa değişikliği için AKP ile bir araya gelir mi?) Hiçbir zaman AK Parti’yle anayasa değişikliği için masaya oturmayacağız. Oturduğunuz andan itibaren otoriter yönetime meşruiyet kazandırmış oluyorsunuz. ‘Biz bu sistemden rahatsızız. Türkiye’ye büyük zararlar verdi, bunu bitirmek istiyoruz. Sizin taleplerinizi de dikkate alarak bir değişiklik yapalım’, bunu anlarım. Ama Erdoğan otoriter bir anlayışla ülkeyi yönetiyor. Kendi otoriter yönetimini güçlendirmek için “beyler buyurun anayasa değişikliğini görüşelim” Bu doğru değil. Topluma zarar verir.
- Soygun düzeninin son aşaması: (Erdoğan üçüncü kez aday olabilir mi’) Yüksek Seçim Kurulu’nun Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığını reddedeceğini düşünmüyorum. “Hikmet buyurdunuz, zaten adaysınız, sormaya gerek bile yoktur” diyecektir. Talimatla karar veren bir mahkemenin karşı çıkacağını sanmıyorum. Erdoğan ister 5, ister 50 sefer cumhurbaşkanlığına aday olabilir ama Erdoğan da ekibi de biliyor ki gidecekler. Şu anda bütün çabaları: ‘Giderken devletten neleri götürebiliriz, nasıl soyabiliriz, parayı nasıl götürebiliriz?’ Bir soygun düzeninin son aşamasındayız ama ne yaparlarsa yapsınlar gidecekler. Sokaktaki vatandaş gerçekleri görüyor.
- 6 Parti görüş birliği içinde: (Millet İttifakı 6 partili hale mi geliyor?) Diğer genel başkanların adına konuşma hakkına sahip değilim. Ama şu bir gerçek, şu anda 6 siyasal parti, güçlendirilmiş parlamenter sistem konusunda görüş birliği içindeler. Çıkan raporları okuduğumuzda aşağı yukarı aynı şeyleri söylüyoruz. İlkeleri netleştirebilirsek önemli bir mesafeyi almış oluruz. Bizim çalışmamızı, örneğin Deva Partisi zenginleştirebilir. Gelecek Partisi, Saadet Partisi, onlar daha farklı bir değişim önerebilirler. Amaç güçlü bir parlamentoyu inşa etmek.
- Atacağımız her adımı çalışıyoruz: (Millet İttifakında tek aday mı çoklu aday mı?) Adaylık konusunda iki anlayış var. Cumhur İttifakı’nın anlayışı ile Millet İttifakı’nın anlayışı farklı. Bir kişi ‘benim’ diyor, herkes ‘tamam’ diyor. “Muhterem Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı adayımız” diyor. Mesele bitti orada. Biz demokrasiyi savunuyorsak oturup konuşmamız lazım. Artı bir şey daha var. Seçimi kazanıp ülke yönetiminde söz sahibi olduğumuzda, atacağımız her adımı bugünden çalışıyoruz. Ülkenin beklemeye tahammülü yok. Bugünden hazırlığımızı yapmak zorundayız. “Evet geldik, bunları yapacağız” dememiz lazım.
- Çok tehlikeli bir cümle: (Seçim sürecine ilişkin endişeler var mı?) Erdoğan gerilimi doruk noktasına çıkarıp seçime gitmek ister. Bu gerilimden olabildiğince uzak durmamız lazım. Milletvekili, il başkanlarına söylüyorum, sakin olacağız. İttifakı oluşturan diğer partiler de gerilim istemiyorlar. Eğer iş belli grupların ellerine silah alıp belli kişileri öldürme yoluna gitmezlerse bir gerilim olmaz. Umarım öyle bir tablo da Türkiye’de yaşanmaz. Siyasi cinayetler... Böyle kaygılarım var. Erdoğan “Dur bakalım daha başınıza neler gelecek” dedi. Devletin bütün güçleri elinde olan bir insan bunu söylüyorsa, çok tehlikeli bir cümle. Yani ben önümüzdeki süreçte “Durun bakalım, daha ben başınıza neler getireceğim” diyor. Açıkça tehdit ediyor.
‘2002’DE YAPILANLARI YAPACAĞIZ’
İntikam devlet geleneğine yakışmaz: (Devr-i sabık olacak mı?) Diğer genel başkanların ne düşündüğünü bilmiyorum ama şahsi kanaatim, AK Parti ne yaptıysa aynısını yapacağız. 2002’de yolsuzlukları araştırma komisyonu kurdular. Ben de üyelerinden birisiydim. Oturduk, raporları hazırladık, yolsuzlukları ortaya çıkardık, bazıları Yüce Divan’a gitti, bazıları mahkemelere gitti. Aynısını yapacağız. İntikam duygusuyla hareket etmek, öç almak devlet geleneğine yakışmaz. Biz Erdoğan gibi değiliz. Hukuk neyi öngörüyorsa hukuk kuralları içinde onu yapacağız. Belki hepsi beraat edecek. Bizim öğrendiklerimiz de yanlış olabilir. Raporlar çıkacak bu konuda. Yani bir insanı suçlamak öyle iki kelimeyle olmaz.