Erdoğan'dan Putin'in 'sırtımızdan vurulduk' sözüne çok sert yanıt!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şu anda Rusya orada. Biz defalarca söyledik, sizin orada ne işiniz var? Neymiş, Suriye rejimi davet etmiş. Şu anda gayrimeşru bir devlet var Suriye'de. Siz her davete icabet etmeye mecbur musunuz?" dedi.

Erdoğan, Bayburt Şehir Meydanı'nda gerçekleştirilen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, aralarında okul, spor salonu, öğrenci pansiyonu, üniversite araştırma laboratuvarı da bulunan 156 milyon lira yatırım bedelli 19 eseri hizmete kazandıracaklarını belirtti.

Bayburt'a kazandırılan hizmetlerde emeği geçenleri tebrik eden ve "hayırlı olsun" temennisinde bulunan Erdoğan, Bayburt'un gönüllerinde ayrı bir yeri bulunduğunu söyledi. "Al çuha" türküsündeki "Al çuha mavi çuha. Kenarı yuha. Kaç gündür görmemişim. Az kaldım aklım çıka" sözlerini paylaşan Erdoğan, Bayburtlularla kucaklaşmayınca kendisini böyle kötü hissettiğini dile getirdi.

Geçen 13 yılda Bayburt'a önemli yatırımların yapıldığını ifade eden Erdoğan, Bayburt Üniversitesi'nin her geçen gün büyüdüğünü, diş hekimliği fakültesinin kurulması çalışmalarında da son aşamaya gelindiğini anlattı.

Daha önce ilde sadece 2 kilometre bölünmüş yol bulunduğunu anımsatan Erdoğan, buna 13 yılda 70 kilometre bölünmüş yol ilave ettiklerini belirtti.

Trabzon ve Bayburt'u birbirine bağlayacak olan 318 trilyon proje bedelli Salmankaş Tüneli'nin 2018'te tamamlanacağını bildiren Erdoğan, Erzincan'dan Karadeniz'e gidecek hızlı tren hattının da ilden geçeceğinin, bunun ön fizibilite çalışmalarına yakında başlanacağının altını çizdi.

TOKİ'nin Bayburt'a 988 konut kazandırdığına, proje ve ihale aşamasındaki bin 500 konut ile ilgili de çalışmaların sürdüğüne işaret eden Erdoğan, sulama projelerinin de yakında biteceğini söyledi.

Bayburt'a tarımsal destekler kapsamında 113 milyon lira kaynak aktarıldığını vurgulayan Erdoğan, hizmetlerin yeni hükümet döneminde de devam edeceğini kaydetti.

Bugün ilk Bakanlar Kurulu toplantısının gerçekleştirileceğini anımsatan Erdoğan, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın da yanlarında bulunduğunu ifade etti.

Yıldırım ve Ağbal'ın, açılışın ardından Bakanlar Kurulu toplantısına yetişeceğini söyleyen Erdoğan, bakanların "İlk adımı burada atıyoruz, inşallah bu da hayırlı olur" dediklerini aktardı.

"BÖLGESEL VE KÜRESEL VİZYONUMUZLA DİMDİK AYAKTAYIZ"

Erdoğan, Türkiye'nin 7 Haziran seçimlerinden sonra belirsizlik ortamına girdiğini ve hemen birilerinin meydanı boş sanıp, ortalığı yakıp yıkmaya başladığını söyledi.

Meydanın boş olmadığının görüldüğünü, ülkede, milletin doğrudan kendisinden yetki alarak göreve gelmiş bir Cumhurbaşkanı bulunduğunu belirten Erdoğan, ülkenin, önce geçici olarak görev yapan şimdi de Meclis'te çoğunluğun desteğine sahip hükümeti olduğunu anlattı.

Erdoğan, bu ülkenin, her biri birer kahramanlık timsali olan güvenlik güçlerinin bulunduğunu, herkese anladığı dilden, hak ettiği şekilde cevap verildiğini ve verilmeye de devam edildiğini dile getirdi.

"Sen kalkacaksın sokakları yakacaksın, belediyenin iş makineleriyle kanallar açacaksın, orada insanları mağdur edeceksin ve bu ülkede devleti yok farz edeceksin. Yok öyle şey" diyen Erdoğan, milletin 1 Kasım seçiminde bu memleketin kaderini bir avuç teröriste, ülkenin ve milletin gerçeklerini okumaktan aciz siyasetçilere bırakmayacağını irfanıyla gösterdiğini vurguladı.

