CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasına dün hayatını kaybeden Prof. Dr. Mümtaz Soysal’ı anarak başladı.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları:
"Aramızda ciddi sorun yaşayan vatandaşlarımız var. Yeri zamanı gelince söylüyoruz ama bazı sorunlar çözülmüyor. Ama sizi şunu söyleyeyim; TBMM'nin çatısı altında söylüyorum Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Çözmeyenler var ama biz çözeceğiz. Bizim makam, mevki beklentimiz, çıkar beklentimiz yoktur. Tek beklentimiz bu memlekette herkes huzur içinde yaşasın. Hava Harp Okulu öğrenci velileri de Usel işçileri de hapisteki arkadaşlar da şundan emin olsunlar, demokrasiyi mutlaka getireceğiz. Biz yani cumhuriyeti kuranlar bize miras bıraktılar, bizler bu cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırma konusunda ne gerekiyorsa yapacağız. Bu memlekete huzuru da kardeşliği de getireceğiz.
Gönül şunu istiyor, bir yerde bir işçi haksızlığa uğradığında üç işçi sendikasının ortak çaba ile bu sorunu çözmek için mücadele etmesidir. Ama her biri ayrı telden çalıyorsa olmuyor. Hiçbir konfederasyon hiçbir siyasi partinin arka bahçesi olmamalıdır."
"Dün Mümtaz Soysal'ı kaybettik. Binlerce öğrenci yetiştirdi. Bir demokrasi, bilim abidesiydi. Parlamentoda görev yaptığı görev içerisinde özelleştirmelere karşı büyük mücadele yaptı. İşçilerin haklarını sonuna kadar savundu. 1971 darbesinden sonra komünizm propagandası yapıyor diye ağır hapis cezası verdiler. Mümtaz Soysal bütün bu acıları yaşadı ama asla yılmadı. Ülkesinin çıkarlarını emekten, bilimden, dostluktan yana kullandı. Uluslararası pek çok ödül sahibi oldu. Mümtaz Hoca gerçekten de Türk akademik dünyasının geliştirdiği mümtaz isimlerden biriydi."
Daha sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'le ilgili konuşan Kılıçdaroğlu "Mustafa Kemal, her alanda üretmek ve çalışmak demektir. Biz, Gazi Mustafa Kemal'i böyle anlayacağız ve anacağız. 1923'te İzmir İktisat Kongresi'ni topladığında ülkemizde savunma sanayi yoktu. İlk yaptığı iş, Kırıkkale'de bir entegre sanayi kurmak oldu. O zamanlar on binlerce kişi çalışırken, şimdi birkaç kişi çalışıyor" dedi.
"DEĞERİ 20 MİLYAR DOLAR"
"Tank Palet Fabrikası ile ilgili sorular sordum, değeri 20 milyar dolar. Sorduk, bunu 25 yıllığına BMC Grubu'na verdiler 'İhaleyi ne zaman, nerede yaptınız?' dedik. O fabrikanın kuruluşunda benim vergim var, babamın vergisi var. Sormak hakkım. 'Öğrenemezsin' diyorlar. Ya sen o fabrikada oluşan bütün sırları Katar Ordusu'na verdiniz. Niye?" diyen Kılıçdaroğlu, devamında "20 milyar dolarlık bir fabrikayı kime peşkeş çekiyorsun arkadaş?" ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a, "Sakarya'daki tank palet fabrikasının satışı söz konusu değil, yüzde 50 Katar, yüzde 50 Türk ortaklık var. Sen dürüst değilsin, samimi değilsin. Sen 25 yıllığına kiraladığın tank palet fabrikası için kaç lira aldın? 5 kuruş dahi almadın" diye seslendi ve şöyle devam etti: "Türk Telekom da aynı durumdaydı. Özelleştirme İdaresi aldı ihaleye çıkıyorum dedi. 21 yıllığına 6,5 milyar dolara kiraladılar. Yüzde 21'ini kiraladılar. Erdoğan'a soruyorum AK Parti'lilerin de tamamına soruyorum sen 25 yıllığına kiraladığın Tank Palet Fabrikası için kaç lira aldın? Hiçbir şey almadı. 5 kuruş dahi almadı. 20 milyar dolarlık fabrikayı kiraladın kaç lira para aldın? Satış nedir işletme devri nedir?
