KAHRAMANMARAŞ'taki depremler 40 bini aşkın canın yitirilmesine neden oldu. Şu ana dek tespit edildiği kadarıyla 96 doktor deprem bölgesinde hayatını kaybetti. Sadece Hatay'da yaşamını yitiren doktor sayısı 58. Bunların birçoğu da adını ezberlediğimiz Rönesans Rezidans'taydı. NTV ekibinden Melike Şahin ve Cahit Kazan Hatay'da onlarca kişinin yaşamını yitirdiği Rönesans Rezidans enkazından 3 gün sonra eşi ve 2 çocuğuyla birlikte kurtarılan Dr Şebnem Turan Adıgüzel ile konuştu. Dr Şebnem Turan Adıgüzel yaşadıklarını anlattı.
Adıgüzel, "Üstümüzdekilerin yardım çığlıklarını duyuyorduk. Ama çıkarılma seslerini ya da dışarıdaki insanların seslerini, çalışan makinaların seslerini hiç duymadık o güne kadar. Çarşamba günü artık çocuklar çok fazla uykuya meyilli olmaya başladılar ve ben çok endişelendim. Bağırmam yetmiyordu. Ben de orada bir tahta parçası bulup üstümüzdeki kapıya defalarca vurdum. Bu sesten sonra bir ekipten ses duydum. Tahta parçasıyla vurmaya devam ettim, sonrasında bize yaklaştılar ve irtibat kurabildiler" dedi.
Adıgüzel'in anlattıklarından öne çıkanlar şöyle:
"Enkaz altında kaldığımız süreçte molozlardan ve kırılan fayans parçalarından ayaklarımız ve bacaklarımızda oluşan yaralar oldu. Onun dışında yıkım anında bizim aldığımız darbeler oldu. Onlara bağlı bir yürüme güçlüğü yaşıyorum.
Deprem anında biz de herkes gibi uykudaydık. Direkt odamızdan çocuklarımızın odasına koştuk. Bir çocuğumu yanıma aldım diğer çocuğumu almaya çalışırken binamız yıkıldı. Sonrasında zaten bir boşluğa düştüğümüzü hissettik. Kendimize geldiğimizde ben eşimin üstündeydim. Kızım benim üstümdeydi. Oğlumun yatağı ise betonla neredeyse birleşmiş vaziyetteydi ve oğlum orada sıkışmıştı. Sonrasında kızım el yordamıyla orada bir boşluk buldu, kapının altına geçti. Ben onun yanına geçtim. Biz üstünden kalktıktan sonra eşim, oğlumun ayaklarına dokundu ve onu oradan çıkarmaya çalıştık. Bu süreçte depremler devam etti. Çok şükür oğlumuzu sıkıştığı yerden çıkarıp kucağımıza alabildik. 3 gün boyunca o şekilde bekledik.
Biz enkaz altında 2 değil çok fazla deprem yaşadık. Çok fazla artçı deprem oldu. Şanslıydık ki küçücükte olsa bir boşluğumuz vardı, kurtarma ekipleri gelene kadar yaşayabildik.
Çocuk odasında olduğumuz için ne su ne de yiyecek bir şey yoktu yanımızda. Herhangi bir şey yiyip içmedik. Ama birbirimizle hep iletişim halindeydik. İnsan çocukları kucağında olunca umudunu kesemiyor.
Kurtarma ekiplerinin sesini -o zaman hangi gün olduğunu bilmiyordum tabii- tahminlerime göre çarşamba günü duymaya başladık. Çünkü biz çok alttaydık. Üstümüzdekilerin yardım çığlıklarını duyuyorduk. Ama çıkarılma seslerini ya da dışarıdaki insanların seslerini, çalışan makinaların seslerini hiç duymadık o güne kadar. Çarşamba günü artık çocuklar çok fazla uykuya meyilli olmaya başladılar ve ben çok endişelendim. Bağırmam yetmiyordu. Ben de orada bir tahta parçası bulup üstümüzdeki kapıya defalarca vurdum. Bu sesten sonra bir ekipten ses duydum. Tahta parçasıyla vurmaya devam ettim, sonrasında bize yaklaştılar ve irtibat kurabildiler. Bizi çıkardıklarında perşembe sabaha karşı 04:00'tü. Tam 14 saat bizim için orada çalıştılar.
Rezidansta oturan birçok doktor, diş hekimi arkadaşım vardı. Bazılarının maalesef üzücü haberlerini ben de aldım. Sadece bizim sitemizde değil Hatay genelinde çok fazla doktor hayatını kaybetti. 10 il içerisinde 100'e yakın meslektaşımızı kaybettik ama bunun 50'den fazlası Hatay'daydı."