Başbakan Tayyip Erdoğan, Ak Parti TBMM Grubu Toplantısı'nda konuşuyor.
İŞTE ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARINDAN SATIR BAŞLARI:
Sincan ve Kazlıçeşme'de 'milli iradeye saygı' adıyla, yerel seçimlerin de başlangıcı niteliğinde iki miting gerçekleştirdik. Meydanların hınca hınç dolduğuna şahit olduk, Kazlıçeşme'de adeta siyaset tarihi yazıldı, Cumhuriyet tarihinin en büyük mitingini gerçekleştirdik. "Beni anlamıyor musun, benim hissiyatımı red mi ediyorsun" diyordu insanlar orada toplanıp, saatlerce oradan ayrılmayarak. Mitinglerimize farklı siyasi partilere gönül vermiş arkadaşlarımızın da katılımı oldu. MHP'den, BBP'den ve hatta inanıyorum ki CHP'den insanlar yakıp yıkmaya karşı durmak için orada toplanıyordu. Demokratik tepkilerini ortaya koyduktan sonra kimseye rahatsızlık vrmeden kalabalık dağıldı. İşte demokratik hak budur. Kimseye demokratik hakkını hukuk içinde kullanma diye bir yaklaşımımız yok. Yürüyüş mü yapacaksın? Yap ama hukuk dışına çıkmadan. Farklı insanların hukukuna tecavüz edersen sıkıntı yaşanır. Bize sürekli mesajı aldınız mı diyenler, Kazlıçeşme'deki mesajı alabildiler mi?
POLİS TARİHİNİN EN DEMOKRATİK TAVRINI SERGİLEDİ
Çok farklı bir Türkiye mesajı verilmek istendi, Taksim, Alsancak ve Kızılay tüm Türkiye'nin görüşü, fotoğrafı gibi yansıtılmak istendi. Sosyal medya, uluslararası medya bu iş hazırlanmıştı. Belli sermaya grupları, faiz lobisi, belli örgüt ve mihraklar bu iş için donanımlıydı. Polise, sivillere, kamu binalarına, özel mülkiyetlere çok ciddi şiddet uygulandı, demokratik bir eylemmiş gibi gösterildi. Dezenformasyon adım adım hesaplanmıştı. Bu tertibin içine yalan haberlerle başta içinde olmayanları da çektiler. Ördek avında yaralanan yurtdışından bir fotoğraf panzer altında yaralanmış diye gösterildi. CHP'nin provokatör milletvekili Suriye'deki yaralıyı Taksim'de yaralanmış gibi gösterildi. Sabıkalılar doktorlar gözaltına alınıyor diye gösterildi. Yakıp yıkanlar polis ya da sempatik eylemciler olarak gösterildi. Sistemli şekilde bu tarz fotoğraflar dolaşıma sokuldu. Şu anda bu tertibin içinde olmayan herkesi daha dikkatli olmaya, araştırmadan yorum yapmama konusunda dikkatli olmalarını istiyorum.
Polisimiz çok kapsamlı ve şiddetli bir hareket karşısında tarihinin en demokratik tavrını sergilemiş, demokrasi sınavından başarıyla geçmiştir.
Kendilerini dinledim, polis şiddet uyguladı dediler, en doğal hakkıdır, sıkar. Açın AB müktesebatını laf dinlemeyince polis biber gazı sıkar. Silah kullandı mı? Ama bakın Mecidiyeköy'de bir komiserimiz maalesef mermiyle yaralandı, bir diğer kardeşimiz ayağından yaralandı. Rabbim onları milletimizi sağlığıyla lütfetti. Buna benzer bir olayı polisimiz uygulamadı. tek bir ağızdan polisimizi şiddet uyguluyor diye lanse ettiler.
Şiddeti uygulayan teröristler, anarşistlerdi. Kişi arkadaşının dinindendir, bütün vaka budur. Gezi Parkı içinde olanların yüzde 76'sı CHP'ye oy vermiş, yüzde 16'sı BDP, AK Parti 1,2, MHP 1,2.
