Akşam gazetesinin haberine göre, Pendik Belediyesi, gönüllü kadınların çalışmasıyla, ilçesinde ilköğretim çağında çocukları olan kocasız kadınları tespit etti. Annelerin eğitimsiz, işsiz ve ortalama 3 çocuklu olduğu ortaya çıktı.
Bunun üzerine ilçe belediyesi bu ailelere kira, eğitim yardımı yapmaya başladı. Ancak ailelerin, ilçelerin çeşitli yerlerinde dağınık olması, çocuklarının eğitiminin takibini zorlaştırması üzerine belediye kolları sıvadı.
Yetim çocuklarla, dul annelerinin barınma, eğitim ve sosyal ihtiyacını karşılayacak rezidans projesine start verdi. Çocuk sayısına göre ailelere, 1+1 ve 2+1 daireler verilecek. Anneler için mesleki eğitim kursları, çocuklar için etüt merkezleriyle eğitimleri karşılanacak rezidansta, spor, hobi alanları ile annelerin misafirlerini ağırlayabilecekleri, hatta gün yapabilecekleri salonlar yer alacak. Kadınların ilk aşamada, kompleksin içinde yapılması planlanan huzurevinde çalışması hedefleniyor. Bina bedeli 3.6 milyon TL olan rezidans, donanımı ve dairelerin döşenmesiyle yaklaşık 5 milyon TL'lik yatırımla gerçekleşecek.
PARA VERİP GÖNDERMEDİK
Pendik Belediye Başkanı Kenan Şahin 'Belediyelerde, eskiden ihtiyaç sahipleri, para verilip gönderilirdi. Biz sosyal yadımlarda yeni yaklaşımlar geliştiriyoruz. Para vermek yerine dezavantajlı grubun bu dezavantajını giderip üreten konuma getirmeyi hedefliyoruz. Aileler gecekondu şartlarında, güneş görmeyen, bodrum katlı, yaklaşık 400 TL gibi kiralı evlerde kalıyordu' dedi.
TEMMUZ 2012'DE TESLİM
32 daireli inşaatta, bugün 3. kata gelindi. Pendik'in Fevzi Çakmak Mahallesi'nde, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin de bulunduğu alanın karşısında yapılan rezidans kompleks, 31 Temmuz 2012'de ailelere teslim edilecek. İlk etap, Pendik'te en az 5 yıllık oturma, çocukların eğitim başarısı ve çocuk sayısı şartına göre belirlenen ailelere verilecek. Daha sonra yapılacak 4 etapla, 100 aile rezidans yaşamına kavuşacak.
DEZAVANTAJI AVANTAJA ÇEVİRDİK
Pendik Belediye Başkanı Şahin şöyle konuştu:'Projemizin adı 'Gülenyüz'. Bu ismi de, belediyemizde çalışan ancak eşini kaybetmiş avukat bir kadın arkadaşımız koydu. Mağduriyeti anlatma yerine umudu yeşertmek bu ismi verdik. Bu anneler 30 yaşında. Ama 50 yaşında görünüyorlar. Hem yetim çocukların hem de annelerin yüzünü güldürmek istiyoruz. Bugüne kadar dezavantajlı oldular. Bundan sonra avantajlı olsunlar. Dul kavramını kullanmıyoruz. Olumsuz baktığımız için değil. Anneler istemediği için. Çünkü bu hayatı onlar seçmedi.'