Sözcü18 Haber Servisi adına
Vedat Beki’ye...
Sizler gibi Türk kadınına destek vermeyi kendisine görev edinmiş bir basın mensubunu tanımak benim için büyük bir mutluluktur.
Sözcü18.com sayfalarında yayımlamanız amacıyla kaleme aldığım MEKTUP’u sizlere gönderirken, göstermiş olduğunuz duyarlılık ve ayırdığınız zaman için şimdiden teşekkür eder, “iyi ki varsınız” diyorum.
Saygılarımla – Evren Filiz
ÇANKIRI KAMUOYUNUN DİKKATİNE...
Sevgili Sözcü18 okurları;
Çok yeni saatlerde tanıştım sizlerle... Varlığınızdan da varlığımdan da haberdar oluşunuzun üzerinden çok uzun süre geçmemesine karşın bu sayfalardan yaptığım yorumlardan sonra telefonlarım susmuyor!
Yorumlarıma yine bu sayfalarda cevaplar yazıyorsunuz... Doğrusunu söylemek gerekirse Çankırı halkının bu kadar samimi ve içten duygulara sahip olduğunu hiç düşünmemiştim... Sağolun...
Düşündüm ki; Bana inanmakla beraber güvenen, seven ve aynı zamanda kızan ya da kötü düşünen kişi ya da kişilere bizatihi Hüseyin Filiz tarafından şahsıma yaşatılan acı olayları satır başlarıyla sizlerle paylaşmak istedim.
Ben gerçekten çok zor zamanlar yaşadım. Henüz yaşımın bu kadar genç olmasına rağmen fiziksel, maddi ve manevi sıkıntılar içerisinde yaşam mücadelesi verdim.
Hüseyin Filiz en başından beri beni asla kabul etmedi (Bunların hepsi mahkeme kayıtlarında var). Bunun ötesinde ben ve eşimin gıyabında Boşanma davası açtı!
Şimdi başta ilköğretim yaşındaki çocuklar olmak üzere, genç kardeşlerimizi liselere ve üniversitelerde okumaya teşvik ederken, benim yüksek lisans yapmak istememden dolayı boşanma davası açtı!
Eşimle beraber sabah kahvaltısı ederken evimize postacı geldi. Getirdiği zarf aile mahkemesinden geliyordu! Eşime sordum; “Benimle ayrılamaya mı karar verdin?” diye..
O da “Benim bunlardan haberim yok ben açılan davayı reddederim” dedi. Eşimin ve benim tüm bunlardan haberimiz yoktu. Ben herşeye rağmen sevdiğim kişinin babası diye her türlü sevgi ve saygıyı gösterdim. Ancak yetmedi..
Eşimle yaklaşık 15 senedir beraberiz. 2006 yılında evlendik, 2008 yılında ise ben çok büyük bir beyin tümörü ameliyatı geçirdim. Sonunda doktorum yüzüme acıma ifadesi ile bakıp şunu sordu.
"-Nedir bu kadar sıkıntı ve derdin?”
Gülümsedim ve kendime de itiraf ettim.
Bütün bunları yaşamamın sebebi çok sevdiğim eşimin Baba'sı mıydı?
Bu tür hastalıkların sadece insanların yaşadığı sıkıntı ve dertler yüzünden insan vücudunda görüldüğünü ifade etti.
Ameliyat dönemimden sonra, Hüseyin Filiz’in işyerinden olan sosyal güvenlik kurumundaki sigortam iptal edildi. Bunun hem ailevi hem de kişisel bir bağ kurularak yapıldığını çok iyi biliyordum. Beni hastalığıma rağmen yüzüstü bıraktı üstüne bir de Özel sağlık sigortam iptal edildi. Sürekli kullandığım bir ilaç vardı, hastaneye gittim ve bana oranın görevlileri “Sigortalarınız iptal olmuş, kapanmış. Şu andan itibaren ilaçlarınızı alamazsınız” dediler. Annemle birlikte mağdur durumda hastaneden ağlayarak çıktım...
Sevgili büyüğüm;
Hüseyin Filiz; Şu anda açılmış boşanma davasında ise; mahkemeye yalancı şahitler çıkardı. Hepsi belgelidir.
Halen sürmekte olan davada daha önce “aleyhime” ifade vermiş bir insan daha sonra pişmanlığından ötürü tekrar mahkemeye başvurdu ve ifadesinde şunları söyledi:
"Verdiğim tüm tanıklık beyanlarım Hüseyin Filiz'in psikolojik baskısı yüzünden verilmiştir."
Tekrar tekrar okuyun lütfen. Bugün milletvekili seçilebilmek için yoğun uğraşlar veren bir şahsiyet; hasta insana merhametsizlik, insanlara karşı psikolojik baskı yaparak, yalancı şahitlik yaptırarak yüce mahkemeyi kandırma, mutlu insanların arasına girip bir kız çocuğunun tüm namusu ve şerefini ayaklar altına alma, onun okumasına, eğitim almasına karşı çıkmaktadır!
Eşimle 15 senedir birlikte iken, canımızı can yapıp ortaya koymuşken, paramız yokken bir simidi ortadan ikiye bölüp yemişken, soğukta ayaklarımız buz tutup yürürken dahi gülümsüyorken nedense evliliğimizi bize çok gördüler?
Şimdi soruyorum; Bir insanı 15 senedir tanıyıp bilirken ne oldu da bütün bunlar eşimle benim başıma geldi, kim getirdi?
Hiç mi vicdan duygusu yok? Hiç mi merhamet yok?
Eşimi hala çok seviyorum onun için herşeye katlanmak ve susmak zorunda kaldım. Fakat yaşadığımız günlerin hassasiyetinden dolayı yaşadıklarımın çok küçük bir bölümünü sizlerle paylaşma ihtiyacı hissettim!
Çankırı insanı; kendi gelinine bu kadar sıkıntı yaratmış bir şahsiyeti TBMM’ye milletvekili olarak temsilci mi yapacak?
Kendinize bu soruyu sorunuz ve kararınızı ondan sonra vermeniz temennimdir. Sıra sizde... Susmayınız...
AK Parti mitingindeki kadınlara sesleniyorum; Eskisi gibi sesiniz şiddetli çıkacak mı?
Bana sorarsanız namusunuza, şerefinize, hastalıklarınıza daha da ötesi “kadın” olduğunuz için sizlere önem verecek ve sizleri teşvik edecek insanları TBMM’ye göndermelisiniz...
Hiç bir kadının benim yaşadıklarımı yaşamaması en büyük dileğimdir.
Kadın olarak hakkınızı arayınız... Hak vermeyiniz...
Benim hakkım Rabbimde... Hakkım da HELAL değil.
En kalbi duygularımla selam ve sevgilerimi sunarım...
Evren Filiz
EDİTÖRÜN NOTU: Bu haberle ilgili olarak yapılan olumlu ya da olumsuz hiçbir yorum yayımlanmayacaktır. BİLGİNİZE...