Libya’da şehit olan MİT mensuplarına ilişkin haberleri nedeniyle hakkında verilen hapis cezası kararının onanmasının ardından yeniden tutuklandı.
Kılınç, gözaltında kaldığı ve tutuklu yargılandığı 189 günlük sürenin göz önünde tutulması ve Covid-19 salgını tedbirleri nedeniyle düzenleme yapılan yeni infaz hükümleri kapsamında tahliye edildi. Kılınç, düzenleme kapsamında denetimli serbestlikten yararlandı.
Cumhuriyet'ten Sinem Nazlı Demir'in haberine göre; Cezaevine girdiği günün sabahı eşyalarını hazırlayıp adliyeye giderek teslim olduğunu belirten Kılınç, ilk olarak erkek polislerin kendisini emniyet müdürlüğüne götürdüğünü söyledi. Burada bir süre bekledikten sonra Asayiş Şube'ye geçtiklerini ve oradan da hastaneye götürüldüğünü aktaran Kılınç, bu süreçte yanında kadın polis bulunmadığını anlattı.
''SÜREKLİ ANADOLU AJANSI MUHABİRLERİ VARDI''
Sonrasında tekrar emniyet müdürlüğüne gittiklerini belirten Kılınç, ''Burada cezaevine gideceğimiz söylendi. En önde ben gittim. Tam kapıya geldiğimde karşımda iki tane Anadolu Ajansı muhabirini gördüm. Sonra koluma bir kadın polis girdi. Üniformasında ne yazdığını göremedim. Birlikte çıktık ve araca yürürken sürekli Anadolu Ajansı muhabirleri vardı. Araca bindim. Ben yanımdakinin ahlak polisi olduğunu bilmiyordum'' ifadelerini kullandı.
''HESAP VERMELERİ GEREKİYOR''
Kılınç, bu durumun ilk başta kasıtlı olduğunu düşünmediğini ve serbest bırakıldıktan sonra Anadolu Ajansı ile görüştüğünü söyledi. Ajansa verilen bilgide PKK'lıların çıkışta olduğu hakkında kendilerine haber verildiğini öğrendiğini ve burada bir çelişki gördüğünü aktaran Kılınç, sözlerine şu şekilde son verdi:
"Benim içeriden çıkarken fotoğrafımın çekileceğini bilen bir polis yanıma neden ahlak polisini verir? Bu fotoğrafların kasıtlı olarak çekildiğini ve AA ile önceden görüşüldüğünü düşünüyorum. Konuyla ilgili suç duyurusunda bulunacağız. Sonuna kadar bunu götüreceğim. Bunun bir bedeli varsa hesap vermeleri gerekiyor. Bunun, kadın kimliğimden dolayı kaynaklandığını da düşünüyorum."
DAVANIN GEÇMİŞİ
MİT mensuplarının ifşa edilmesine ilişkin dönemin Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan'ın da aralarında bulunduğu 1'i firari 8 sanığın yargılandığı dava, 9 Eylül 2020'de karara bağlanmıştı.
İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklar Yeni Yaşam gazetesi sorumlu yazı işleri müdürü Aydın Keser ile gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik ve Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel'in "istihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek" suçundan 4 yıl 8 ay 7'şer gün hapisle cezalandırılmasına hükmetmiş, dönemin Odatv Genel Yayın Yönetmeni sanık Barış Pehlivan ve gazeteci Hülya Kılınç'a da aynı suçtan 3 yıl 9'ar ay hapis cezası vermişti.
Karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi tarafından 28 Ocak 2022'de onanmıştı. Cezanın kesinleşmesinin ardından Kılınç, dün, yaşadığı Manisa'daki E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumuna gönderilmişti.