HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan partisinin grup toplantısında konuştu.
Buldan, HDP’li vekillerin Kandil’e gitmeleri ve çözüm sürecine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. İmralı ve Kandil'e devletin ve hükümetin onayıyla gittiklerini söyleyen Buldan, çözüm sürecinde vaat edilenleri de zamanı gelince açıklayacaklarını kaydetti.
"ALIKONULAN BİR ASKER ANNESİNİN RİCASI ÜZERİNE DEVREYE GİRMİŞ OLMAMI, İNSANİ GİRİŞİMİMİZİ DAHİ UTANMADAN SALDIRI GEREKÇESİ YAPMAKTADIR”
Buldan’ın konuşmasından başlıklar şöyle:
"Partimiz içinde Kürtçe eğitim programı başlattık. HDP olarak bulunduğumuz her yerde kültürel çeşitliliği sağlamaya çalışacağız. Ana dili gününü kutluyorum.
Gare'yi konuşmaya devam edeceğiz, çok önemli bir kırılma noktası.
Halk adına iktidardan hesap sormaya devam edeceğiz. İktidar olmanın sorumluluğu insanları ölü olarak değil canlı getirmektir.
Gare’den kaçıyorlar, çünkü suçlular. İktidar Gare meselesinde çok açık ve net suçludur.
Amaçlarının Gare’de o insanları kurtarmak olmadığı ayan beyan ortadır. Amaçları bu olsaydı yöntem bu olmazdı. Operasyon değil diyalog yolu mutlaka seçilmeliydi. Bu yol geçmiş dönemlerde 335 insanın diyalog yoluyla Türkiye’ye getirildiğini, ailelerini teslim edildi.
2015’te bizzat benim de içerisinde yer aldığım Lice’de 3 uzman çavuş, İmralı heyetinin girişimleri sonucu o insanları alıkonulan insanları aldık, Lice Kaymakamlığı’na getirdik. O insanlar bizlere teşekkür etti.
13 İnsanın getirilmesi için de hükümete bu çağrıyı defalarca yaptığımızı söylememize rağmen dikkate almadılar
Hedefleri Gare’den kullanabilecekleri siyasi bir hikaye çıkarmaktı. Gare’ye kendi iktidarlarını kurtarmak için gittiler. Gare’den bir müjdeyle dönmeyi umuyorlardı, 13 insanı siyasi hesaplarını ne yazık ki feda ettiler. Gare gerçeği budur. Siyasi amaçlarını gerçekleştiremeyince dört koldan HDP’den saldırmaya başladı
Bu iktidar varlığını HDP’nin yokluğuna bağlamış durumda. Kontrolü ve şuuru aybeden bir AKP iktidarıyla karşı karşıya olduğumuzu söylemek isterim.
Biz seni Allah'a emanet ediyoruz.
6-7 Yıl önce alıkonulan bir asker annesinin ricası üzerine devreye girmiş olmamı, insani girişimimizi dahi utanmadan saldırı gerekçesi yapmaktadır.
“İMRALI ZİYARETİNDEN SONRA DEVLET VE
HÜKÜMETİN ONAYIYLA KANDİL’E GİDİYORDUK”
Bunların bir fotoğrafçı bakanları var; çözüm sürecindeki fotoğraflarımız üzerinden algı yaratma telaşında.
Bizim milletvekilimiz Gare’ye gitmemiştir. O tarihte nerede olduğu bellidir. Bu kara propagandanın altında nasıl kalacaklarını düşünmüyorlar mı? Bizim milletvekillerimizin Gare’de ne işi var? Erbil’e zaman zaman vekillerimiz gider gelirler.
Fotoğrafları gösteren Erdoğan’ın açıkça göz dikmiştir. Savaşınızı HDP üzerinden yürütmeyin. Aynı bakan heyetimizin çözüm sürecinde devletin ve iktidarın bilgisi, onayı ve ricası dahilinde gerçekleştirdiği ziyaretin fotoğraflarını gösterdi. Bunun adı algı yaratma çabası. O fotoğrafları keşke önce kendi genel başkanına gösterseydin. Erdoğan o süreci çok net bildiği için keşke önce ona gösterseydi.
