Çankırı'nın Çerkeş İlçe Belediye Başkanı Hasan Sopacı, gün geçmiyor ki 'Çerkeş'le ilgili güzel bir haber vermesin.
Başkan Sopacı akşam saatlerinde sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Çerkeş Organize Sanayii Bölgesi'ne 10 milyon liralık yatırım müjdesi verdi. Başkan Sopacı'nın mesajı şöyle:
"Nesco Gıda İçecek Firması sahibi Nazlı Esen Ummansu ve Yönetim Kurulu üyelerinin katılımıyla belediyemizde bir araya gelerek Çerkeş OSB’ye yatırım yapacak ve yaklaşık 50 kişiye istihdam sağlayacak olan NESCO GIDA İÇECEK firması ile 10 Milyon TL’lik protokol sözleşmesi imzaladık. Büyüyen ve gelişen ilçemiz ÇERKEŞ’imize hayırlı olsun. #ÇerkeşBüyüyecekGelişecekDeğişecek"
KADIN GİRİŞİMCİ NAZLI ESEN UMMANSU'NIN
BAŞARI HİKAYESİNE KENDİ AĞZINDAN DİNLEYELİM...
"İşimle birlikte tamamlamayı düşündüğüm yüksek lisans programından “Biz çok gördük böyle hayalperest çocuklar ya iş ya okul birini seç” denerek uzaklaştırıldım. Bu süreçte her girişimcinin karşılaştığı “yapamazsın, delilik bu, garantisi yok, kesin batacaksın o zaman kapımıza gelme” gibi baskılarla da karşılaştım. Zaten bu sürecin en yorucu taraflarından biri yalnız kalmak. Fakat kendime ve fikrime olan inancım devam etmemi sağladı.
Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği 2015 mezunuyum. Üniversite hayatım boyunca yaz tatillerimi hep farklı kurumsal firmalarda staj yaparak geçirdim. Mezun olduğumda ne istediğimi değilse de ne istemediğimi biliyordum. Beyaz yaka olarak bir şirkette çalışmak benim için uygun değildi. Hocalarımın da desteğiyle Bilkent Üniversitesi, Endüstri Mühendisliği Yüksek Lisans programına girdim.
İlk senemi tamamlamak üzereyken aslında istediğim hayatın akademisyenlikte olmadığını fark etmiştim ama başka bir seçenek yok gibi görünüyordu. O sırada Miami'de yaşayan bir arkadaşımı ziyaret etmek için Amerika ya gittim. Orada artizan çaylarla tanıştım ve araştırmaya başladım. Dünyadaki çay pazarının ülkemizde bildiğimizden çok farklı olduğunu keşfettim. Sonrasında dünyanın farklı ülkelerinde yetişen çayların ülkemizde olmadığını, pazarın henüz gelişmekte olduğunu gördüm. Ardından yerli üretimle ithal çayların farklarını araştırdım ve temel farklılığın işleme teknolojisi olduğunu anladım. Başlangıç olarak yatırım maliyeti daha düşük olduğu için ithalata karar verdim fakat yurt dışındaki uygulamalar hep perakende satış mağazaları ya da diğer ürünlerinde olduğu karma konseptlerdi. Bu sırada Dubai'de katıldığım Gulfood 2016'da bugün kullandığımız teknoloji olan BKON Craft Brewer ile tanıştım. Bkon sayesinde bütün çay, kahve, baharat, meyve gibi organik materyalleri 90 saniyede infüzyon teknolojisiyle demleyebiliyorduk. Sonrasında Türkiye ve Ortadoğu pazarı için distribütörlük anlaşması yaptık. Günün sonunda elimizde sektörün son teknolojisi olan bir demleme makinesi ve A kalite dünya çayları vardı. Bu iki ürünü toptan ve perakende satmayı düşünürken soğuk showroomlardan farklı olarak bir kafe konsepti yaratmaya karar verdim. Bkon sayesinde kazandığım hız ve kalite, aslında kültürümüzde çokça aşina olduğumuz çayı modernize ederek hızlı hayatımıza sokabilirdi.
Bu sırada işimle birlikte tamamlamayı düşündüğüm yüksek lisans programından “Biz çok gördük böyle hayalperest çocuklar ya iş ya okul birini seç” denerek uzaklaştırıldım. Bu süreçte her girişimcinin karşılaştığı “yapamazsın, delilik bu, garantisi yok, kesin batacaksın o zaman kapımıza gelme” gibi baskılarla da karşılaştım. Zaten bu sürecin en yorucu taraflarından biri yalnız kalmak. Fakat kendime ve fikrime olan inancım devam etmemi sağladı.
İlk Tea Co. şubemizi Ankara Çayyolu’nda açarken hedefimiz kafe işletmeciliğinden ziyade toptan müşterilerimizi ağırlayabileceğimiz bir ortam yaratabilmekti. Fakat açılışın ardından gördüğümüz ilgi bizi iş kolumuzu ikiye ayırmaya itti. 2018 Ekim ayına kadar Ankara da 5 Dubai'de 1 şube açtık. Aynı zamanda şubelerin yiyecek ihtiyacını karşılamak için bir imalathane kurduk. Öz sermayeyle başladığım girişimim bugün kendini finanse edecek seviyeye geldi. Bugün yüzde 80'i kadın olmak üzere 35 kişiyi istihdam ediyoruz.
2016 yılında çıktığımız Tea Co. yolculuğuna bir çok yeni iş sığdırdık. 2016'da ilk şubemizi açtık. 2017'deyse 1'i Dubai de olmak üzere 3 şube ve 500 m2'lik bir imalathane ve depo kurduk. 2017 bizim için işimizin oturduğu, yurtdışı bağlantılarımızın geliştiği bir yıl oldu. Aynı zamanda şubeleşme tarafındaki sistemi öğrenip geliştirirken, asıl yola çıkış nedenimiz olan Horeca satışları için de çalışmaya başladık. 2017'de stand açarak katıldığımız Gulfood2017 Dubai sayesinde de networkümüzü geliştirerek global piyasada ürüne ve markaya olan ilgiyi görme şansımız oldu. 2018'de 2 şube daha açarak devam ettik. Horeca satışlarına yoğunlaştık ve kendi mağazalarımız haricinde de farklı restaurant, otel, cafe gibi lokasyonlara Tea Co. ürünlerinin satışına başladık. Tea Co.'da ana hedefimiz çayın siyah çaydan daha fazlası olduğunu anlatabilmek ve hızlı hayatımıza kahveye sağlıklı bir alternatif olarak çayı da sokabilmekti. Bu yolda şubeleşmek ve bir zincir marka olmayı hayal ediyoruz. Aynı zamanda dünyada organik çay tarımı yapılabilen tek ülke olan Türkiye de güncel işleme teknolojileriyle birlikte ithalata gerek kalmadan dünya standartlarında çay üretebilmeyi hedefliyoruz."