2011 yılının önemli olayı haline gelen genel seçimlere her geçen gün biraz daha yaklaşılırken, mevcut milletvekillerinin durumu ile birlikte özellikle Ak Parti ve MHP Çankırı sıralaması önemli gündem maddesi olarak önümüzde durmakta.
Son günlerde kiminle görüşsem "Sen bilirsin, listeler nasıl şekillenecek?" şeklindeki soruya muhatap kalıyorum!
Bu soru karşısında benim verdiğim cevap ise, soruyu soranı hiç mi hiç mutlu etmiyor! Çünkü "Listelerde kimlerin yer aldığını bilsem de söylemem! Bununla birlikte sıralamada kimlerin yer aldığını da bilmek istemem" (!) şeklindeki yanıtım muhatabımı şaşkınlığa sürüklüyor!
Hakikaten, bugün için özellikle AK Parti'nin Çankırı listesini biliyor olmak, ne bana ne de okuyucuya bir şey kazandırır! Daha da ötesi, sayısız aday adayına da büyük kötülük olur böylesi bir bilginin daha şimdiden ortalarda dolaşması!
Yok azizim! Sıralamayı ben bilmek istemiyorum, sen de merak etme!
Ancak; özellikle Ak Parti listesi ile ilgili bir endişemi paylaşmak hem ülke gündemine hem de Çankırı'ya hayır yapma anlamına gelecek!
Günlerdir çevremdeki güvenilir kaynaklara göre, Ak Parti Çankırı listesinin başına RTÜK eski Başkanı, Atkaracalarlı Zahid Akman'ın oturtulacağı şeklinde tezler öne sürülmekte!
Böylesi bir bilgi notuyla ilk kez Aralık ayı başlarında karşılaşmış ve çok da önemsememiştim! Çünkü, Deniz Feneri soruşturması kapsamında Almanya'da "sanık" sıfatıyla hakkında tutuklama kararı çıkartılan Zahid Akman'ın, Haziran 2011'de yapılacak olan seçimlerde, Ak Parti Çankırı listesinde ilk sıraya yerleştirilmesi ve "dokunulmazlık zırhına" büründürülerek korunması ve kollanması işi bırakın sadece benim midemi bulandırmayı, sağduyu sahibi bir çok insanı kusturmaktan öteye götürür!
Henüz kesinleşmiş herhangi bir adli karar olmamasına karşın Zahid Akman isminin, yüzde 80'ler oranında oyun Ak Parti'ye verildiği Çankırı'da dahi beklenmedik oy düşüşlerine neden olabileceğini bugünden söylemek herhalde safdillik olmasa gerektir!
Bununla birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, Ak Parti'nin 2. sırasına da görevinden istifa ederek "aday adaylığı" yolundaki engeli ortadan kaldıran Av. İdris Şahin'in yerleştirildiğini düşünelim!
İşte sizlere mumla aranıp da bulunmayacak ulusal bir "Çankırı Modeli Aday Profili" listesi!
Birinci sırada Deniz Feneri davasında "sanık" durumunda bir isim, ikinci sırada bir avukat!
Ve böylesi bir sahnenin mimarı Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan...
Şahin'i bilmem ama, Deniz Feneri davasının tartışmalı ismi, RTÜK eski Başkanı Zahid Akman'ın Ak Parti Çankırı listesi için bırakın "birinci sıra adayı" olarak düşünülmesi, "aday adayı" olarak dahi adının zikredilmesinin beraberinde çok büyük tartışmaları da getireceğini düşünüyor ve "daha neler göreceğiz?" acaba demekten kendimi alamıyorum...
* * *
Yazıya genel seçimlerden girdik, yine oradan devam edelim. Ama bu kez MHP'nin Çankırı politikasını koklayarak...
MHP'de aday adayları, işadamı-sanayici Muharrem Kıcıman haricinde milletvekili Ahmet Bukan'a göre tavır alma ısrarlarını sürdürüyorlar. Kıcıman ise, kolları sıvayarak "göreve talibim" dedi ve her zaman olduğu gibi yine açık arazide çalışmalarına başladı...
Bukan'la yaptığım son görüşmeden edindiğim hava, "bekle gör" politikasına uygun! Nasıl ki ortaya çıkmayan "aday adayları" Bukan'a göre yön belirleme kaygısındaysalar, Bukan da, başta Genel Başkan Bahçeli olmak üzere, "teşkilata" bakarak kendi yönünü tayin etme pozisyonunda!
"Önce Genel Başkanımın işaretine bakarım" (!) diyebilen milletvekili Bukan, ülkedeki siyasetin gerçeğinden de kopmayarak "akılcı" yaklaşımını uzun yılların deneyim ve tecrübesiyle yoğurduğunu net bir şekilde gösteriyor.
Fakat şunu da ilave etmeden geri kalmıyor: "Parti içerisinde aday olmak isteyen arkadaşların beni izlemelerine anlam veremiyorum! Çıksınlar ortaya, birikim ve yeteneklerini halka anlatsınlar... Bundan imtina etmeleri bence hem bana hem de kendilerine haksızlık! Hatta hatta partimize dahi haksızlık!"
Sayın Bukan'ın söylediklerine bakılınca da, kendisine hak vermemek mümkün değil! Ak Parti İl Başkanlığından "aday adaylığı" için istifa eden Av. Şahin ne demişti: Cami varken, mescid haram!
Siyaset öyle bir mecradır ki, kimse kazan içinde bir başkasını aramaz! Önemli olan kaynayan kazan içerisinden zıplayarak dışarı çıkabilmektir! Ama bir söz, ama bir eylem! Farkı farkettirmeyenin kaynayan cadı kazanı içerisinde kaybolup gitmesi kaçınılmaz.
Umarım MHP tabanında siyaset yapan isimler, önümüzdeki günlerde başta milletvekili Bukan olmak üzere hem Genel Merkezi hem de kamuoyunu yanıltırlar.
MHP ile ilgili bir ufak not daha vereyim: İstanbul'dan bir isim, Genel Başkan Bahçeli ile görüşme yapmış ve Çankırı için (kesin olmamakla birlikte) izin almış!
* * *
Günlerdir kafamda birikmiş olayların getirisi olarak bazı sorular vardı! ÇANDEF'in Aralık ayının son haftasında yapmış olduğu Olağanüstü Kongrenin akabinde, İstanbul'dan Ankara'ya dönüşte aldığım notları gözden geçirdiğimde ardı ardına iki soruyla yeniden karşılaştım!
- İstanbul'daki Federasyonun oluşumunu İlçe Köy Dernekleri Birliği sağlıyor ve ÇANDEF oluşuyorsa, Ankara'da Federasyon olduğunu iddia eden oluşumun "aslında" ne olduğunun yanıtını kim verebilir ki?
- ÇANDEF'in Genel Başkan Yardımcılığı koltuğunda oturanların her biri, kendi ilçesinin köy derneklerinin belirlediği isimler! Ankara'da "başkan yardımcıları"nı belirleyen sistem nedir?
Hem benim kafam fazla karışmadan, hem de yanıt verecekleri çok daha fazla zorlamadan izninizle veda edeyim...
Çünkü aklım pazar günü Çankırı'da oynanacak olan Çankırı Belediyespor - Hacettepe maçında! Kazanmamız gereken bir maç ve kazanmalıyız da...
Futbolculara ve teknik kadroya sözümdür: Galibiyet halinde tepsi tepsi baklavalar benden size helal olsun...