Doğrudur... Eleştiriye tahammülü olmayan ama "yetki" sahibi olanların da sonunda "yalnızlaştıklarını" çok daha yakından görmeniz için yandaki kareye defalarca bakabilirsiniz.
Yer Uluyazı... Karatekin Üniversitesine ait Edebiyat Fakültesi binası ile kapalı spor salonunun temel atma töreni.
Üniversite Rektörü Prof. Dr. Ali İbrahim Savaş, Vali Şemsettin Uzun ve Belediye Başkanı İrfan Dinç...
Fotoğraf karesinde bu üç isim... Yan yana...
Üçü ismin ortak özelliği "eleştiriye tahammülsüzlükleri" (!)
Bununla birlikte her üç yönetici de Çankırılı milletvekilleriyle (isimler değişik olsa da) bir şekilde ayrı düşmeleri!
Ortak özellikler bununla da sınırlı kalmıyor! Vali ve Rektör iyi "okeyci" (!)
Bir ara araları fena bozuk olmasına karşın "Uzun" soyadlı öğretim üyesinin Üniversite kadrosunda yer almasıyla buzlar eridi!
Rektör ile Belediye Başkanı da limoniydi! "Yerel yönetim üniversitenin hızına yetişemiyor" (!) açıklaması ile...
Belediye Başkanının "limoniliği" ortadan kalkmamıştır ama, ne yapsın bugünlerde hayli sıkıntılı! Uluyazı rüzgarında "yaşadığı sıkıntısını uçurtmak" arzusuyla çıkmıştır oralara!
Rektör ise, hafta sonu yapabileceği temel atma törenini, mesai gününe getirerek "milletvekillerinin olmayışını", TBMM'deki çalışma programına bağlama gayretindedir!
Mevcut durum, yani yukarıdaki fotoğraf karesi "yalnızların yalnızlığını" gösterirken, öbür yandan da "biz yaptık oldu" (!) zihniyetinin de önemli bir göstergesidir...
...
Çankırı, yaşadığı bu sendromdan kısa sürede kurtulmalıdır...
Hem de ne pahasına olursa olsun...
Çankırı'nın yaşadığı bu durum asla ve asla "kader" değildir... Gördüklerimiz sadece ve sadece "sessizliğin ürünü"dür..