Milli Takımımızın Çek Cumhuriyeti karşısında elde ettiği galibiyet, ''Hüzün dolu haftaların'' tebessüm molasıydı, o kadar..
Beni bu karşılaşmada ne Fatih Terim'in tilki kurnazlığındaki taktik ve oyuncu değişikliği becerisi, ne Emre Mor'un geleceğin yıldızı olabilecek gösterisi ve ne de Milli Takım oyuncularımızın maçı kazanabilme adına ortaya koydukları performans etkiledi...
Doğrusu bu ya; karşılaşmayı TRT'ye servis yapan bir özel sektörün elemanı Ersin Düzen'in anlatmasından çooook ama çooooook !!!! etkilendim...
Kimi spiker, futbol karşılaşmalarını bağıra bağıra anlatır.. Onun tarzı böyledir... Kimi sessiz ve sakindir, izleyici bıkar... Kimi futbol oyun kurallarına sadık, bir öğretim görevlisi gibi anlatır.. Ustalarda, radyo anlatımı ile televizyon anlatımının ayırdında olur, radyoda kulağa televizyonda göze hitap ederler..
Ersin Düzen arkadaşımız bunlardan biri olmadığını Çek Cumhuriyeti karşılaşmasında bir kez daha gösterdi... Cıvık, yağdanlık gibi birilerine mesaj gönderme ihtiyacı içinde olduğunu sürekli vurgulayan, sanki emir komuta zinciri içinde görev yapan ve spikerde olması gerekli anlatım dilinden yoksun .
Göreceksiniz;
Ersin Düzen Avrupa Futbol Şampiyonasının final karşılaşmasını da anlatacaktır.. Çünkü; her taşın altından bu arkadaşımız çıkıyor..
Ben; Şampiyonada görev yapan,TRT'nin deve dişi gibi spikerleri, Levent Özçelik, Yalçın Çetin, Erdoğan Arıkan, Kerem Öncel ve Alper Bakırcıgil, hatta hatta kısa sürede büyük aşama kaydeden genç Hünkar adına çok üzüldüm..
Bu nasıl Düzen anlamış değilim..