Erdoğan, yeniden projelere odaklanma zamanı olduğunun altını çizerek, Türkiye'nin bulunduğu coğrafyanın en küçük bir boşluğa, tereddüde, rehavete izin vermediğini dile getirdi. Ülkenin dört bir yanının ekonomik, sosyal, siyasi krizler, güvenlik krizleri ve insani durumlarla çevrildiğini ifade eden Erdoğan, Suriye, Irak, Balkanlar, Kırım ile Kafkasya'da yaşananlar ile Kıbrıs sorununa dikkati çekti.

Böyle bir ortamda bir yandan bölücü terör örgütünün alçakça saldırılarıyla diğer yandan Paralel Devlet Yapılanması'nın ihanetleriyle mücadele ettiklerinin belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Her zaman söylüyorum, bundan hiç şüpheniz olmasın. Biz Rabbimizin huzurundan rükuda eğiliriz, başka hiçbir yerde değil. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bizim dertlerimiz çok olabilir ama biz tarihimizden, kültürümüzden, medeniyetimizden aldığımız ilham ve milletimizden aldığımız güçle evelallah hepsinin üstesinden gelecek morale sahibiz. Bin yıldır bu coğrafya nice güç gösterilerine, nice saldırılara, nice kötü niyetli oyunlara sahne oldu. Bu coğrafyada nice zaferler kazanıldı, aynı zamanda bu coğrafyada nice yenilgiler tadıldı, üzüntüler yaşandı. Hepsi gelip geçti fakat işte biz burada, 78 milyon insanımızla, bölgesel ve küresel vizyonumuzla dimdik ayaktayız. Ebediyen de ayakta kalmaya devam edeceğiz."

'DAVETSİZ MİSAFİRLİK OLMAZ' DEDİM'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salı günü sabah saatlerinde Hatay'ın güneyinde sınırı ihlal eden 2 savaş uçağından birinin F-16'larca düşürüldüğünü anımsatarak, öncesinde yapılan tüm ikazlara, Suriye hava sahasındayken 5 dakika içinde 10 kez yapılan uyarılara rağmen sınıra doğru gelen uçakların aidiyetinin, hangi millete mensup olduğunun belli olmadığı söyledi.

İkazlara rağmen uçakların gelip sınırdan içeri girdiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"17 saniyelik sınır ihlalinden sonra bir tanesi tekrar Suriye topraklarına geçti ama o esnada 2 F-16 uçağımız bunlara hemen kodlanarak ikinci uçağı düşürdüler. Daha sonra bunun Rusya'ya ait olduğu anlaşıldı. Tabii ki bu üzüntü verici hadisenin yaşandığı bölge, rejim güçleriyle Bayırbucak Türkmenlerinin yoğun çatışmalarına sahne olan bir yerdir. Suriye sınırlarımız daha önce de rejimin ve terör örgütlerinin uçak, helikopter, insansız hava aracı, havan ve top mermisi gibi tacizlerine maruz kalmıştır. 2012'de bir eğitim uçağımızın düşürülmesinin ardından belirlediğimiz angajman kurallarımızı tüm dünyaya ilan ettik. Bu kuralları bugüne kadar da defaatle işlettik.

Örneğin mayıs ayında sınır ihlali yapan bir Suriye helikopteri Cilvegözü sınır kapımız yakınlarında F-16'larımız tarafından düşürüldü. Rus savaş uçakları daha önce de hava sahamızı ihlal etmişti. Bunlardan bir tanesi Karadeniz'de oldu, o zaman 15 dakika kadar sınır ihlali yaptılar ve uyarılar, uyarılar, daha sonra çıkıp gitti. Burada ise bu olaydan önce 3-4 Ekim tarihlerinde yine 2 kez sınır ihlali yaptılar. Bu 3'üncü kez bir sınır ihlali. Dediler ki, 'Bizim aramızda stratejik işbirliği var', evelallah. Ama bu, egemenlik haklarımızı ihlale sebep veremez. Nitekim 3-4 Ekim tarihlerindeki olaylarda ben, Sayın Putin'i telefonla da aradım, 'Bakın bu yapılanlar şık değil, bunlar çirkin gelişmeler' diye de kendileriyle bunları konuştum. Buna rağmen bu 3'üncüsü oldu."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20'de Putin ile tüm bu konuları konuştuğunu anlatarak, "Orada da şunu söylediler; 'Bunu bir misafirlik olarak kabul edeceksiniz' filan diye. Ben de 'davetsiz misafirlik olmaz' dedim. Ve hassas bir bölgenin içerisindeyiz. Şu anda Rusya orada. Biz defalardır söyledik, sizin orada ne işiniz var?' Neymiş, Suriye rejimi davet etmiş. Şu anda gayri meşru bir devlet var Suriye'de. Siz her davete icabet etmeye mecbur musunuz? Burada 380 bin insanı öldüren bir katil Esed var, bunun davetine icabet etmeye mecbur musunuz? Her türlü desteği veriyorsunuz, devlet terörü estiren böyle bir insana bu desteğin verilmesi meşru mudur?" değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biz bir terör örgütünden petrol alacak kadar haysiyetsiz değiliz, bunu böyle bilesiniz. Bize bu iftirayı atanlar, bilsinler ki müfteri sıfatını sahiplenmişlerdir" dedi.