"İŞSİZLİKTE DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜYÜZ"
İşsizlikte dünya üçüncüsüyüz. Paket üstüne paket yapıyorlar. Erdoğan'a tavsiyem olacak paket hazırlayacağına paket yapacaksın damadı paketleyeceksin kapının önüne koyacaksın. Saraydakilerin hiçbir derdi yok. Cepler tıka basa para dolu hem de Amerikan Doları.
''FARK YÜZDE BİN 968''
2003 toplam işsiz 587 bin 479 kişi, 2018'de 3 milyon 509 bin 603 kişi artış oranı yüzde 497. Genç işsiz 2003'te 169 bin 272 kişi, 2018 1 milyon 555 bin kişi artış oranı yüzde 524. Diplomalı işsizler 2003'te 36 bin 444 kişi 2018'de 753 bin 767 kişi fark yüzde bin 968.
''GERÇEK İŞSİZ SAYISI 8 MİLYON 112 BİN KİŞİ''
İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır. Bunlar TÜİK'e başvuranlar. Bir de 137 bin kişi ülkeyi terk etti. Gerçek işsiz sayısı 8 milyon 112 bin kişi. Hapishaneler tıka basa dolu parası olan dışarıda gariban olan içeride. Kendini yakan var gördük asan var şimdi sıra toplu intiharlara geldi. Toplumda huzur kalmadı endişe var toplumda. Açlığın olduğu yerde huzur olur mu? Devletin mallarının ve bütçelerinin talan edildiği ülkede huzur olur mu?
“15 TEMMUZ ŞEHİTLERİ İÇİN TOPLANAN PARALAR NEREYE GİTTİ?
Bana diyorlar ki diline doladı. Ne söyleyeceğim arkadaşlar ya, iyi mi oldu diyeyim. iyi mi para verdiniz diyeyim. Usel işçileri burada, ya haklarını arıyorlar. Bunların haklarını teslim edelim diyen bir iktidar yetkilisi var mı? Ama Katar ordusu gelince paralar hazır. Pes yahu. Böyle bir soygun düzeni dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir. Hak arayacağım. AK Partililerin, MHP'lilerin hakkını aramak da bana düştü. Harcadığın her kuruşun hesabını millete vermiyorsan siyaset yapmayacaksın kardeşim.Soruyorum 15 Temmuz şehit ailelerine para almadık diyorlar. Gaziler almadık diyorlar. Biri diyor ki hakkımı helal etmiyorum. Hakkını helal edemezsin. Üstünden para topladılar, o parayı da yiyorlar. Nereye gitti bu para? Bu vakfın adresi nedir? Telefonu ne? Telefonu yok. Para nerede? Belli değil. Ey Kılıçdaroğlu neden bunları soruyorsun diyorlar. Ne yapayım. Ben bu soruları sormazsam benim bu kürsüde ne işim var!
15 Temmuz şehit aileleri ve gazileri için para topladılar, o para nereye gitti? O vakfın adresi neresi? Ben bu soruları sormazsam benim bu kürsüde ne işim var? Ben bu soruları sormazsam CHP Genel Başkanlığı'nda benim ne işim var? Sayın Erdoğan diyor ki, ‘17 yılın sonunda özellikle istihdam konusunda büyük başarı sağladık’.
“DAMADI PAKETLE, KOY KAPININ ÖNÜNE”
Ya Allah aşkına ben şimdi ne diyeyim! İşsiz kardeşlerime sesleniyorum; Ak Parti döneminde 15 istihdam paketi açtılar, 5 tane ekonomi reform paketi açıkladılar. Bir şey çıkmadı. Erdoğan'a tavsiye, paket açıklayacağına bir paket yapacaksın. Damadı paketleyeceksin, kapının önüne koyacaksın. Devleti yönetenlerin vatandaşa doğru bilgi vermesi lazım. Bu ahlakın ön gördüğü bir karardır. Yanlış bilgi verirlerse çıkarlar özür dilerler. Daha ileri demokrasilerde kalkar istifa ederler. Doğru bilgi ver ya. Ben vatandaşımızın ferasetine güveniyorum, bizim toplumumuzun affetme duygusu vardır. Bizim toplumumuz sevecen, ahlaklı bir toplumdur. Siyaset grubuna bazen sert eleştiriler getirir ama hakkıdır. Bizim huzurlu yaşamaya hakkımız var. Para toplanacak mı, toplayın. Bu parayı sarayda oturanlar mı verdi, hayır. Vatandaş boğazından kesti. Yalan söylemek yakışmaz siyasete. Siyasetçinin ahlaklı olması lazım. Sayın Erdoğan 19 Kasım'da bir açıklama yapıyor; "İstihdam konusunda büyük başarı sağladık. 17 yılda 9 milyon kişiye iş imkânı sağladık.' Buna ne diyeyim ben Allah aşkına ya! Okuduğun zaman memlekette işsizlik yok. Ne diyeyim ben şimdi. Ak Parti döneminde 15 istihdam paketi açıldı. Her pakette işsizlik büyüdü. 56 tane reform paketi açıkladılar, bir şey çıkmadı. İşsizlikte dünya üçüncüsüyüz. Erdoğan'a bir tavsiyem; sen paket açıklayacağına bir paket hazırlayacaksın. Damadı paketleyip koyacaksın kapının önüne."
