Goldaş'ın içini de boşaltmışlar

Yöneticilerin malvarlıkları donduruldu.

Societe Generale ile 10.3 ton altın yüzünden davalık olan Goldaş yöneticilerinin planlı olarak halka açık Goldaş’ın içini boşalttıkları iddia edildi. SPK’nın suç duyurusu üzerine yöneticilerin malvarlıkları da donduruldu.
 
Fransız bankacılık devi Societe Generale ile 10.3 ton altının parasının ödenip ödenmediği noktasında ihtilaf yaşayan Goldaş’ın, küçük yatırımcıları zarara uğratacak şekilde halka açık şirketin de içini boşalttıkları iddia edildi. Şirket yöneticileri sermaye artırımlarında olmayan parayı sermayeye eklemiş gibi yapmakla ve şirkete nakit girdiğinde o nakitin bir şekilde diğer grup şirketlerine aktarmakla suçlanıyor.
 
Organize eylem var
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) uzmanları şirkette yaptıkları uzun incelemenin sonuçlarını bir rapor halinde ortaya koydu ve şirket ortakları ile imza yetkisi olan yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Nitelikli dolandırıcılıkla ve fiktif işlem yapmakla suçlanan Goldaş, yönetim kadrosunun tüm malvarlığı da donduruldu.
 
SPK müfettişleri, Goldaş Kuyumculuk şirketinin içinin yöneticiler tarafından bilinçli olarak boşaltıldığını tespit etti. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunan SPK, şirket yöneticilerinin malvarlıklarına el konulmasını istedi. 
 
Sermaye koyar gibi
Dün Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlar ve Suç Gelirleriyle Mücadele Şube Müdürlüğü mahkeme kararıyla malvarlıklarını dondurdu. 
 
Yapılan incelemeler sonrasında Goldaş yöneticilerinin yaptıkları kanuna uygunsuz eylemler şu şekilde ifade edildi:
 
“2010 yılında yapılan tahsisli sermaye artırımı öncesi 37 milyon 160 bin TL, 2012 yılında yapılan tahsisli sermaye artırımı öncesinde 69 milyon 287 bin TL olmak üzere iki sermaye artırımı öncesinde Goldart Holding A.Ş tarafından şirkete ödendiğine ilişkin kayıt tutulan toplam 106 milyon 447 bin TL tutarındaki sermaye avansı gerçek değildir. 
 
Nakit girdiğinde...
Bu tutarlar grup şirketleri arasında döngüye tabi tutularak aynı avansın şirkete tekrar tekrar ödenmesi suretiyle oluşturulmuştur ve fiktiftir.”
 
“Şirkete herhangi bir nakit varlık girdiğinde söz konusu bedellerin ticari faaliyet kisvesi altında grup şirketlerine gönderilerek Goldaş dışındaki tüm grup şirketleri lehine ve Goldaş aleyhine kullanılması fiili, organize ve kasıtlı olarak şirketin içinin boşaltılması amacıyla yapılmıştır.”
 
Yanlış beyanlar
Şirket yöneticilerinin ayrıca Sociate Generale ile yaşanan ihtilafın şirket faaliyetlerine herhangi bir etkisinin olmadığına dair açıklama yaptıkları ancak yurtiçi ve yurtdışı tedarikçilerle sorun yaşadığı tüm kredibilitesini kaybettiği ve bunu yatırımcıdan gizlediği de hazırlanan raporda ortaya kondu.
 
Suçlanan isimler
SPK suç duyurusunda Goldaş Yönetim Kurulu üyeleri Hasan Yalınkaya, Sedat Yalınkaya, Kemal Ulutepe, Çetin Binatlı, Mustafa Aykut Akkor, Yavuz Yağcı, Hüsnü Naci Bozkurt, Mustafa Sezai Hamamcı, Ahmet Ali Çelik ve Osman Saner Seyman hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 155’inci maddesi kapsamında işlem yapılmak üzere 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 115’inci maddesi uyarınca kavuşturmaya geçilmesini istedi. Yine aynı suçlar çerçevesinde Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 5271 sayılı taşınmazlara hak ve alacaklara el koyma başlıklı 128’inci maddesi çerçevesinde işlem yapılması için de yazılı başvuruda bulunulduğunu ifade etti.
 
Kavga 2008 yılında başladı
Goldaş ile Societe arasındaki anlaşmazlık Mart 2008’de Fransız Societe Generale’in, Goldaş “15 ton altınımızı adlı ve parasını ödemedi” diyerek savcılığa başvurması ile başladı. 4 yıl süren yargılama sonunda yerel mahkeme Goldaş şirketlerinin iflasına karar verdi. Goldaş ise, yerel mahkemenin yetkisiz olduğu iddiasıyla temyize gitti. Eylül ayında Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, Goldaş’ın taleplerini yerinde buldu ve davanın İngiliz mahkemelerinde görülmesi yönünde karar verdi. 
 
Fransız bankanın avukatları konuyu SPK’ya da taşıdı. Şikâyet dilekçesinde Goldaş yöneticilerinin şirkete ait malvarlıklarını yine kendilerine ait başka şirketlere aktardıklarını, borçlarını ödememek için alacaklarını tahsil etmek yerine bunları uzun vadeli faizsiz senetli alacak haline getirerek şirket aktifini eriterek yüz milyonlarca lira örtülü kazanç aktarımı yaptığı ve bu durumun yatırımcılardan gizlendiği ifade edildi. Yapılan incelemeler sonrasında Goldaş’a ait 2 şirkete (Berr Pazarlama A.Ş ve Perle Madencilik A.Ş) satılan ve parası tahsil edilemeyen 10.37 ton altının 2 şirketin stoklarında olmadığı ortaya çıktı. Bu altınların ne zaman, kime ve kaç paraya satıldığı da belirlenemedi. SPK denetçileri, bu altınların ticari faaliyet varmış izlenimi uyandırmak için grup içi şirketlerde alınıp satıldığına dair evrak düzenlendiğini belirledi. (VATAN)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.

Ekonomi Haberleri