İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı'nın Diyarbakır ziyareti ile ilgili “Kimlerle, neyi konuşuyor? Bakıyorsunuz, teröre bulaşmış olanlarla el ele” yorumuyla ilgili “Bu yorumlara üzülüyorum. Ben İstanbul'u yönetirken İstanbul'da kurumlarla kişilerle görüşüyorum. Görüştüğüm insanlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Özgün bireyler. El sıkışıyoruz. Buna benzer bir durum Diyarbakır. Kiminle görüştüm? Yani yasanın seçim öncesi bütün incelemesini yaptığı, yasanın o sorumluluğu verdiği, YSK'nın bütün incelemeleri yapmış bizim vatandaşımızdır dediği, hiçbir sorunu hiçbir sıkıntısı yoktur, seçime girebilir dediği, TC'nin vatandaşlarıyla görüştüm. Kameraların önünde görüştüm. Türkiye Cumhuriyeti'nin belediyesinde görüştüm. Orada yine seçilmiş bir belediye başkanı vardı. Kim o? Yine TC yasalarına uygun bir seçime girmiş ve o ilçeyi Diyarbakır'ı yani bizim şehrimizi bizim ilçemizi yöneten TC vatandaşı ile görüştüm. Kim terörist? Kim terör örgütü ile üye? Yani bu ispat ister. Bu aynı zamanda yani iftira içerir. Çok acı ve gerçekten yani şaşkın bir şekilde bu süreci, izliyor ve gerçekten üzülüyorum. Memleketim adına üzülüyorum. Türkiye cumhuriyetinin 82 milyon vatandaşı adına üzülüyorum” değerlendirmesinde bulundu.
“KAMERALAR ÖNÜNDE GÖRÜŞTÜK”
Kapalı kapılar arkasında konuşmak gibi bir gelenekleri olmadığını dile getiren İmamoğlu, “Gayet şeffaf. Diyarbakır'a gittiğimizde il başkanlığımız ziyaret ettik kameraların önünde. Kapıyı kilitlemedik! Belediyeye girdik kameralar önünde. Orada makamda hediyelerimizi verdik kameralar önünde. Gittik esnaf lokantasında Diyarbakır'ın o güzel kebabını yedik kameralar önünde. Ülkemizin lezzetlerini ülkemizin vatandaşları ile paylaştık. Bu tanımlar, bu sıfatlar, çok tehlikeli ve incitici. Biz demokrasiyi güçlendirmek istiyoruz. Demokrasi güçlenirse, demokrasi karşıtı kurumları kişileri örgütleri zayıflatırsınız ve ülke kalkınmaz” dedi.
“AYNI GEMİDEYİZ, YAPILAN İŞ YANLIŞTIR”
Görevlerinden Alınan Ahmet Türk ve Selçuk Mızraklı ile bir araya geldiğinde söylediği “Aynı yerdeyiz aynı noktadayız” ifadesinin sorulması üzerine İmamoğlu “Ben de yasayla başvurusunu yapmış, hak kazanmış ‘hiçbir engeliniz yok' denmiş aday olmuş birisiyim. Seçimi kazandım. YSK'nın hukuksuz uygulaması ile mazbatamızı elimizden aldılar. Ardından yine seçim yapıldı yine mazbatamızı aldık. Yani o vatandaşlarımız da başvurularını yaptılar, hiçbir engeli yok diyen YSK, bir suçu varsa niye sokakta geziyor? Beraber yan yana Diyarbakır'ın sokaklarında yürüdük aynı yerdeyiz. Türkiye Cumhuriyeti'ndeyiz. Diyarbakır benim. İstanbul benim. Yani sizin olduğu gibi. Yani her yurttaşın olduğu gibi. Dünya güzeli şehirlerimiz hepsi bizim. Aynı yerdeyiz, aynı gemideyiz. Demokrasiyi birlikte güçlendireceğiz. Yapılan iş yanlıştır, istirham ediyorum bu yanlıştan dönün ki birilerinin eline fırsat geçmesin. Demokrasi kuvvetlensin, hukuka aykırı olmayan kurumlar kuvvetlensin. Siyasi partiler, kanuna aykırı olmayan vatandaşın iradesi, milletin iradesi kuvvetlensin. Benim söylediğim her şey, bu memleketin bu memleket insanın yurdum insanının, ‘Yurtta barış dünyada barış' ilkesine uygun davranması” diye konuştu.
