Bir önceki yazımda işaret etmiştim: Sözcü18 yeni yüzü ve yayın içeriği ile sizlerin karşısında olacak!
Ülke gündeminde yaşanan gelişmeler, bizim yeni yüzümüzü bekleme gibi bir düşünce içerisinde (!) olmadığından, hiç değilse kendi köşemde "bunu uygulayayım" diyerek haftanın son günü bu yazıyı kaleme alma ihtiyacı hissettim...
CHP KURULTAYI, BAŞKENT'İ HAREKETLENDİRDİ
CHP'nin "İktidar Kurultayı'na Gider" afişleriyle donattığı ve "parti meclisi"nin belirleneceği tek gündemli kurultay cumartesi ve pazar günü Ankara'da gerçekleştirilecek.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun "blok liste" olarak hazırlanacak yeni PM üyelerinin seçimi konusunda Deniz Baykal'ın "çarşaf liste oylanmalı" önerisinin de ne denli destek bulacağını hep birlikte göreceğiz.
Başkent'in 12 bin kişilik yeni kapalı spor salonu ARENA'da gerçekleştirilecek olan CHP kurultayı ve kurultay sonrası yaşanacaklar konusunda elde ettiğim bazı bilgilere baktığımda, önemli gelişmelerin yaşanacağını söylemek isterim.
Kurultay öncesi "Yeni CHP'de neler oluyor" düşüncesiyle çıktığım Ankara turumda, gecenin ilerleyen saatlerine kadar oturduğumuz restoranda yaklaşık 15 yıldır görüşmediğim gazeteci arkadaşımla görüştüm, hem de "Deniz Baykal" ile ilgili olarak "ciddiye alınabilecek" yeni gelişmeleri birinci ağızlardan dinleme fırsatı buldum.
İŞTE DÜN GECENİN ÖNEMLİ ANLARI
Yıllardır, siyasi partilerin yaptıkları büyük kongreler öncesi Başkent Ankara, dışarıdan gelen partili delegeler tarafından adeta "lacivert karnavala" dönüşür! Başkent'e gelen delegeler, belirli otellerin lobilerini kelimenin tek anlamıyla "istila" ederler.
Bu oteller, Başkentin nabzını tutan gazeteciler için bildik yerlerdir. Yeni haberlere bu otellerin lobilerinde "kulis yapan" partililerle yapılan ikili - üçlü görüşmeler biz gazeteciler için vazgeçilmez adreslerdir.
Sadece oteller mi? Bazı lüks balıkçı restoranları ile orta düzey lokantalar da uğrak mekanı olur gazeteciler için. Ve dün geceye dönecek olursam, oturduğum masada CHP'ye yıllarca hizmet vermiş bir isim vardı. Yapılacak olan kurultayla ilgili olarak da öylesine cümleler kuruyordu ki, oturduğum sandalyeyi sık sık kontrol ederek kendimi sağlama alma ihtiyacı hissediyordum!
GELELİM OLACAKLARA!
Şöyle ki; Öncelikli olarak dün akşam itibariyle 120 imzaya ulaşan Baykal grubunun divana verecekleri önerge için bugün yeterli sayı olan 125'e ulaşmaları mümkün. Ancak kurultayın ilk günü önergenin divana verilmesi konusundaki tahminler Deniz Baykal ve kendisini destekleyen "küçük kadro" açısından hiç de olumlu değil.
Önergeye imza koyan yaklaşık 30-35 delegenin kurultayın ilk saatlerinde bu imzalarını geri çekebilecekleri yüksek ihtimal.
Bununla birlikte CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "evine kapanarak" hazırladığı ve kurultay delegeleri tarafından oylanacak olan ve sır gibi saklanan "blok liste"nin tek bir fire dahi vermeden seçileceği de, dün gecenin önemli bir "öngörüsü" olarak masamızda şekilleniyordu!
Anlayacağınız CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun hazırladığı yeni PM üyelerinden oluşan "blok liste" delege tarafından oylanacak ve aynen kabul edilecek.
VE DENİZ BAYKAL, İSTİFA EDER!
Karşımda sakin sakin konuşan yılların CHP'lisi ortaya daha da büyük bir iddia atıyordu!
- Pazar gecesi ya da pazartesi sabahı Deniz Baykal istifa eder!
Nasıl yani? Evet, Kurultayda Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun delinmeyen PM listesinin kesinleşmesinden sonra, evine gidecek olan eski genel başkan Deniz Baykal, "Bundan böyle CHP'de kendisine yer olmadığından" ya pazar günü gece, ya da pazartesi sabahı "CHP'den istifa ettiğini" açıklar!
Hem de beraberinde 11 ya da 12 milletvekili ile birlikte!
Baykal'ın "CD'li Genel Başkan" olma ihtimalini hiç aklıma getirmemiştim! Böylesi bir öngörüde bulunana da rastlamamıştım. Hoş, rastlamış olsam da hiç mi hiç kaale almazdım. Ama, dün gece, yemek masasında karşımdaki CHP'linin söylediklerini "ciddiye" aldım.
BİR BENZERİ 1972 YILINDA YAŞANMIŞTI!
1972 yılında yapılan CHP kongresinde, Bülent Ecevit, o günün Genel Başkanı İsmet İnönü'yü devirerek partinin başına geçtiğinde, rahmetli İnönü de, CHP'den "istifa" ederek ayrılmıştı.
Deniz Baykal'ın siyasi hayatına baktığımda İsmet İnönü ile "paralellik" arzeden sayısız icraatini görmekteyim!
Ve pazar günü akşamı, yani kurultay bitiminde tıpkı İnönü gibi, Deniz Baykal'ın da istifa edeceğini düşünüyorum...
Gelişmeleri birlikte izleyecek ve sonuçlarını da yine birlikte göreceğiz...