Siyasi partiler belediye başkan adaylarını açıklarken, adaylar da 'cek-cak'la dolu projelerini anlatıyorlar. Hepsi birbirinden güzel, bize başarı dilemek düşer. Genelde fiziki yapı ön plana çıkarken, sosyal sorumluluk projeleri pek o kadar öne çıkmıyor.
Yazımdaki amaç bir anımsatma yapmak sadece. 'Siyaset, siyasetçinin işi' diyerek kenardan izlemek düşüyor bize. İyi yaparlarsa 'teşekkür', yapamazlarsa 'kabiliyetsiz' damgasını yerler.
Çankırı’nın her alanda depara kalkmasına ihtiyaç var. Altyapısı olmayan binalar, sokaklar yapmakla, asfalt dökmekle Çankırı’nın sorunları çözülemez, sadece yandaşı, cepdaşı ve candaşı zenginleştirir. Son yıllardaki uygulamalar bunun böyle olduğunu ispatlıyor, anlatmaya gerek yok. Gören göz, duyan kulak, düşünen beyin eğer varsa, kendini körü körüne saplantıya mahkum etmemişse gerçekleri görmemesine imkan yok.
Adayların, belediyeler için gerekli tüm konular hakkında bilgileri yoktur, olması da beklenemez. Ancak aday isen sadece okulda edindiğin bilgilerle yola çıkıyorsan başarılı olamazsın. Kendini yetiştirmiş ve sosyalleşmişsen başarı şansın olur. Seçilecek adayın uygulamalarında ne derece sosyalleşmiş olduğunu göreceğiz. Başkan ister muhalefetten olsun ister iktidardan olsun a-sosyal ise Çankırı’nın bir dönem daha kaybedeceğine şimdiden kendimizi hazırlayalım.
Geçmiş yıllarda siyasi iktidar estirdiği bir rüzgarla, kültüre önem veriyormuş havasını estirdi. Başarılı da oldu ama hangi kültürde?
Din temelli kültürel uygulamalarda çok başarılı oldular. Dini kullanarak vatandaşın sempati ve desteğini sağladılar. Özgür, demokratik ve de sosyal gelişmeye maalesef imza atamadılar. Atamazdılar da çünkü temel politikaları din eksenlidir.
Neden Çankırı bir Eskişehir olamadı veya İzmir’den, Muğla’dan, Aydın'dan esinlenemedi?
Esinlenemez ve olamazdı. Halkın sosyalliği gelişmiş, kültürlü, geleceğe bakışı özgürlükçü olmalıdır. Maalesef Çankırı’da bunlar yok. Günlük kaç gazete para ile alınıyor veya satılıyor, hangileri?
Bunun yanıtı 'sıfır'a yakın. Gazete dağıtıcısından şifahi olarak talepte bulunduğumda bunun yanıtını alamadım. Başka bir konu da Çankırı’yı öğrenci kenti yapamadık. Bunun nedenleri arasında üniversitenin popüler olmaması ve tercih edilmemesi, öğrencinin ihtiyacı olan ev, yurt ve sosyal tesislerin bulunmaması yatmaktadır. Bir de halkın öğrenciye karşı davranışını buna eklediğimizde tablo tamamlanmış olur.
Geçmişte belediye tarafından kurulan Dr. Rıfkı Kamil Urga Çankırı Araştırmaları Merkezi kültürel yönden heyecan yaratmıştı. Bina tahsisi, belge toplama, sözel tarih çalışmaları, derleme gibi faaliyetleri ile güzel bir başlangıç yapmış olmasına karşın, merkez tek ideolojiye kendini adamışların yeri haline geldi. Merkezi basamak olarak kullananlar oldu. Öyle ki kendi yandaşı olup, emeği geçenleri bile dışladılar ve heyecan kayboldu. Önemini, esprisini kaybetti. Toplanan belgeler ve yapılan kitap bağışları çarçur edilmedi ise Çankırı için zengin bir kaynak olan merkeze yeni seçilecek başkanın can suyu vermesi ve seçim beyannamesinde altını çizerek bunu belirtmesini beklemek abesle iştigal olmaz... Olmamalı da!
Çankırı’nın o kadar sorunu varken, merkez zurnanın son deliği olarak var gözüküp yok mu olacaktır? Veya yandaş olup, beklentileri olanların tekelinde, sıçrama taşı olarak mı kalacaktır?
Yanıt bekleyen soruları yaşayarak öğreneceğiz...