NEDEN ATATÜRK PORTRESİ HEDİYE ETTİ?
Diyarbakır ziyaretinde Atatürk portresi hediye ederek vermek istediği mesajın sorulması üzerine de İmamoğlu “Bu yurdumun değerleri var. Her yerde geçerli, herkesin hissetmesini isterim. Hissedilmesini isterim. Bu ülkenin kurucusu var, kurucu değerleri var. 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutladık bir gün önce. Ve Mustafa Kemal Atatürk, bu ülkenin kurucusu, bu değerlerin bize kazandırılmasının öncüsü. Bu anlamdaki değerlerin temsili noktasında bunu her yerde dile getirmiş bir yurttaşım. Sadece belediye başkanlığımda değil, öncesinde, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı yaparken, şimdi.. Her konuşmamda bunu hissettirdim. Daha önce birileri hediye etmemişse onların sorunu, bilemem. Ama ben gittiğim her yere bu ve bunun gibi simgesel, temsili hediyeler götüren birisiyim. Orada da yine makam odamda bulunan tablonun bir benzerini, vatandaşı hisseden, vatandaşla bütün kibirden arınmış, o duyguyu hisseden o güzel fotoğrafı paylaşmak istedim. 82 Milyon insanın bir değeri, bir önderi olarak, bütün Türkiye Cumhuriyeti'nin Misak-ı Milli sınırlarının, Kurtuluş mücadelesinin, top yekün vermiş bir milletin önderi olarak o posteri Diyarbakır'da paylaştım. Kendileri gayet de memnun oldular aldıkları için. Ben de verdiğim için memnun oldum. Gittiğim her yere götürmeye de hazırım, getireceğim de, kimsenin kuşkusu olmasın” yanıtını verdi.
OTOPARKLARA ZAM YOK
İmamoğlu, İSPARK'ın otoparklara ve bisiklet kiralamalarına yaptığı zammın sorulması üzerine de “Bir zam çalışması elbette olacaktır ama şu an itibarı ile yoktur. Bir sistem hatası ile bazı yerlerde uygulama eksikliği olmuştur. Bunla ilgili vatandaşların varsa fazla tahsilatları iade edilecektir” açıklaması yaptı.
İSPARK İLK 6 AYDA 18 MİLYON LİRA ZARAR ETMİŞ
Bir zam kararı söz konusu olmadığını, finansal düzenlemeyle ilgili bir çalışma yapıldığını belirten İmamoğlu İSPARK ile ilgili çarpıcı bilgiler paylaştı. İmamoğlu “Seçimde bangır bangır, ‘kâr ediyor, zarar etmiyor' denen bir kurumun, teslim aldığımız gün itibariyle, Haziran sonu itibariyle, 6 aylık bilançosu; 18 milyon lira zarar. İSPARK niye zarar etsin? Biz bununla uğraşıyoruz. İSPARK'la ilgili sadece benim katıldığım, 4 saate yakın bir toplantı yaptık. Arkadaşlarım yoğun çalışıyorlar. Bakın sayı veriyorum. İstanbul'da, 60 binin üzerinde ücretsiz ve indirimli yararlanan araç sayısı var. Ya bu nedir Allah aşkına? Tespitler yapılacak. Talimat verdim, derhal her kurumda bu anlamda yenileyin, yazılarını isteyin ve sayılarını azaltın. Allah aşkına 60 bin. 3 Bin değil, 5 bin değil, 6 bin değil. 60 bin. Büyük sayı. Ücretsiz ve indirimli. Bunları düzenleyeceğiz, tümünü elden geçireceğiz. Biliyorum ki büyük bir azalma olacak” dedi.
