Gelin sizinle bir ...

 

Gelin sizinle bir pazarlık yapalım.

BEN üç beş kişi yüzünden koca bir şehrin bütün ahalisine dil uzatmak gafletine düşmekten sakınayım...

Siz de bir siyasi partiyi, memleket koşullarını falan bir tarafa bırakıp kesin yargılarla yargılamaktan vazgeçin...

* * *

Ben şehrinizin uygarlığına laf etmekten vazgeçeyim...

Siz de “Düşmana karşı ilk kurşunu Hasan Tahsin buradan atmıştı” gibi tehlikeli sözler söylemekten kaçının...

* * *

Ben şehrinizin güzelliğine kefil olduğum gibi demokratlığına da kefil olayım...
Siz de kendinizi güvenlik güçleri yerine koyup had bildirmeye kalkanlara asla ve kata sahip çıkmayın...

* * *

Ben şehrinizin nasıl da modern, nasıl da çağdaş, nasıl da demokrat insanların kenti olduğunu yazayım...

Siz de bir arada barış içinde yaşamanın nasıl sağlanacağı konusunda paneller, konferanslar düzenleyin...

* * *

Ben şehrinizde tıpkı eski günlerde olduğu gibi kafama göre, yani en özgür biçimde gezip dolaşmaya devam edeyim...

Siz de bana şehrinizin “emin bir belde” olduğunu kanıtlayın...

* * *

Ben şehrinizi sevmeye devam edeyim...

Siz de hoşunuza gitmeyen olayların, taşla ya da sopayla değil de daha uygar ölçüler içinde protesto edilmesi gerektiğini haykırın...

Bayram önerileri

-BİR: İştahla et yiyip de kurban kesilmesine itirazı olanlarla ağız dalaşına girilebilir.
-İKİ: Yılmaz Erdoğan’ın yeni filmi yarın gösterime giriyor... Ona gidilebilir.
-ÜÇ: Sis devam ederse şöyle bir Abant’a uzanmak iyi gelebilir.
-DÖRT: Memur grevinin etkisiyle Gogol’ün “Palto”sunda anlatılan küçük memurun yürek dağlayan öyküsü okunabilir.
-BEŞ: Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olduğu düşünülüp bütün bir aile uzun kahvaltı sohbetleri yapabilir.
-ALTI: İstinyePark Masa’da ünlü taklidi yapılabilir.

İmam hatiplinin bitmeyen çilesi

-Tayyip Erdoğan muktedirin şahı olur...
-Abdullah Gül Cumhurbaşkanı olur...
-Emine Hanım ile Hayrünnisa Hanım ayrı ayrı first lady’ler cumhuriyetleri kurarlar...
-Yolu camiadan geçmiş herkes daire başkanı ya da genel müdür olur...
-Sabah Gazetesi ve ATV ele geçirilir...
-Bakanların büyük çoğunluğu imam-hatip mezunu olur...
-İmam hatip mezunu olmak, iktidar açısından imtiyaz haline gelir...
-YÖK Başkanı imam hatipleri kollar hale gelir...

Fakat gelin görün ki...

İmam hatiplinin katsayı sorunu bir türlü çözüme kavuşamaz...

Hatta “imam hatipli” yüzünden meslek liselerinde okuyan on binlerce öğrenci de üniversiteye girişte “katsayı zulmü”ne maruz kalır.

Ne diyelim?

“Burası Türkiye” desek yeterli olur mu?