Erdoğan, Bayburt Şehir Meydanı'nda gerçekleştirilen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye olarak pek çok kanaldan sınırlar konusundaki hassasiyetlerini Rusya'ya ilettiklerini belirtti.

"Buna rağmen kasıtlı mı olduğunu yoksa özensizlikten mi kaynaklandığını bilmediğimiz bir şekilde sınırlarımızın ihlaline bigane kalmamız mümkün değildir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, olayın olduğu andan itibaren meselenin bu çerçevede değerlendirilmesi için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini ifade etti.

"RUSYA'NIN BU GAYRETİNDEN FEVKALADE RAHATSIZIZ"

Büyükelçi ve Askeri Ateşe'nin Dışişleri Bakanlığı'na çağrılarak, teknik her türlü bilginin verildiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Yaşanan hadiseden duyduğumuz üzüntüyü ifade ettik. Rusya'nın bu olay üzerine gösterdiği tepkiyi yine anlayışla karşılamaya çalışıyoruz ancak meseleyi asıl mecrasından çıkartıp farklı alanlara taşımaya, Rusya'nın bu gayretinden fevkalade rahatsızız. Son olarak, Rusya Devlet Başkanı'nın dün akşam Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Hollande ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamalar asla kabul edilebilir değildir. Türkiye kasıtlı olarak Rus savaş uçağını düşürmüş değildir. Bu olay sınır ihlaline verilen otomatik bir tepkiden ibarettir, angajman kurallarının uygulanmasıdır."

"Biz DAİŞ'e karşı mücadele veriyoruz" sözleriyle Rusya yönetimine seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bayırbucak Türkmenlerinin yaşadığı bölge ve Lazkiye'nin DAİŞ'in bulunduğu bölge olmadığını belirtti.

Erdoğan, "Dünyayı aldatmayalım, kimseyi aldatmayalım, DAİŞ'e karşı verilen bir mücadeleniz de olmamıştır. Zaten DAİŞ, rejimle şu anda ortak çalışan bir terör örgütüdür. Şu anda DAİŞ'e karşı böyle bir mücadeleyi veren Türkiye'dir" diye konuştu.

"TÜRKİYE'NİN BÖYLE BİR İSLAMLAŞTIRMA HAREKETİNE İHTİYACI YOKTUR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Kalkıp da Türkiye'deki yönetimin bir İslamlaştırma hareketi içerisinde olduğunu söyleyen Rusya yönetimine ben şunu söylüyorum, bakınız, Türkiye'nin yüzde 99'u Müslüman'dır. Türkiye'nin böyle bir İslamlaştırma hareketine ihtiyacı yoktur. Böyle bir yakıştırmayı ben Rusya hükümetine hiç yakıştıramadım. Şunu da çok iyi bilmeleri lazım. Acaba ben kalkıp da 30 milyonun yaşadığı Rusya için 'Sayın Rusya yönetimi bir Hristiyanlaştırma hareketi yapıyor' desem doğru mudur? O ne kadar yanlışsa, Türkiye'nin yönetimi için bu yakıştırmayı yapmak da o kadar yanlıştır."

"DAİŞ, Türkiye'ye petrol satıyor" denildiğini aktaran Erdoğan, "Yazıklar olsun, Türkiye'ye bu iftirayı atanlar bunu ispat etmekle mükelleftir. Türkiye DAİŞ'ten petrol almıyor, tam aksine Amerikan Hazine Bakanlığı açıkladı, Rus şirketleriyle DAİŞ'in ortaklaşa Suriye rejimine petrol sattığını ifade ettiler, belgelediler" diye konuştu.

Türkiye'nin petrolünü birinci olarak Rusya'dan aldığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda Rusya'nın en fazla petrol sattığı ülkenin Türkiye olduğunu vurguladı.

