Geçmişte eli kalem tutan, şimdilerde klavyeye dokunup yazanlara Yaptıklarımı görmüyor musun yönünde sitem edilir. Aslına bakarsanız eleştiri yapılanları değil yapılmayanları ortaya koymaktır. Kültür, edep ve terbiyeden yoksun olanlar yağdanlığı görev kabul edip, olur olmaz yağcılık yaptıkları kişileri yüceltirler, onlar da kendilerini moda deyimi ile "padişah" (!) zannederler.
Madem bir göreve gelmişsin veya görev verilmiş elbette ki bir şeyler yapacaksın. O koltuğa oturmak, fiyaka satmak için gelmedin. Ne zaman eleştiri yapsak, olması gerekenleri söylesek muhatabımız hemen savunmaya geçer. Şunu hiçbir zaman demez. Şu konularda haklısın şunlarda ise değil demez, diyemez. Böylece yazan ve fiili yapan ile aralarındaki uçurum açıldıkça açılır.
Hele soru sorup neyin neden, niçin yapılmadığını sorduğunuzda hemen karşı tavır alınır. Öylece tavır alan tavır alınana karşı galip geldiğini zanneder. Eleştirinin dozu vardır peki tahammül etmenin dozu yok mudur?
Konumuz Çankırı olunca yazılar daha da bir incelik ve özellik kazanır. Çankırı için on yıllık eko-turizm master planı yapılması için düğmeye basılmış. Güzel ve çok geç kalınmış bir çalışma ama süre çok uzun. Master planı gerçekleştirmek için değil, gerçekleştirmemek hedeflenmiş.
Arz edeyim efendim: Yapılacak nedir? Rotayı belirlemek, rota işaretlerini yerleştirmek, belirli mesafelere ihtiyaç ve dinlenme tesisleri kurmak. Rehber yetiştirmek. Uzun süre ve büyük yatırımlara ihtiyaç duymayan aktivite. Bunların hepsi bir yılda bilemediniz iki yılda tamamlanır. Birileri kızacak, önceden bu bile düşünülmemiş diyecek. Kim demiş? Hadi be sende derim. Fakat yapacak adam yok işin özü bu.
Kırsal kesimde yollar berbat, grayder ile düzeltilen yollar ilk yağmurda mefta oluyor. Alt yapı hak getire. Halkımızda ayrı bir alem, hayatından memnun. Hakkını aramıyor, lafa geldi mi veryansın ediyor. Köy yollarında alt yapı yok, köprüler, menfezler dökülüyor. Bilgi ve yön levhaları ise ya yok, ya dikkatsizce yazılmış, dikilmiş. Farklı kilometre bilgileri, aynı köy adının farklı yazılışı gibi absurdluklar diz boyu.
Acı Çay boyunu çöplük yapan belediye acaba doğanın kirlenmesini ne kadar sürdürecek? Her türlü pisliğini Acı Çay'a boca eden başta belediye ve sanayi tesisleri doğayı katletme zevkine ne zaman son verecekler? Makyaj değil temele dönük çalışmalar ne zaman başlayacak? Çankırı'nın merkez, ilçe ve köyler haber konusu. Bozuk yollar, akmayan sular, çöp, pis su, kirlenen akarsular ve çevre kimin aklına ve ne zaman gelecek?
Yazılarımıza her ne kadar yorum yapma cesareti gösterilmiyorsa da takip edildiğini teknik verilerden öğreniyoruz. Bu yazımıza özel idare kızacak, köpürecek. Lütfen ek resimlere bakın neyin ne olduğu ayan beyan ortada. Biz konuşmayalım, resimler konuşuyor. Köy adlarını bilmeyen, doğru yazamayan bir yönetim. Sanırım başarı ödülü alır!
Şabanözü-Çubuk arasında Alevi köyleri var. Bunların levhaları beyaz zemin üzerine siyah yazı iken diğer köyler sarı zemin üzerine yazılmış. Bu durum Alevi köylerini belirleme yöntemi midir? Ayrımcılık mı?
Hala bize kızıyorsanız, Allah sizleri ıslah etsin. Yapacak bir şey yok.