ELDEN ÖDEMEDE KAÇAK VAR
Elden ücret ödenmesini de eleştiren İmamoğlu “Hangi çağda yaşıyoruz? Elden ücret. Burada bir kaçak var. Sorun var burada. Kredi kartı ve İstanbulkart uygulamalı tahsilat sistemi başlatacağız. Geçici bir dönem teşvik edilmesi için örneğin 10 lira mı ödüyorsunuz elden kredi kartı ile 9 lira olarak ödeyeceksiniz. Yani teşvik edeceğiz bu sistemi bunu gibi kararlar aldık. Yanı sıra sistemin işlemediği bazı otoparklar var. ‘Park et-devam et' anlayışına uygun olmayan merkezi noktada otoparklar var. Verimsiz kullanılıyor. Bununla ilgili düzenleme başlatacağız. Tümüyle bir finansal verimlilik çalışması. Benim İSPARK'ım niye zarar etsin? Ayda 2-3 milyon zarardan bahsediyoruz. Tekrar söylüyorum bizim yönetimde olmadığımız Haziran sonu itibari ile zararı 18 milyon lira. Bunları resmi olarak vereceğiz. Bir zam çalışması elbette olacaktır ama şu an itibarı ile yoktur. Tüm bu söylediğim düzenlemelerden sonra fotoğrafı çekeceğiz ve ona göre hareket edeceğiz. Bir sistem hatası ile bazı yerlerde uygulama eksikliği olmuştur. Bunla ilgili vatandaşların varsa fazla tahsilatları iade edilecektir. Konu bundan ibarettir. Görecekler İSPARK yıl sonunda olumlu anlamda farklı sürprizlerle İstanbul halkına servis edeceğimiz değerli bir iştirake dönüşecek” diye konuştu.
İKİ SEÇİM ARASI İŞE ALIM ADİL DEĞİL
İBB'de yapılan işten çıkarmalar nedeniyle Hak-İş Başkanı'nın İBB önünde açıklamasına ilişkin de İmamoğlu şu açıklamayı yaptı:
“Ben sendikal yaşama, iş gücünün korunmasına iş gücünün çalışma ortamlarında emekçinin korunmasına en çok önem veren insanlardan birisi olduğumu iddia ediyorum. Beylikdüzü'nde nasıl uygulamalar yaptığımı, emekçiye nasıl davrandığımı, sosyal haklarını nasıl koruduğumu görebilirler. 18 Nisan'da görev almış birisiyim. Bana brifing yapıldı. Aradan 2 ay geçti bir brifing daha aldım. Nedir bu eleman farkı? Arada 2 aydan bahsediyoruz Allah aşkına! Nerede duyduk mu İBB 2 bin 500 eleman alıyor diye? Duyduk mu böyle bir şey? Hangi vicdana sığar? Kaldı ki ben görevi aldığım hafta düşünün bir terazi koyalım ortaya. 1 Milyar 600 milyon lira para gününden 15 gün önce hesaba yatıyor. Görevi aldığımda İBB'nin kasasında 5 milyon lira para vardı. Maaş ödeyecek parası yoktu. Yani bu kadar düzensiz bir sistemin içinde bir de siz binlerce insanı işe alıyorsunuz. Biz de dedik ki bu adil değil! Duyuru yapılmamış! İnsanlar adil bir şekilde işe alınmamış. Kardeşim ben bundan sonra iddia ediyorum İBB liyakata göre adil şekilde alım yapacak. ‘Halamın oğlu dayımın oğlu birinin kızı' hiç beni ilgilendirmiyor. Giyimi kuşamı beni ilgilendirmiyor. İBB'ye İstanbul'dan insan kaynağı alacaksam kuzeyliymiş, doğuluymuş, batılıymış beni ilgilendirmiyor kardeşim. İşe en uygun kişinin alınması için en adil yöntemi uygulayacağız. Adaletsizlik tespit edilmişse, bir yığın tespit edilmişse bununla ilgili tedbir alıyorsa arkadaşlarım bu İstanbul'un lehine. Sorumlu sendikanın başındaki arkadaşımızın o işe alımların yapıldığı gün de süreci takip etmesini diler ve isterdim. Bir cümle açıklasın onunla ilgili başımın üstünde yeri var. Ben iddia ediyorum hangi sendika olursa olsun bir işveren olarak hayatı işveren olarak geçmiş biri olarak