Geride bıraktığımız haftanın son mesai gününde başlayan Ankara - Çankırı ve hemen ertesinde Hatay yolculuğu yeni haftanın ilk gününün gecesinde sona erdi...
Gecenin ilerleyen saatinde eve girdiğimde ne derece yorulduğumu ancak sıcak duş sonrası anlayabilmiştim...
Çünkü 'gecenin uykusu' benzetme ne kadar uygun olur bilmiyorum ama 'gecenin sızmasına' kestirmeden dönüşüvermişti...
Sabahın olduğunu da hayli erken saatte çalan telefonla anladım...
Yaşadığım son 96 saatte katettiğim yaklaşık 2 bin km'lik mesafe ile birlikte sadece bulunduğum anı değil geride bıraktığım olayları da değerlendirme gayretimin, üzerimdeki yorgunluktaki payı hiç de küçümsenecek boyutta değil!
2012'nin Ekim - Kasım ve Aralık aylarında yaşanan olaylar zinciri şahsımı beklentilerimin üzerinde şaşırtmakla birlikte beraberinde taşıdığı güzellikleri de yaşatmadı dersem yalan olur.
Öncelikli olarak Ekim ayının ilk haftasında oğlum Serkan'ın mutluluğunu yaşama şansı buldum. Dünyaevine giren oğlum Serkan ve gelin kızımız Senem'in mutluluklarına şahit olmak benim için oldukça heyecan vericiydi...
Düğün heyecanı içerisinde şahsımla ilgili yapılan önemli bir iş teklifini değerlendiriken "yeni bir gazete" projesinin ilk tohumlarını da atmanın stres ve gerilimi üzerime çöreklenmişti.
İlk günlerde 'Çankırı' adına konuştuğumuz gazete projesi Kasım ve Aralık ayının ilk yarısında derlenmiş, toparlanmış ve sonuç itibariyle Ankara, Kırşehir, Kırıkkale, Çorum, Çankırı, Karabük ve Kastamonu'yu içine alan 'bölgesel' bir ürüne dönüşüvermişti...
Projenin detaylarını paylaştığımız yakın dostlardan gelen olumlu tepkilerle birlikte gazeteyi meydana çıkaracak ekibin oluşturulması yönünde atılan adımlar kısa sürede sonuç vermiş ve işi kotaracak bilgi-deneyim sahibi dostlarla prensip anlaşmaları yapıldı.
Anlayacağınız 'kervan' düzüldü!
Neyi mi bekliyoruz?
2013'ü...
Sağlıkla, mutlulukla ve iş rastlığı ile bizi kucaklayacak olan 2013'ü...
Ben inanıyorum... Sizler de inanın...
Herşey çok güzel olacak...
x x x
"Celal Kaman öder (mi)?" başlıklı yazımda dile getirdiğim konular başta Çankırı Valiliği binası olmak üzere çok yerde önemli tartışmaları da beraberinde getirmiş...
Sevindirik oldum...
Hem de ziyadesiyle...
"Görevini yerine getiren" kişi pozisyonunda olmak güzel bir duygu...
"Beklentilere" hangi düzeyde cevap verdiğimiz tartışma konusu olabilir...
Fakat Sözcü18, çok sayıda Çankırılı'nın bugüne kadar hayal edemeyeceği işlere imza atarak 2012 yılını da tamamlamak üzere...
Üçüncü yılına girmesine sayılı günler kala Sözcü18; tüm imkansızlıklara, engellemelere, baskılara karşın yayın ilkelerinden taviz vermeden bu günlere kadar ulaşabilirken, çok sayıda 'sessiz' ve 'dingin' okuyucusuyla da kıskanılacak düzeyde bir karşılıklı güvene dayanan bir bağ oluşturmayı başardı...
Kurulan sıcak ve samimi bağın kopmaması dileğiyle gerçek haber(ler)e devam...
x x x
Yakınkent Organize Sanayii ile ilgili yaşanan gelişmeler hayli sevindirici... Milletvekili Hüseyin Filiz'in konuyla ilgili olarak göstermiş olduğu performansı da görmemek haksızlık olur...
Böylesi bir cümleyi kurduktan sonra "bugüne kadar adama yaptığın haksızlıkları anlamış olmalısın" (!) der gibi cümleleri sarfedeceklere peşinen şunu hatırlatmalıyım:
- Gündeme taşıdığım eleştirilerden geri dönmüş ya da vazgeçmiş değilim! Mevcut durum sadece 'bozuk saatin günde iki kez doğruyu göstermesi' misalinde olduğu gibi...
Bilmem anlatabildim mi?!
Anlayacağınız milletvekili Filiz, an itibariyle "ilk kez" doğru zamanı gösterdi!
Gönül ister ki, bozuk saat kendini yenileyerek düzenli olarak 'doğru zamanı' göstersin...
Lakin ben 'saat tamircisi' değilim!
Gündem yoğun... Ve çok işim var... By...