Medyanın önemli bir kısmının duruşmalarını takip etmemesini eleştirerek paylaşımlarına başlayan Demirtaş, herkesin gerçekleri bilmeye hakkı olduğunu vurgulayarak, “Meydan meydan, kanal kanal dolaşıp beni ‘terörist, katil’ ilan edenlere zaten inanmadığınızı biliyorum. Yine de bütün ‘iddiaları’ bir de benden dinleyin lütfen” dedi.
"1- Merhaba, umarım hepiniz daha iyisinizdir. Biz de iyiyiz. Sözde yargılandığım davaya dair biraz bilgi vermek istiyorum. Malum nedenlerle, medyanın önemli bir kısmı duruşmalarımı takip etmiyor. Ancak herkesin gerçekleri bilme hakkı var.
2- Belki biraz zamanınızı alacağım ama anlatacaklarımın tamamı gerçek ve çok önemli. Meydan meydan, kanal kanal dolaşıp beni “terörist, katil” ilan edenlere zaten inanmadığınızı biliyorum. Yine de bütün “iddiaları” bir de benden dinleyin lütfen.
Demirtaş, ‘fezlekesini hazırlayan savcı Uğur Özcan’ın FETÖ üyeliğinden tutuklandığını, Diyarbakır başsavcılığının tutuklama kararında kullandığı ‘MERCEK’ kod adlı gizli tanığın hiçbir zaman olmadığını, başka isimlerin beraat ettiği suçlara konu bir mektubun kendi dosyasında tutuklanma gerekçesi yapıldığını, milletvekili iken telefonlarının yasadışı şekilde dinlendiğini, konuşmalarında suç unsuruna rastlanmadığı halde konuştuğu parti yöneticilerinin iddianamede ‘örgüt yöneticisi’ olarak nitelendirildiğini, ‘Meclis’in resmi olarak davet ettiği Demokratik Toplum Kongresi’nin iddianameye göre bir ‘terör yapılanması’ olduğunu ve kendisinin de yöneticisi olmakla suçlandığını, iddianamede tutuklanmasına neden olarak gösterilen DTK toplantılarına AKP milletvekilleri Galip Ensarioğlu ve Yasin Aktay’ın da katıldığını, partinin Avrupa temsilcisi Faik Yağızay’ın iddianamede ‘KCK’nın Avrupa sorumlularından Faik Hoca’ olarak geçtiğini fakat bunun Yağızay’ın matematik öğretmeni olması nedeniye parti içinde kullanılan bir hitap olduğunu, kendisini Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da tanıdığını, katıldığı bir DTK-DTP konferansının katılımcı listesinin iddianamede ‘KCK’nin Türkiye siyasi alan sorumluları’ listesi olarak kabul edildiğini, Murat Karayılan adına açılmış sahte bir Twitter hesabından atılan Twitter paylaşımlarının dosyaya konulduğunu ve HDP’nin paylaşımlarının saatlerinin değiştirildiğini, bunların dışındaki tüm suçlamaların ise basına açık konuşmalara dayandırıldığını ve bunların tamamının ifade özgürlüğü kapsamındaki konuşmalar olduğunu’ kaydetti.
‘Değil dava veya tutuklama, soruşturma bile açılamaz’
Yargılanmasına neden olarak gösterilen düşüncelerini Meclis’te de dile getirmesine rağmen Anayasa’nın 83. maddesi ‘yasama dokunulmazlığı’nı hatırlatan eski HDP lideri şöyle devam etti: “Kaldı ki, ben bu düşüncelerimi TBMM’de de dile getirdim. O nedenle değil dava veya tutuklama, bunlar hakkında soruşturma bile açılamaz. Çünkü Anayasanın 83/1. maddesi aynen şöyledir: ‘TMBB üyeleri Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Meclis’te ileri sürdükleri düşünceleri, o oturumdaki Başkanlık Divanı’nın teklifi üzerine Meclisçe başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar.’”
