Özdemir’in hem rakip firmalara hem de polisleri tehdit ettiği ortaya çıktı.
Dinlemeye takılan telefon görüşmelerinde Özdemir, çete lideri olmakla suçlanan Türker Horoz’un rakiplerini tehdit ve baskıyla yıldırıyor. Horoz’a yönelik soruşturmayı yürüten emniyet görevlisini kast ederek de “Kafasını kopartırım o şerefsizin” diyor.
VATAN gazetesinin haberine göre, eski Kayseri, yeni Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir’in ihaleye fesat karıştırma suçundan tutuklanmasına, telefon dinleme kayıtlarının neden olduğu ortaya çıktı. 10 Aralık 2009’da başlatılan soruşturmada Özdemir’in, Emniyet’in de aralarında bulunduğu resmi kuruluşların ihalelerini almasını sağlamak amacıyla iş adamı ve Kayserispor Başkanvekili Türker Horoz için devreye girdiği ve rakip firmaları tehditle saf dışı bıraktığı iddia edildi. Horoz’un bu şekilde 2009’da 12 ihaleyi kazandığı öne sürüldü ancak Özdemir hakkında tutuklama kararı verilmesine 2009 Mart’ında gerçekleştirilen Kayseri Emniyet Müdürlüğü ve bağlı birimleri hizmet binalarının genel temizlik işi ihalesi oldu.
2 KURUŞLA MİLYONLARI VURDU
Savcılık, Özdemir’in Kamu İhale Yasası’nın 61. maddesine göre gizli kalması gereken bilgileri şüphelilerinden Eyüp Demir’e verdiği ve böylece ihalenin suç örgütünün kontrolündeki paravan şirketlerden birisi olan İLTA isimli şirkette kalmasını sağladığını iddia etti. Horoz’a ait İLTA Firması’nın, kapalı zarf usulüyle açılan temizlik ihalesini en düşük fiyatı veren firmadan sadece 2 kuruş düşük fiyat vererek ihaleyi kazanması da dikkat çekici bulundu. Savcılık, soruşturma kapsamında Kayseri Emniyet Müdürlüğü’ne ait benzer ihalelerle ilgili araştırmaların devam ettiğini de bildirdi. Yedek hakimlikte verdiği ifadede iddiaları yalanlayan Özdemir’in “Hakkımda bir komplo olduğunu düşünüyorum. Bu komplonun nedenini de anlamış değilim, amaç Ankara Emniyet Müdürünü görevden aldırmaksa aldırsınlar, daha ben ne yapabilirim” sözleri ise Emniyet içindeki bir ekip çatışmasının ipuçlarını verdi.
HOROZ YARDIM İSTİYOR
Özdemir hakkında tutuklama kararı verilmesine neden olan soruşturma kapsamında telefonları dinlenen Horoz’un, 24 Nisan’ da Özdemir’le yaptığı 3 dakikalık telefon görüşmesinin kayıtlarında çarpıcı sözler yer aldı. Özdemir’i arayan Horoz, kendisi ve şirketine yönelik soruşturmadan duyduğu rahatsızlığı anlattı ve yardım istedi. Horoz’un, kendisinin her zaman üst düzey devlet görevlileriyle bağlantısı olduğunu söylediği konuşmada, Özdemir yapılan soruşturmayı, “birilerinin kışkırtması” olarak yorumladı. İddialara göre konuşma şöyle devam etti:
‘ALDIRMA, ANASINI AĞLATIRIZ'
Horoz: Müdürüm siz buradan gittiniz otomatikmen yani bütün şeyler bize döndü oklar.
Özdemir: Heee hiç aldırma, onları ben şimdi Vali beyle de konuştum anasını ağlatacağız.
Horoz: Hee bizden şey.
Özdemir: Müdahale edeceğim şerefsizlere artık yeter lan.
Horoz: Yani özellikle bu gelen bu sizin organizenin başına bıraktığınız çocuk var ya müdürüm C. diye.
Özdemir: Hııı.
Horoz: Özellikle o yapıyor bütün her şeyi o yapıyor.
Özdemir: Kafasını kopartırım şerefsizim, ben arayacağım o p...i.
Horoz: Beni burada çok yıpratıyorlar.
Özdemir: Hiç canını sıkma ben konuşurum, daha da ileri konuşacağım... Mafyanın önünü kestik, siz daha onun kıymetini bilecek adam değilsiniz. Sen Ankara Emniyetinin ihalesine girdin mi?
Horoz: Girmedim. Girecektim, giremedim.
SÖZCÜ18.COM SORUYOR:
VALİLER “ANA AĞLATMAYA” ORTAK MI?
Hakkında tutuklama kararı çıkartılan Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir’in “dinlemeye” takılan konuşmasına baktığımızda “kafa kopartmayı” bir kenara bıraktığımızda, ortaya daha da vahim olan başka bir durum çıkıyor! O da “Heee hiç aldırma, onları ben şimdi Vali beyle de konuştum anasını ağlatacağız.” (!)
Bu cümleden yola çıkarak öncelikle şu yorumu yapmak mümkün: Bir ilde emniyet müdürü ve vali kafa kafaya vererek istedikleri uygulamayı yapabilme yetkileri var ki, birilerinin anaları ağlayabiliyor!
O zaman şu soruyu sorma zamanı geldi!
Çankırı’da aylarca dinlenilen telefonlar ve bunun sonucunda evlerinden alınan Ak Parti Merkez İlçe Başkanı Hüseyin Boz, işadamı Sadık Yakın, Kadir Şan ve bürokrat Mesut Aslan’ın beraatle sonuçlanan mahkeme kararına karşın, olayı kimlerin hazırladığı ve uygulamaya kimlerin koyduğu konusu nedense ortaya çıkmadı ya da çıkarılmadı!
Hele hele aylarca dinlenilen kayıtlar mahkemeye sunulmasına karşın, “beraatle” sonuçlanan karar sonrası dahi, o konuşma kayıtları mağdurlara “bir türlü” ulaşmadı ya da ulaştırılmadı!
”… ben şimdi Vali beyle de konuştum anasını ağlatacağız” (!)
Durduk yere “anası ağlayanlar” adına Çankırı’da bu izi sürmeliyiz...
Ve bu izi sürerken acaba "vali ile görüşüp anaları ağlatma kararları alan emniyet müdürleri" hala varmıdır?