İngiltere’de, daha çarpıcı haberlere imza atmak adına, 'haber' olabilecek insanların telefon mesajlarını yasadışı yollardan dinlediği, ortaya çıkan 168 yıllık News of the Worldbu skandalın yarattığı baskıya daha fazla dayanamayarak gazeteyi kapatma kararı aldı. Son sayının başyazısında telefonların yasadışı olarak dinlendiği kabul edilirken, "Bunun savunması olamaz." ifadeleri yer aldı.
Demokrasi ile yönetilen ülkelerde yasadışı yollardan telefonların dinlenmesi ağır cezai yaptırımlara tabidir; aynı yöntemlerle insanların yatak odalarına kamera yerleştirilmesi özel görüntülerinin çekilmesi, konuşmalarının dinlenmesi ve yayınlanmasını ise kimse hayal dahi edemez. Sonuçları çok ağır olur
Peki, “ileri demokrasilerde” bu işler nasıl yürüyor?
İleri demokrasilerde herkes canının istediğini dinliyor, insanların yatak odalarına kamera yerleştirip en mahrem görüntülerini çekerek arşivliyor, ihtiyacı olduğunu düşündüğü gün internette yayınlıyor ve medya internette yayınlanan bu görüntüleri kaynak göstererek kullanıyor. Hiç kimse insanların kişilik haklarına saldırılmış, kanunlar ihlal edilmiş diye düşünmüyor.
Evrensel hukukta yasadışı yollardan elde edilmiş belgelerin delil olarak kabul edilmeyeceği kuralı “ileri demokrasi”lerde işlemiyor. Birileri bir kâğıt parçasına iki satır yazı kaleme alıp gazetelere postaladı mı bu belge oluyor, bu belge daha sonra “delil” olarak soruşturma dosyasına giriyor. Soruşturma aşaması gizli olduğu halde dosyada olması gereken belgeler henüz daha dosyaya bile girmeden medya vasıtası ile kamuoyuna duyuruluyor, doğru mu yanlış mı hiç kimse araştırmadan siyasi bir linç kampanyası başlatılıyor. Bu yöntemlerle tutuklanan insanlar içerisinde dört yıldır tutuklu olduğu halde daha savunmasını bile verememiş insanlar var.
İşte “ileri demokrasi” ile “demokrasi” arasındaki fark böyle bir şey.
Türkiye’de demokratik yaşam kültürünün olmadığı herkesin malumu; onun için biz de “demokrasi” kavramını lastik gibi sağa-sola çekiştirerek adına “ileri demokrasi” diyoruz.
Yaşasın “ileri demokrasi”.