Buraya böyle bakın diyecekler, yanlış yanlıştır, kimden gelirse gelsin, ister Ak Partiye oy vermiş olsun ister başkasına. Bizim için önemli olan ne yapıyor bunlar, terör mü estiriyor? Kandırmaya dayanan hiç bir hareket halkı arkasına alamaz. Bütün tertiplere rağmen bu eylemler halk tarafından tepkiyle karşılanmış, mitinglerimizde toplanarak bu oyunu bozmuştur.
Bu muhteşem coşkunun görmezden gelinmesi son derece normaldir. halk sokağa çıktığında kaçacak delik aradılar. Taksim'de bir tek eylemciyi gösterip millet ayakta diyenler milyonların meydanda toplanmasını görmemiştir. Biz bunu göstermeye devam edeceğiz.
İleri demokrasi diyoruz, milli iradeye saygı mitinglerini Cuma Kayseri'de, Cumartesi Samsun'da, Pazar Erzurum'da devam ettireceğiz. Gerçek hissiyatı anlamak isteyenler buralara baksınlar. Tıpkı Ankara ve İstanbul'da olduğu gibi sadece Ak Partilileri değil bu çirkin tavırları gösterenleri kınayan herkesi bekliyoruz. Büyük Türkiye'ye sahip çıkan herkesi hangi partiye oy vermiş olursa olsun bekliyoruz. İngilizce olarak dertlerini yurtdışına BBC'ye, CNN'e, Reuters'a anlattılar, Anadolu'ya anlatamadılar. Bunların arkasında Anadolu Trakya yok. Bunların arkasında işbirlikçi medya, faiz lobisi var.
BANKA REKLAMLARINDA OYNAYANLAR
NE KADAR SOLCUYSA SENDİKALAR DA O KADAR SOLCU
NE KADAR SOLCUYSA SENDİKALAR DA O KADAR SOLCU
Türkiye'de bazı sendikalar var, iş bırakma çağrısı yaptılar. Ne oldu? Vaka bu. Hani ne oldu? Çünkü yaptığınız çağrı hukuka aykırı. Hele Tabipler Birliğiyle alakalı söylüyorum. Sen kanunsuz eyleme nasıl davetiye çıkarırsın, sizin insan sevginiz, hastalarla ilgilenme aşkınız nerede? Bunların herşeyi menfaate dayalıdır. Aklı selim galip geldi, beklediklerini alamadılar. Bunlar güya solcu, emeğin yanındalar! Üyelere sesleniyorum, aidatlarla beslediğiniz bu yöneticilerin nerede durduğuna dikkat edin, Ergenekon eylemlerinde ön sıradalar. Bunlar baş provokatörler. Banka reklamlarında oynayıp kapitalizmi eleştirenler ne kadar solcuysa bunlar da o kadar solcular. Neyse ki maske artık düştü. kimin ne olduğunu milletçe gördük.
Bir tarafta ellerinde Türk bayrağını sallayanlar, bir tarafta alçakça yakanlar bir araya geldiler. Gazi Mustafa Kemal'in posterini bölücübüşı posteriyle yanyana getirdiler. Bir tarafta namaz kılıp, bir tarafta camide içki içip başörtülülere saldırdılar.
Bu oyun artık bozulmuştur. Önce millet ardından da milletin hükümeti olan Ak Parti bozmuştur. Gezi Parkı'nda gerçekten çevrecilerle bunları kullananlar arasında net bir çizgi çektik, bazı sanatçıları ve bu eylemlere katılanları kabul edip sabahlara kadar konuştuk. Yargının kararını bekleyeceğiz, lehimize çıksa bile halk oylaması yapacağız dedik. Halk istemezse yapmayacağız dedik.