HAVUZ MEDYASINA SESLENDİ
"Havuz medyasının yazarlarına da sesleniyorum. Sizin bazı kaynaklarınızı, boğazınızdan akan haram lokmaları kestik, onu gayet iyi biliyorum. Birileri yiyecek içecek, birileri açlığa mahkum kalacak. Bu hangi kitapta var, hangi inançta var?"
"VİCDAN MUHASEBESİ YAPMA GÖREVİNİZ VAR"
“Yoksulluğu bitirmek değil, yoksulluğu kullanarak oy devşirme hesapları var. Ben onları bir lokmaya mecbur edeyim, bana oy versinler, ben de onların yoksulluğunu gidermeden götüreyim diyorlar. Buradan Türkiye'yi aile sigortasını getirerek çıkartacağız. Sizin de bir vicdan muhasebesi yapma göreviniz var. Birileri yiyecek içecek birileri açlığa mahkum kalacak. Bu hangi kitapta var, hangi inançta var? Emeklilik yaşı oldu 65. Kişi geldi 55 yaşına, patron "işine son verdim" diyor. İşsizlik sigortası bitince nasıl geçinecek? Aile sigortası onun gelir güvencesini sağlayacak. Sosyal devlet fakirin fukaranın yanında olan devlettir.
''TÜRK MİLLETİNİ AŞAĞILAYAN MEKTUP''
Papazı bırakacaksın dedi Trump yoksa seni mahvederim dedi Erdoğan bu can bu tende kaldıkça papazı alamazsın dedi sonra teslim etti. O can da ten de duruyor söz namus şeref haysiyet adalet nerede? Nerede bunlar? Mektup yazdı Trump taşeron demek aynı zamanda şamar oğlanına dönmek demektir. Türk milletini aşağılayan mektup. Sana aptal diyor akıllı ol diyor. Sen bunu nasıl hazmediyorsun? Bunu da sordum kızdılar. Bu milletin şanını şerefini kim koruyacak. Biz de mi yutacağız. Biz CHP'yi bunu yiyip yutmayız cevap ver diyoruz cevap dahi veremiyor yuları kaptırdığı için. Mal varlığını ben de biliyorum dünya da biliyor. Korkma otur adam gibi ona cevap ver. Giderken mektubunu beraber götürecek çöp sepetindeydi demek ki değilmiş. Oturduğun makamın önemini biliyor musun sen? Mektubunu cebine koyacak Trump'a verecekmiş. Ama nasıl? Önce devletlerin egemen eşitliği diye kural vardır.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN 'MEKTUBU TRUMP'A TAKDİM EDECEĞİM' İFADESİNE TEPKİ
Bu mektup sana nasıl geldi? Büyükelçi geldi verdi. 'Çağıracaksın bizim büyükelçiyi bu mektubu kabul etmiyoruz sahibine iade et diyeceksin' dedim. Hayır diyor ki Macaristan dönüşünde 'Elimizde malum mektup var mektubu Sayın Trump'a takdim edeceğim.' Kendisine aptal diyen adama takdim edecek. Takdim kavramı nedir? Takdim etmek arz etmek demektir üst makama. Osmanlıcaya baktım küçük bir kimseyi yaş mevki itibari ile büyük bir kimse ile tanıştırmak. Benzer açıklama takdimle ilgili bir büyüğün önüne geçip bir şey vermek.''