Erdoğan, Türkiye'nin petrol aldığı diğer ülkelerin sırasıyla İran, Azerbaycan, Kuzey Irak, Cezayir ve Katar olduğuna dikkati çekerek, "Bizim kaynaklarımız belli, bize böyle bir iftirayı nasıl yaparsınız? Biz, bir terör örgütünden petrol alacak kadar haysiyetsiz değiliz, bunu böyle bilesiniz. Bize bu iftirayı atanlar, bilsinler ki müfteri sıfatını sahiplenmişlerdir" ifadelerini kullandı.

Anamuhalefet partisinin ve gücünü terör örgütünden aldığını belirttiği bir diğer partinin şu anda Rusya'nın yanında yer aldığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu nasıl bir siyasettir, kendi hükümetinin, kendi devletinin yanında değil, orada yer alıyor, daha önce de zaten bunlar Suriye'deki devlet terörü estiren rejimin yanında yer almadılar mı, şimdi de aynı şeyi yapıyorlar" değerlendirmesinde bulundu.

"EN CİDDİ MÜCADELEYİ BİZ VERİYORUZ"

Birleşmiş Milletler üyesi 120 ülkeyle Türkiye'de ılımlı muhalifleri muhatap olarak kabul ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Koalisyon güçlerinin DAİŞ'e karşı yürüttüğü operasyonlara Türkiye olarak aktif destek veriyoruz. Esasen tüm dünyada DAİŞ terör örgütüne karşı en ciddi mücadeleyi biz veriyoruz. 140 vatandaşımızın ölümüne, 7 güvenlik görevlimizin şehit olmasına yol açan bu örgütün faaliyetlerine karşı her türlü önlemi aldık, alıyoruz. Buna rağmen, Türkiye'yi DAİŞ'le ilişkili göstermeye çalışmak, Türkiye'ye karşı büyük bir saygısızlıktır. Hele hele petrol olayı tam manasıyla bir saygısızlıktır."

Putin'in Türkiye'ye giden ve petrol taşıyan kamyonlardan bahsettiğini aktaran Erdoğan, uluslararası ilişkilerin dedikoduyla, iftirayla yürümeyeceğini, bunun Putin'e yakışmayacağını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya'nın böyle bir iddiası varsa tüm belgeleriyle bunu ispat etmek mecburiyeti olduğuna vurgu yaparak, şunları söyledi:

"Yakında Paris'te bir zirve var. Ben kendilerinden olayın olduğu gün randevu talebinde bulundum, telefonla görüşelim istedim. O günden bugüne dönmediler. Şimdi Paris'te İklim Değişikliği Zirvesi var. Zannediyorum kendileri de oraya gelecek, orada da bunları oturup konuşabiliriz, değerlendirebiliriz. Biz, Rus savaş uçaklarının sınırlarımızı ihlal ettiğini radar görüntüleriyle, ses kayıtlarıyla tüm dünyaya duyurduk. Bu konuda Türkiye'nin haklı olduğu tüm dünya tarafından kabul ediliyor. Rusya'nın da iddialarını bu şekilde ispatlama mükellefiyeti vardır, aksi takdirde Türkiye'ye yapılan bu ağır ve haksız itham yüzünden Rusya, yalancı durumuna düşecektir. Bizim gönlümüz hiçbir ülkenin böyle bir duruma düşmesine razı gelmez."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Rusya'ya çok samimi olarak ateşle oynamamasını tavsiye ediyoruz" dedi.

Erdoğan, Bayburt Şehir Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış töreninde vatandaşlara hitap etti.

Rusya'nın uçak meselesini bahane ederek, Suriye'deki varlığını güçlendirme kurnazlığını görmezden gelemeyeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu mesele sadece bizim değil tüm bölgenin meselesidir" dedi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in "Kim terörizme çifte standart uyguluyorsa ateşle oynuyordur" sözlerini anımsatan Erdoğan, bu sözlere sonuna kadar katıldığını bildirdi.

'RUSYA'YA ATEŞLE OYNAMAMASINI TAVSİYE EDİYORUZ'

Suriye'de 380 bin cana mal olan, devlet terörü uygulayan Esed rejimine destek olmanın ateşle oynamak olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"DAİŞ'le mücadele bahanesiyle uluslararası meşruiyeti olan muhalifleri vurmak, evet ateşle oynamaktır. Türkiye'nin haklılığının tüm dünya tarafından kabul edildiği bir hadiseyi bahane ederek bize olmadık ithamlarda bulunmak, meseleyi vatandaşlarımıza, bir fuara katılmak için Rusya'ya giden vatandaşlarımıza, eziyete vardırmak, evet ateşle oynamaktır. Bölgede ticari faaliyet ve insani yardım amaçlı olarak bulunabilecek tırları sorumsuz bir şekilde vurmak, evet ateşle oynamaktır. Rusya'ya çok samimi olarak ateşle oynamaması tavsiye ediyoruz."

