5 Aralık 1934'de Kadına Seçme ve Seçilme Hakkı verilen kanunun yıldönümünde konuşan Çankırı CHP İl Kadın Kolları Başkanı Bedia Yasemin Gayretli "Dünyada birçok ülkeden önce bu hakka sahip olmanın gururunu yaşıyoruz. Ama biz kadınlar olarak ne kadar ilerleme kaydettik acaba?" sorusunu gündeme getirerek konuyu kendi penceresinden aktaran yazılı bir açıklama yaptı. CHP Çankırı İl Kadın Kolları Başkanı Gayretli'nin yazılı açıklaması şöyle:
"20.Mart.1930’da çıkarılan Belediye Kanunu ile kadınlar ilk kez belediye seçimlerine katılma hakkını elde ederken, 5 Aralık 1934’te Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun 10. ve 11. maddeleri değiştirilerek kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanındı.
Dünyada birçok ülkeden önce bu hakka sahip olmanın gururunu yaşıyoruz. Ama biz kadınlar olarak ne kadar ilerleme kaydettik acaba ? O tarihte bugün girebilmek için ödün verdiğimiz Avrupa Birliği ülkelerinden Fransa 1944, İtalya 1948, İsviçre’de 1972 yılında kadınlara seçme seçilme hakkı tanımıştır. Acaba 21. Yüzyıl Türkiye’sinde Türk kadını Atatürk’ün dediği gibi seçme ve seçilme hakkını Selahiyet ve Liyakatla kullanabiliyor mu ?
Bu sorunun yanıtı ne yazık ki büyük ölçüde HAYIR. Türkiye’de 1980 sonrası iktidarların dini siyasete alet etme çabaları neticesinde kadını geri plana itme uygulamaları hız kazanmıştır. Türk Kadını 1934 yılından daha gerilere götürülmeye çalışılmaktadır.
Hala günümüz Türkiye’sinde kadınlara şiddet uygulanırken, töre cinayetlerine maruz bırakılırken, işyerinde sokakta veya herhangi bir yerde taciz ve cinayete maruz kalırken, okula gönderilmeyip cahil kalmasına ve özgüven duygularının körleşmesine sebep olunurken suçlu kim ? SUÇLU OLAN ne yazık ki hepimiz yani tüm toplumdur. Suçlu, töre dediğimiz çağ dışı adetleri uygulayan, yasalarımızda olan pozitif ayrımcılık maddelerini uygulamayan, toplum düzeninin bozulmasına neden olan davranış ve anlayışlardır.
Kadınlar kadın olma bilincine sahip, kadın sorunlarından haberdar, bu meselelere kafa yoran kadınlar olarak, TBMM’de, sendikalarda, sivil toplum kuruluşlarında yer almalıdır.
Kadınların siyasal hayatta geride kalmasında, siyasi partilerin seçim dönemlerinde kadın adaylarını en alt sıralarda göstermelerinin de etkisi olduğunu, bu ataerkil yapının seçim dönemlerinde daha çok kadının aday olması ve daha da önemlisi üst sıralarda aday olarak gösterilmesiyle çözülecektir.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen, bir kadın olarak tüm kadınlarımızın “5 Aralık Türk Kadınının Seçme ve Seçilme Hakkını” kazanışının 77. yılını kutlarken tüm kadınlarımızı bu haklarını en iyi ve en verimli şekilde kullanabilmelerini diliyor, fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür, kadınlarımızla toplumsal refaha ulaşacağımıza inanıyorum."