GEZİ PARKI'NI TEKRAR HALKA TESLİM ETTİK, YAPTIĞIMIZ BU
Gezi Parkı'nı tekrar halka teslim ettik, yaptığımız iş bu. Taksim Meydanı en ideal projeyle halkın hizmetine sunulacak. Şehir Müzesi'nin içindeki ağaçlar kalacak, sökülenler aynen etrafına ve meydana yerleştirilecek. Şehir Müzemiz yok, bir Fransa Louvre Müzesiyle iftihar ediyor, bizimki o kada büyük olmayacak ama yapalım, iftihar edelim diyoruz. Böyle bir zemin çevreyi korumaktır, tarihi korumaktır, bunun adımını atacağız, niye rahatsız oluyorsunuz?
NE OLDU DA BU HUZURLU ÜLKEYİ KARIŞTIRDINIZ?
Bu aşamadan itibaren şiddet kullanan kimseye ve örgüte müsamaha gösterilmesi söz konusu değildir. İlk tespitlere göre olayların devlete maliyeti 100 trilyonu aşmış durumda. Burada garip gurebanın hakkı yok mu? Sizi rahatsız eden neydi ya? Bu huzurlu ülkeyi ne oldu da karıştırdınız? Esnafımı tüccarımı niçin rahatsız edeceksiniz? Vatandaş çocuğunu alıyor, evine gidecek, saldırı taciz, giyimine kuşamına hakaret ediyor. Bakanlarımıza varıncaya kadar bu tip tacizleri yapıyorlar.Bunların kadir kıymet diye birşeyleri yok. Attığımız adımlar ortada. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar, biz özgürlüğü kazanmanın bedeli ne olursa olsun ödeyip özgürlüğümüzü kazanacağız.
BİZ BU ÖĞRENCİLERİN NEYİNİ KISITLADIK?
Hayret ya, üniversite öğrencilerini sokağa döküyorlar, bazı rektör, dekan ve öğretim üyeleri. Biz bu öğrencilerin neyini kısıtladık. Yurtsa yaptık, burssa tarihin en yüksek burslarını verdik. 480 lira alıyor, 1'e 10 katladık. Ey öğrenciler eğer solcuysan bunu kominist ülkelerde bile göremezsin. Harçları da biz kaldırdık. Bu kadar hassas, gencin hakkını koruyan iktidarın muhatap olduğu bu. 81 vilayete üniversiteler inşa etmişiz. Bazı kendini bilmez müdür ve öğretmenler liseleri sokağa döktüler.
KILIÇDAROĞLU KOLTUĞUNU DOLDURAMADI,
CHP'LİLER SOKAKTAN MEDET UMDU
CHP'LİLER SOKAKTAN MEDET UMDU
Polisimizi her yönüyle daha da güçlendireceğiz, müdahale gücünü artıracağız. Elbette bu olayları araştırıyoruz. Ancak bu olayları da tüm boyutlarıyla analiz etmeye, sorunları da çözmeye devam edeceğiz. 2010'da CHP şu anki zatı genel başkan olarak seçti. Bu yeni başkan büyük umutla karşılandı, değişip güçleneceği umudu vardı. Bu yeni başkan ilk günden itibaren büyük hayal kırıklığına yol açtı, koltuğunu dolduramadı, zayıf kaldı. Her gün yalanı çıktı, ilkesiz tutarsız bir çizgi izledi. Bütün CHP kendisine umut bağladığı halde, oy vereceği sandığı bulup oy kullanamadı. Acemidir gelişir denildi ancak aradan geçen 3 yıla rağmen bu zat genel başkan olamadı, CHP'li genel müdür olarak kaldı. SSK'yı batırdığı gibi CHP'yi de aşağıya çekti. Bunun yol açtığı umutsuzluğu çok iyi anlıyoruz. Biz açıkçası siyasette böyle bir genel başkandan memnunuz fakat muhalefet boşluğu olmasını talihsizlik olarak görüyoruz. Bu yüzden umutsuz kitle provokasyona gelmiştir. Meclis'te temsil edilemeyen seçmen sokaktan medet ummuştur.