Biz çözüm sürecini 3 ayak üzerinden götürdük. 1. Ayak İmralı, 2. Ayak Kandil, 3. Ayak da hükümet ve devlet kanalıydı. O süreçte İmralı’da sayın Öcalan’la yaptığımız her görüşme devletin ve hükümetin bilgisi ve onayı dahilinde yapılmıştır. İmralı ziyaretinden sonra devlet ve hükümetin onayıyla Kandil’e gidiyorduk. Görüşmenin sonucu devlet ve hükümete aktarıyorduk. Devlet heyeti ise bu bilgileri biz İmralı’ya gitmeden önce kendisi gidiyor, bu bilgileri götürüyor, Sayın Öcalan’la görüşmeleri gerçekleştiriyor, arkasından bizi İmralı’ya gönderiyordu
Sonra çözüm heyeti İmralı’ya gidiyordu, sayın Öcalan devlet heyetiyle görüşmenin çerçevesini bize aktarıyor, devlet heyetiyle görüşme yaptıktan sonra devletin bilgisi ve onayı dahilinde oradaki PKK yetkililerine anlatıyorduk.
“KANDİL’DE GÖRÜŞME GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ SIRADA YUKARIDA 2 İHA TEPEMİZDE DOLAŞIYORDU”
Bir defasında Kandil’de görüşme gerçekleştirdiğimiz sırada yukarıda 2 İHA tepemizde dolaşıyordu. Bir hareket gördüğü anda bulunduğu yeri bombalar. Ağaçların altına girdik, daha sonra toplantımızı gerçekleştirdik. Ankara’da devlet ve hükümet yetkilileri ile görüşme gerçekleştirdik. "Üzerimizden İHA’lar geçti" dedik, "sizin güvenliğiniz için oradaydı" dediler.
Bütün bunlar devletin kayıtlarında mevcuttur. Her yaptığımız görüşmeler kayıtlarda mevcuttur. Ben ne bir fazlasını ne bir eksiğini anlatmıyorum. Soylu efendi iyi dinlesin bunları.
Kandil fotoğrafları PKK’den silahları bırakacaklarına dair mektupları aldığımız ziyaretlere aittir.
"NELER VAAT EDİLDİĞİNİ AÇIKLAMAZSAK NAMERDİZ"
Çözüm sürecinde bizlere, partimize, heyetimize neler vaat edildiğini, hangi sözler verildi, çözüm süreci başarıya ulaşırsa nelerin yapılacağına dair bizlere vaat edilenleri yeri ve zamanı geldiğinde açıklamazsak namerdiz.
Ne yaparlarsa yapsınlar HDP’ye ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar suçlarının üzerini asla örtemeyecekler. Bize attıkları çamur onların elinde kalmaya devam eder. Gergerlioğlu’na haksız ve hukuksuz verilen cezayı AKP’nin Yargıtay’daki ilgili dairesi jet hızında onayladı. Neden onayladığını biliyoruz. Saraydan talimat aldılar. Gare’nin intikamını HDP’den alma gibi yeni bir yol koydular önlerine.
HDP’ye saldırdıkça kaybettiklerinin farkında değiller. Elinizden geleni ardınıza koymayın. Ömer Faruk Gergerlioğlu Türkiye toplumunun vicdanı, sesi, kulağıdır. Gergerlioğlu’nun yaptığının zerresini siz yapmadınız.
HDP'den size zafer çıkmaz. Çünkü HDP kendi zaferlerini yazar. Celladın suratına hakikati haykırmaya devam edeceğiz. Önünüzde diz çöken bir HDP'liyi asla göremeyeceksiniz. Gergerlioğlu insan haklarının hafızasıdır. "