belediye başkanlığı da işveren kimliğidir öyle kabul edelim. Her sendikanın başındaki insanla sadece bahsettiğiniz değil, işgücüne ve emekçiye hizmet etme, onun haklarını koruma noktasında yarışacak bir kimliğim var. Bu kadar iddialı konuşuyorum. Her sendikadan bahsediyorum. O fraksiyon bu fraksiyon demiyorum. Her sendikanın başındaki insanla yarışırım adil olma konusunda. Sokağa çıktığımda hiç kimse bana ‘torpilci belediye başkanı partizan belediye başkanı' diyemeyecek”
“BENİMLE GÖRÜŞENLER FIRÇA YEMİŞ”
İki seçim arasında yapılan ve gerekli olan işe alımlara dokunmadıklarını belirten İmamoğlu “Onlara elbette arkadaşlarım dokunmuyor. Onları ayırıyor, diğerlerini de tespit ediyor. Ben, onun için işçi temsilcilerini ağırladım. ‘Ben, doğru işe layık birisiyim diyorsanız, gelin yine başvurunuzu yapın. Göreceksiniz, hak ve hukukunuzu koruyacağım' dedim. ‘Gidin, bunu arkadaşlarınıza anlatın' dedim. Gayet güzel ağırladım. Duyuyorum ki, onlar bile fırça yemiş. Benle konuşan adam fırça yiyor. Niye fırça yiyorsun kardeşim? Amacın ne o zaman? Bazı işlere, doğru alımlar vardır, onları ayıklıyoruz” dedi.
“İŞE ALACAKSA MUTLU OLURUM”
İmamoğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın işten atılmalarla ilgili, “Bizim de yapacaklarımız” açıklamasına ilişkin de şu değerlendirmeyi yaptı:
“Sayın Cumhurbaşkanı'nın hangi imada bulunduğunu anlayamam. Çünkü ima uzmanı değilim. Ne ifade etti? ‘Çıkarılmalarla ilgili bizim de yapacaklarımız var!' Bilemem! İşe alacaksa, buyursun alsın. Çok mutlu olurum. Eğer öyle bir şeyse. Aklıma ilk gelen o. ‘Allah razı olsun' derim. ‘İstihdam yarattı' derim. Çünkü, ülke son 30-40 yılın en yüksek işsizlik rakamlarını yaşıyor. En büyük, en acı günlerini yaşıyor. Milyonlarca insandan bahsediyoruz. Bunun en acı faturaları İstanbul'da yaşanıyor. Dolayısıyla keşke işe alsa. Değil 2 bin kişi, imayı yorumluyorum sadece, değil 2 bin kişi, 200 bin kişi, 2 milyon kişiyi bir anda işe alsa ülkemizin sayın Cumhurbaşkanı”
İBB BAŞKANININ 17-18 MAKAMI VARMIŞ
İmamoğlu İBB'nin yaptığı kiralamalarla ilgili de “İBB, zaruri olursa, makul rakamlarla kiralama yapabilir. Bakın, ben de kiralama yaptım. Ama bedelinin 4'te birine, 5'te birine yaptım. İBB, İstanbul'da en son kiralama yapacak kurumlardan bir tanesidir. O bakımdan biz bu israfa karşıyız. Şu an gayrimenkul değerlemesi ve tespitleri yapıyoruz. Bu değerleme ve tespitler üzerinden, insan kaynaklarımızı ve kurumlarımızı yerleştireceğiz. Çok hızlı tedbirler alacağız. En önemli tedbirlerde birini de açıklayayım. Belediye başkanı olarak, benim şahsıma, yanılmıyorsam 17-18 tane makam tespit edilmiş. Ben, ‘Yetmez' dedim. ‘Daha fazla istiyorum' dedim! Çünkü benim, yüzbinlerce makamım var İstanbul'da. Her esnafın, iş insanının iş yerleri benim makamım. Hatta her vatandaşımın evi benim makamım. Sokaklar benim makamım. Onun için, ‘Yetmez bana 17-18' dedim. Bir tasarruf da orada yapacağım. Bu, israf ve tasarruf konusu, bizim hayat felsefemiz olmak zorunda. Türkiye iyi gitmiyor. Türkiye, bugün birçok konuyu konuşuyorsa, ne yazık ki ekonomik sıkıntılardan dolayı konuşuyor. Bu noktada, 16 milyonluk bir kentin yönetimi olarak, elimizden geleni yapacağız” diye konuştu.