Annem'in belleğimde yer etmiş laflarındandı: Eli işte aklı oynaşta!
Ne yalan söyleyeyim 'Gezi Parkı' eylemlerinin başladığı ilk günden itibaren 'Çankırı' benim gündemimden 'jet' hızıyla düşerek kendisini bodrum katları seviyesinde buldu.
Zorlasam daha da aşağılara öteleyebilirim belki. Ancak gündeme taşınan bazı olaylar bu 'öteleme'yi şimdilik erteliyor.
Vali Özcan'ın "Bana zulüm ediyorlar" (!) açıklaması bu ötelemeyi erteletenlerin başında geliyor...
Sahi "Bu şehri ben yönetirim" (!) çıkışını yapan da sayın Vahdettin Özcan değil miydi?!
Adama sormazlar mı; Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu, diye?
35 yılı aşkın gazetecilik hayatımda TC'nin valisinden dile getirilmiş böylesi bir cümleye ne şahit oldum ne de işittim!
"Çankırı'yı ufacık tefecik görünce meyve sepeti mi sandın sayın Valim" diyesim geliyor!
Hatta hatta olayı; Vali Özcan'a 'siyasi mobbing' uygulamışlara taşımak istiyorum...
Ama... Gerçekleri de sıralamadan edemeyeceğim:
İster İndağı'ndan ister Baykuş Boğazı'ndan gir; Çankırı'yı ilk seyreden böylesi bir yanılgıya düşer!
Doğrudur... Çankırı ufacıktır... Tefeciktir... Ama meyve sepeti değildir!
Çankırı insanı, "ufacık tefecik" olmadığını dışarıdan gelene kısa zamanda öğretir!
Ve işte o zaman "cin çarpmışa" dönersin...
Anlarsın anyayı ve de konyayı!
Daha doğrusu ringin ortasında rakibinden amansızca dayak yiyen çaresiz boksöre döndüğünü farkedersin!
Ama iş işten geçmiştir... Atı alan Üsküdar'a yol almıştır...
Ve sen o 'toz bulutları' arasında yutkunup durmaktasındır...
Bu durumlarda 'yalandan' etrafında toplananlar da olur!
- Ah valim, vah valim! Sen bunları haketmedin koç valim!
- Onlara tuuu kaka! Sen lazımsın bu halka, diyerek yaralı yüreğe 'gaz' (pardon tuz) basmaya devam ederler...
Tam bu hengamede aldanıp da sakın ola 'caba sofrası'na oturayım deme!
Önüne konulan haybeden 'caba'nın da malzemesinin 'nallı kuzu' olabilme ihtimali, tıpkı gördüğün 'zulüm' kadar gerçek olabilir!
Diyorsun ki; N'apcez?
Madem ki sordun, söyleyeyim:
- Sözkonusu Çankırı ise; 'Eğşi'ye devam etceez!
x x x
"Kaybolan dilekçe" ile ortaya atılan iddialar sonrasında açılan dosyalar, verilen 'soruşturma' emirleri, gelen-giden müfettişler, yapılan atamalar, alınan ifadeler... Onlar, bunlar...
Sonuç: Sıfıra sıfır! Elde var sıfır!
Başta 'kayıp dilekçe'yi vereni de, kamuoyunu da hüsrana uğratan bir soruşturma silsilesi ile dumura uğrattık!
Olayın kazananı?
Tabi ki var: Hakkında iddialar ortaya atılan(lar)!
Onlar şimdi kenarda köşede; Kazandıkları galibiyetin zevk-i sefasını sürüyorlar...
'Şimdilik' kaydıyla çok fazla konuşmayacağım ama şu cümleyi de sarfetmeden edemeyeceğim:
'Kaybolan dilekçe'nin muhatapları ve onları koruyanlar günün birinde 'adaletin duvar'ına fena toslayacaklar! Haberleri ola...
x x x
Borsa seçimleri 'ufacık tefecik' Çankırı'ya yakışan şekilde sonuçlandı!
ÇATSO'nun Başkanı Hayrettin Çelikten; bulunduğu koltuktan 'Borsa'nın kaderi ile öylesine oynadı ki, eleştirdiği, şikayet ettiği Hüsnü Ünal'ı bile solladı!
Seçimler tamamlandıktan sonra sergilediği icraat ile 'Yavru Dinazor' ünvanını da hakederek hanesine yazdırdı...
Hayırlı uğurlu olsun!
Dedim ve de Pazar günü yapılacak Çankırıspor Olağan Kongresi'nin mavi-beyazlı camia ile Çankırı'ya taze güç kazandırması dileklerimi sundum...
#dirençankırıspor!