Devletler arasındaki ilişkilerin çocuk oyuncağı olmadığını ifade eden Erdoğan, Rusya'nın köklü bir devlet olduğunu, bunun için Rusya'dan bu tür konularda devlet ciddiyetine yakışır bir tavır beklediklerini bildirdi.

Her şeyin açık ve samimi bir şekilde ortada olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tam tersi iddialarda bulunmanın, Rusya'yı dünyanın gözünde çok farklı bir konuma getireceğini belirtti.

Rusya ile olan ilişkileri çok önemsediklerini aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin kendilerini sırtından bıçakladığını söylüyor. Hayır. Bu millet bugüne kadar hiç kimseyi sırtından bıçaklamamıştır. Bu millet göğüs göğüse savaşmasını bilen bir millettir. Biz mücadelelerimizi her zaman göğüs göğüse verdik. Neticesi ne olursa olsun öyle veririz. Biz bu ilişkilerin hiçbir şekilde zarar görmesini istemiyoruz. Özellikle ilişkilerimize zarar verecek bir tutumun içinde olmamız kesinlikle mümkün değildir. Suriye sınırında yaşanan hadise kendi mecrasında sonuna kadar takip edilir, araştırılır. Sonuçta olayda hangi tarafın kastının olduğu ortaya çıkar. Bu mesele üzerinden Türkiye'ye yönelik topyekun bir iftira kampanyası başlatılmasını, vatandaşlarımızın taciz edilmesini, ilişkilerimizin tehlikeye atılmasını açıkçası Rusya'ya yakıştıramıyorum."

'PUTİN İLE MESELEYİ YÜZ YÜZE GÖRÜŞMEK İSTİYORUM'

"Pazartesi günü Paris'te Sayın Putin ile bu meseleyi doğrusu yüz yüze görüşmek isterim. Makul bir noktada buluşmayı arzu ederim" ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gereksiz bir şekilde meselenin tırmandırılmasından rahatsız olduklarını vurguladı.

Türkiye ile Rusya'nın önünde çok büyük bir iş birliği potansiyeli bulunduğunu ve bu adımları attıklarını anlatan Erdoğan, son bir kaç yıldır Rusya ile ilişkilerin çok iyi seviyede olduğunu anımsattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu sorunun ne mevcut ilişkilerimize ne de potansiyelimize zarar vermesini istemiyoruz. Türkiye ile Rusya'nın ilişkilerinin bozulmasından memnuniyet duyanlar çıkabilir. Ama bu durumdan zarar görecek olan sadece ülkelerimizdir. Rusya'ya samimiyetle diyorum ki böyle bir duruma meydan vermeyelim" diye konuştu.

'ÇITAYI YÜKSELTTİK'

Türkiye'nin geçtiğimiz 13 yılda önemli mesafeler katettiğini ve daha da yol alacağını belirten Erdoğan, 2023 hedefleri çerçevesinde Türkiye'nin, dünyanın ilk on ülkesi arasında yer almak mecburiyetinde bulunduğunu kaydetti.

Eğitimde, adalette, sağlıkta, kültürde, ulaşımda, savunmada, enerjide, tüm alanlarda çıtayı yükselttiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Savunma sanayinde dışa bağımlılığımızı tamamen ortadan kaldırmalıyız. İşte o zaman kendimizle birlikte umudunu bize bağlamış tüm kardeşlerimizin geleceğine ışık tutmuş olacağız. Türkiye'nin sorumluluğu sadece Edirne ve Kars arasında değildir. Meseleye böyle bakarsak bize ne Edirne'yi yar ederler ne de Kars'ı. 'Coğrafyamızın kaderinden, milletimizin kaderinden kaçamayız' diyoruz. İnşallah güzel günler yakın. 13 yıl önce Türkiye'nin bugünlerini hayal edebiliyor muyduk? 13 yıl önceki Bayburt'u düşünün. Neydik, ne olduk? Yeterli mi, değil, daha da iyi olacak. Bayburt'un evladı Naci Ağbal kardeşimizin de Maliye Bakanı olarak Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşması için önemli katkılar vereceğine, Şahap kardeşimizin önemli katkılar vereceğine inanıyorum. Biz birliğimizden taviz vermeyeceğiz. Onun için ne diyoruz. Tek bayrak, tek vatan, tek devlet, tek millet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız."

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.

Türkiye Gündemi Haberleri