SÖZCÜ gazetesinden Sevgim Begüm Yavuz, Can Çelik ve Fatma Vurgun'un haberine göre; “Radyo, Televizyon ve İsteğe Bağlı Yayınların İnternet Ortamından Sunumu Hakkında Yönetmelik”le yapılan düzenlemeler bugün itibariyle Resmi Gazete’de yayınlanarak yasalaştı. Yönetmeliğe göre yayınlarını internet üzerinde sunmak isteyen medya hizmet sağlayıcılarının RTÜK’ten yayın lisansı alması gerekiyor.
“MUHALEFET YAPACAKSA CEZAEVİ BİLGİSİ OLSUN İSTENİYOR”
Karara ilişkin bir değerlendirme yapan İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, bu durumu ifade özgürlüğüne getirilen yeni kısıtlama olarak yorumladı. Durakoğlu, şunları söyledi:
“Türkiye'de ifade özgürlüğünün giderek daralmakta olduğu ve özellikle de Sözcü ve Cumhuriyet davaları ile bütün medya dünyasına verilen gözdağının giderek gözaltılara dönüştüğü yaşanan bir gerçekliktir. Medyanın ‘oluşturulan' ekonomik güçle el değiştirmesi ve giderek sadece muhalif kesimin değil, ana akımın da yok edilmesi karşısında, kendisini ifade etmek isteyen kesimler için elde kalan tek mecra konumundaki internet ortamının da denetim adı altında sansüre tabi tutulması, hak temelli bakış açılarının kabul edebileceği bir sonuç değildir.”
Durakoğlu, “Muhalefet yapacaksa cezaevi bilgisine de sahip olmalarını isteyen, ancak bu şekilde yayıncı hüviyeti kazanabileceği bir paketle karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
TBMM BİR KEZ DAHA BAYPAS EDİLDİ
Avukat Celal Ülgen, “Kapsamı ve içerdiği konuların daha çok tartışma yaratacağı görünen bu yönetmelik aslında internet yayıncılığına takılmış bir kelepçe niteliği taşımaktadır” diyerek kararı şöyle değerlendirdi: “İnternet ortamındaki özgür yayıncılık frekansa bağlı yayıncılık gibi görülmekte ve RTÜK'ün denetimine geçmektedir. Bu düzenlemenin kanunla değil bir yönetmelik ile olması ayrıca TBMM'nin bir kez daha baypas edilmesine neden olmuştur.”
‘SANSÜR YASASINA DÖNÜŞECEK'
RTÜK'ün denetiminin ilerde iktidar partisini desteklemeyen, muhalif kanallar için sansür yasasına dönüşeceğini belirten, Doç. Dr. Murat Volkan Dülger, “Dünyanın her yerinde bu denetim uygulanıyor. Ancak Türkiye pratiğine baktığımızda tüm dünyada getirilen düzenlemenin yayın politikalarını belirlemek, sansür için, muhalefetin sesini kısmak için kullandığı görülüyor” dedi.
SANSÜR YASASI
“Alınan kararın sansür yasasına dönüşeceğini düşünüyorum” diyen Dülger, şunları kaydetti: “SÖZCÜ gibi internet üzerinden yayın yapan, muhalif olan, iktidar partisini desteklemeyen kanalların hepsini etkileyecektir. İnsanları hukuka aykırı yöntemler bulmaya sevk edecektir ama düşünceyi yok etmek mümkün değil”
‘DENETİM BOŞLUĞU VARDI”
İnternet üzerinden yayın yapan kanallarla ilgili bir denetim boşluğu olduğunu söyleyen Hukukçu Dr. Rezan Epözdemir, “RTÜK denetim ve kontrol mekanizmasını işletmesi, yurt dışında yayın yapan televizyon kanallarının Türkiye'de merkezlerinin bulunması ve RTÜK'ten lisans alma zorunluluğunu olumlu buluyorum. Gerekçesi ise, televizyonlardan farklı olarak internet yayıncılığında bir denetim ve kontrol mekanizmasının olmaması nedeniyle yayınların sınırsız olması ve yer yer suç teşkil edilen görüntün ve ifade yayınlaması olmasıydı. Esas değerlendirilmesi gereken husus RTÜK'ün bunu yaparken dengeyi kurması, ölçülü olması gerçekten hukuk ve adaletin tecellisi için yaptırım sürecini işletmesi temel mesele bu” ifadelerini kullandı.
“MUHALİF GÖRÜŞLER SUSTURULMAYA SİNDİRİLMEYE ÇALIŞILMAMALIDIR”
Yönetmeliğin uygulanma biçiminin düzenlemenin iyi niyetle yapılıp yapılmadığının göstergesi olacağını anlatan Avukat Feyza Altun ise, “Televizyon kanallarının ve gazetelerin son yıllarda karşılaşmış olduğu baskı, sindirme politikaları karşısında internete yönelmiş olması, internetin doğası gereği kolay erişilebilir olması ve sansür mekanizmasının daha az olması hasebiyle tercih edilir olması bu düzenleme ile tekrar sansür tehdidi ile karşı karşıya kalmıştır. Bu yönetmeliğin gelecekte nasıl uygulanacağı, düzenlemenin iyi niyetle yapılıp yapılmadığı konusunda gösterge olacaktır. Anayasa Mahkemesinin basın ve ifade özgürlüğü kararları baz alınarak SÖZCÜ ve benzeri muhalif görüşler susturulmaya sindirilmeye çalışılmamalıdır. Yönetmeliğin ifade özgürlüğünü engelleme yönünde kullanılmaması gerekmektedir” diye konuştu.
‘SANSÜR İKLİMİ YAYGINLAŞACAK’
RTÜK'ün zamanla yürütmenin medya üzerindeki baskı enstrümanlarından biri olduğunu anlatan avukat Abdullah Onur Eyüboğlu, “Sadece internet üzerinden yayınlanmak üzere diziler çekildi kısaca kendi sektörünü oluşturdu. RTÜK'ün ulusal ve yerel yayın yapan televizyon ve radyolar üzerinde mevcut denetim ve sansür uygulamasını internet üzerinden yayın yapan radyo ve televizyonlara da yönelteceğini düşündüğümüzde sansür ikliminin daha da yaygınlaşacağını, çok sesli ve çok renkli olan internet ortamının durağan ve tek düze hale geleceğini öngörmek çok da zor değildir. Yasal düzenleme açısından bakarsak portalların çoğunun yurtdışı kaynaklı olduğunu ve servis sağlayıcıların da yine yurt dışı menşeili olduğunu görürüz. Bu tip platformlar Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uymaya zorlanamaz, bu zorlama bu platformların piyasadan çekilmesiyle sonuçlanır. Denetim elbette ki olmalıdır ancak sansürün her türlüsüne karşı birlikte hareket etmemiz gerekmektedir” ifadelerini kullandı.