İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Habertürk'te Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtladı.
Ekrem İmamoğlu gündeme ilişkin birçok konuyu değerlendirdi.
Ekrem İmamoğlu, "İstanbul'un genelinde 227 aday proje alanına baktık. Buradaki imar planlarına baktık, plan süreçlerine baktık. Aynı zamanda buradaki hukuki süreçleri de araştırdık. İstanbul'un özerk alanlarından ne kadar kazanç sağlandı?" diye sordu.
"Donatı alanlarında 16 milyon 112 bin 518 metre kare inşaat üretilmiş" diyen Ekrem İmamoğlu, "Orman alanlarında 751 bin 595 metre kare inşaat alanı üretilmiş. Yine imar artışlarından ötürü 10 milyon 504 bin metrekare yine inşaat alanı üretilmiş. Bunlar bizden önceki 15 yılın eseri. Bu bahsettiklerim bir Beyoğlu demek. Yaklaşık 1,5 trilyon lira yani 85 milyar dolar kazanç sağlanmış. Bunun anlamını ne biliyor musunuz? Bu rant ama kamu bu ranttan faydalanmadı. 2022 İstanbul bütçemizin 21 yıllık bütçemiz demek oluyor 85 milyar lira." diye konuştu.
Ekrem İmamoğlu'nun açıklamalarından bazı bölümler şöyle:
"Tatil meraklısı bir insan değilim. Eşimle en çok münakaşa ettiğim konu budur. Evleneceğim zaman babam bana 'oğlum sen çalışma delisi bir insansın' dedi. 18-19-20’li yaşlardan beri böyleyim.
Şimdi de böyleyim. Ben tatilci bir belediye başkanı mıyım yoksa her anı mercek altında olan ve insanların gözüne sokulan bir belediye başkanıyım.
Toplam 20 gün 3 senede... Bana en yakını benim 3 katım tatil yapmış Sayın Cumhurbaşkanı 4 katım tatil yapmış.
"AKP VEKİL KALDIĞIM OTELİ NEREDEN BİLİYOR"
AKP’nin bir önceki grup başkanvekili, Çanakkale Milletvekili, Twitter’dan bildirim düştü, "Sayın Başkan havalimanına 74 kilometre mesafedesiniz. Uçağa binip derhal İstanbul’a gelemiyor musunuz" minvalinde bir eleştiri. Bakın yemek sonrası bir masada oturuyoruz, yan tarafta da otelin sahibi. Döndüm, "Beyefendi bu otel havalimanına kaç kilometre?". "74" dedi. Benim hangi otelde kaldığımı nereden biliyor? 74 kilometre olduğu bilecek kadar detaya nasıl hakim?
MOBESE TAKİBİ
Benim mobeseden takip edilme sürecimin üstünü kapatmaya çalışanlar… Bunu unutturmayacağım. Ben tehdit ediliyorum, başvuruda bulunuyorum. Bu tabii duyuluyor, basına düşüyor.
İçişleri Bakanı açıklama yapıyor, "Bizde böyle bir bilgi yok" diyor. Vatandaş tutuklanıyor, "Basına düşmeseydi vazgeçmeyecektik" diye ifadesi var. Bunu da unutturmayacağım. Yine bir tehdit alıyoruz, ihbarda bulunuyoruz. İlgilenilmiyor. Bir tanesi eğitimci Nazmi Arıkan’ı öldüren kişi. Bu hangi akıl biliyor musunuz? Seçim iptal oldu bir sürü gerekçe aradılar. Şimdi İçişleri Bakanı televizyonda çok ciddi bir şey söylermişcesine....
Cumhurbaşkanı cuma çıkışında "Çaldılar" diyor, yanında Diyanet İşleri Başkanı, ki benim Diyanet İşleri Başkanım değil. İçişleri Bakanı ne yapsın... "Sandık başında terörle iltisaklı kişiler tespit ettik" dedi. Bir kişi sorgulandı mı, cezaevine girdi mi? Demokrasinin yüz karası günlerdi. Şimdi iftiranın, manipülasyonun peşindeler. Ben bunlara karşı duyarsız kalmam. Ben bu insanlara karşı büyük mücadele veriyorum.
Benim Diyanet İşleri Başkanım değil o. İnancım gereği kabul etmiyorum. Bizim inancımızdaki en büyük günahlardan biri iftiradır. Benim Diyanet İşleri Başkanım olamazsınız. Şahsen söylüyorum.
Üç yılda 20-25 gün onlara vakit ayırdığım için özür diliyorum. Ben her akşam televizyonların mevzusuyum.
CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞI
Ben cumhurbaşkanı adayı olarak çıkmadım. Bunun sebebi ben değilim. Benim böyle bir niyetim yok dedim 7-8 kez. Ben adayım demenin ötesinde çok büyük sorumluluklar var.
Ekrem İmamoğlu’ndan Genel Başkanımıza daha yakın bir CHP’li olamaz. Orada attığı imzanın altına bize nefer olmak düşer."