MİLLETVEKİLİ MİSİN, EŞKİYA BAŞI MISIN?
Bir milletvekili küfür edenlere para veriyor, bir başkası mezhep çatışması çıkarmak için twitlerle yalan söylüyor. Bir tanesi maalesef Divan Oteli'nde, orada onları yönetiyorlar, bir milletvekili benim valime her türlü hakareti yapıyor. Sen milletvekili misin, eşkiya başı mısın?
Bu nasıl Atatürk'ün partisi bi yanda bölücülerin posterleri var bir yanda ise Atatürk'ün resmi var. Kim temizledi orayı? Bu devletin polisi temizledi orayı. CHP, talihin en rezil günlerini yaşar hale gelmiştir. CHP Genel Başkanı gibi davranamıyor terör örgütünün militanı gibi davranıyor. O vandallar gelip seni başbakan mı yapacak? Sandıktan umudunu bu kadar mı kestin? Taksim'deki o bölücü paçavralarını savunup onları himaye eden duruma düştüler. Hakkari'de nasıl Türk bayrağı sallanamadıysa Ankara'da da yakılan Türk bayrağına ses çıkarmadılar.
CHP istediği kadar bu olayları körüklesin. Reyahnlı saldırıları ile ilgili de biliyoruz CHP'nin nasıl bir tutum sergilediğini. Bu süreç Reyhanlı saldırısının devamıdır. Bölgede güç ve söz sahibi olan Türkiye'nin çekilememesinden meydana gelmiştir. Bu tuzak alt üst olmuştur bu sernaryo hedefine ulaşılamadan çöpe atılmıştır.
'Öl de ölelim vur de vuralım' demedik. Biz ne Kılıçdaroğlu'yuz ne de Bahçeli'yiz. Millet iktidarına demokrasiye ve milli iradeye sahip çıkmıştır. Ekonomimiz bir kez daha sınanmış ve güçlü bir şekilde bu durum içinde çıkmıştır. Herkes emin olsun biz bu süreci Türkiye ve milletimiz adına bu süreçten hayırlı dersten çıkaracağız. Unutmayın her olanda hayır vardır. Ayrışmaların keskinleştiği bir sonucun çıkmasına müsaade etmeyeceğiz. Millet olarak kenetleneceğiz
76 milyon olarak birbirimize daha iyi bir kenetlecektir. Tüm etnik kökenler birbirimize hoşgörü içinde, demokrasi ve özgürlükleri çok daha ileri taşıyacağızdır. Mezhebi ne olursa bu konuda tahrikler yapanlar var. Mezhep mensubu kardeşlerime sesleniyorum, lütfen bu oyuna gelmeyin. Hiç kimse bir başkasının yaşam tarzına karışamaz. Terör meselesi çözülürken başka meselelerin üretilmesine izin vermeyeceğiz.
Gerek Sincan'da ve Kazlıçeşme'deki duyarlı halkıma teşekkür ediyorum. Çünkü onlar kırmadılar, yakmadılar, kırmadılar. İşte demokrasi mücadelesi budur. İradeyi ortaya koymak budur. Polisimize sabrından ve sağ duyusundan dolayı tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Sorumlu davranan medyamıza teşekkür ediyorum.
Türkiye'nin bu süreçten güçlenerek çıktığını söylemek istiyorum.
Birileri ekonomiyi ve demokrasiyi hedef alırken, biz gene demokrasimize ve ekonomimize çok önemli katkılarda bulduk. Önümüzdeki 10 yılın ilk 5 yılına ait yol haritamızı hazırlıyoruz. Cumhuriyetimizin 100 yılına ait çalışmalarımızı yapıyoruz.
İstanbul'un uluslarası bir finans merkezi olması sonucunda ilk 25 içerisine girmesini istiyoruz.