GAYRİMENKUL Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, konuya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
15 GÜNDE 14 BİNİN ÜZERİNDE BAŞVURU!
Milliyet'in haberine göre; Özelmacıklı, şu açıklamalarda bulundu: “1 Eylül’den itibaren ilk 15 günde kira anlaşmazlıklarından kaynaklı 12 bine yakın dava, ortaklığın giderilmesi dediğimiz izale-i şuyu davalarından kaynaklı 1271 davada, kat mülkiyetinden kaynaklı 893 davada ve komşuluk uyuşmazlıklarından kaynaklı 114 davada, tarımsal üretimden kaynaklı 68 davada olmak üzere toplamda 14 bin 385 başvuru yapıldığını Adalet Bakanı Yılmaz Tunç yakın zamanda ifade etmişti.
Özellikle aslında tarafların dava açma ile alakalı durumu arabuluculuk şartının getirildiği günden itibaren beklemeye alanlar vardı. Mal sahiplerinden özellikle dava açma sürecini arabuluculuk sürecine bırakmak isteyenler vardı.
Biz emlak işletmelerine de bu davalar üzerine o bölgedeki kira bedelleri ya da gayrimenkullerin satış bedellerine ilişkin çeşitli sorular da taraflardan gelebiliyor.
Biz de yetki belgeleri emlak işletmeleri olarak onlara piyasadaki gerek ilan gerekse de gerçekleşen fiyatlar hakkında taraflara çeşitli bilgilendirmeler yapabiliyoruz. Bazı arabuluculuk görüşmelerine meslektaşlarımızdan katılanlar ve konu ile ilgili bilgi aktaranlar da olabiliyor. Tabi bu noktada her davada bir anlaşmanın çıkmasını mümkün görmüyoruz.
Ama en azından tarafların alternatif uzlaşı kanallarında doğru yöntemler belirlenerek bir şekilde uzlaşabileceği örnekler de gün geçtikçe ortaya çıkıyor. Arabuluculukla alakalı kısımda taraflar kendi aralarındaki yaptığı anlaşma mutabakata dökülüyor.
Bunu yaparlarken de prosedürsel anlamda gerekli olan belli süre sonraya tahliye taahhütnamesi kiranın belli bedele çıkması gibi kararlar verilebiliyor.
Şu anda hala net olmayan hususlar da var. Bazı avukatlar taraflar arasındaki kira anlaşma bedelinin yüzde 25’ten fazla olamayacağını söylese de bazı arabuluculuk kararlarının yüzde 25 sınırı üzerinde gerçekleştiği örneği veriliyor.
Tarafların çok farklı konularda anlaşmaları da mümkün. Kişi kendi evine geçici olarak ihtiyaç duyduğunu belirterek kiracının tahliyesini istiyor. Kiracı bu kişiye yani mal sahibine belirli süre ile size başka yerden ev tutayım kirasını ben ödeyim ama evde kalmaya devam edeyim gibi farklı çözümler sunuyor.
‘YOĞUN BAŞVURU VAR’
Arabuluculukta dava açmadan önce bir ön şart olduğu için zaten yoğun bir başvuru var. Bunların yakın zamanda dava türlerine ilişkin istatistiki veriler de açıklanmıştı. Ortaklığın giderilmesi ve kira davalarında yoğun başvuru var.
‘YÜZDE 50’Sİ ÇÖZÜLÜRSE ÖNEMLİ AVANTAJ OLACAK’
Bunların en azından yüzde 50’si arabuluculuk kanalı ile çözülebilirse bu da yargıdaki yükün hafifletilmesi açısından çok önemli bir avantaj olacaktır. Burada arabuluculuk sürecini hızlandıran tarafların az olmasıdır. Taraflar bir uzlaşıda bulunduruyor olması önemli.
Bir noktada uzlaşmayı düşünüyorlarsa arabulucu bazen çözüm önerileri ile alternatif yöntemlerle bu anlaşmaları sağlayarak onlara destek veriyor. Bu bir zapta dökülüp taraflar arasındaki anlaşma metni mahkemelere de verildiği için taraflar arasında bir bağlayıcılığı var. Özellikle bu dönemde mal sahibi kiracı anlaşmazlıkları başta olmak üzere bu noktada başarılı bir süreç oldu diyebiliriz.
DAVALARDA AZALMA OLUR MU?
Zaten arabuluculuk sisteminde diğer arabuluculuk düzenlemelerine baktığımızda özellikle işçi, işveren uyuşmazlıkları olmak üzere arabuluculuk sistemindeki davalarda yüzde 50’ye yakın bir çözüm sağlandığını görüyoruz. Özellikle taraflar arasındaki gayrimenkule dayalı davalarda da yüzde 50’ye yakın bir problemin arabuluculuk sistemi ile çözülmesini bekliyoruz.
‘BORCUNU ÖDEMEYEN KİRACI YARARLANAMIYOR’
İcra kanalı ile yapılan başvurular arabuluculuk kapsamında değil o nedenle burada özellikle kira borcu ödenmemesi, tahliye taahhütnamesi gibi çerçevede açılan davalar arabuluculuğun kapsamında yer almıyor.”
Bir kiracı eğer kira sözleşmesini kabul etmişse ve borcunu ödemediyse zorunlu arabuluculuk yok direkt dava açılabiliyor.
Örnek vermek gerekirse kiracının 5 bin TL borcu var üç ay ödemedi, 15 bin TL oldu. Bu gibi durumlarda mal sahibi arabulucuya başvurmadan direkt tahliye davası açabiliyor. Onun dışında ‘tahliye taahhüdüm var evi boşalt, kızım evleniyor’ gibi durumlarda mal sahibi arabulucuya başvurmak zorunda, yani direkt dava açamıyor."