İstanbul Sözleşmesi'nden Cumhurbaşkanı kararıyla çıkılması kararına karşı açılan davalar Danıştay'da görüldü.
Savunmaların ardından Danıştay Savcısı Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin iptalini talep etti. Mahkeme heyeti, kararın daha sonra yazılı açıklanacağını ifade ederek duruşmayı sonlandırdı.
Danıştay 10. Dairesi’nin kararı kesin nitelik taşımıyor. Bu karara karşı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na (İDDK) karşı itiraz edilebiliyor.
Duruşmada, 29 Ekim Kadınları Derneği Genel Başkanı avukat Şenal Sarıhan, Ankara Barosu adına Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Ankara Barosu adına Seher Duygu Çildoğan, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Serap Yazıcı, Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, Diyarbakır Barosu vekili avukat Aslı Pasinli, Erzurum Barosu adına avukat Yelda Koçak konuştu.
"BU SÖZLEŞMEYE KARŞI ÇIKANLAR
KADINA ŞİDDETİN NORMALLEŞMESİNİ İSTİYOR"
Avukat Hülya Gülbahar, konuşmasında şunları söyledi:
"Bu sözleşmeye karşı çıkanlar kadınlara şiddetin normalleşmesini istiyor, çocuk istismarı ve çocuk evliliklerinin önünü açmak istiyor, çocuk işçiliğinin önünü açmak istiyor. Buradan iptal kararı vermenizi istiyoruz."
Duruşma sırasında söz alan avukatlar, salondakiler tarafından sık sık alkışlandı.
Cumhurbaşkanlığı'nda görevli Emre Topal ise İstanbul Sözleşmesi'nden çıkma kararının hukuka uygun olduğunu ifade ederek "Antlaşmaların sona erdirilmesi yürütmeye ilişkindir. Cumhurbaşkanı'nın TBMM'nin onayı olmaksızın yürütme yetkisini kullanması mümkündür. Dolayısıyla davacı tarafının iptal isteminin reddedilmesini talep ediyoruz." dedi.
SÖZCÜ'ye konuşan Avukat Yelda Koçak, duruşmada tüm avukatların İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmenin hukuka aykırılıklarını anlattıklarından bahsederken Cumhurbaşkanı adına konuşan isimlerin, dosyaya sunmuş oldukları uluslararası sözleşmelerin İstanbul Sözleşmesi gibi sözleşmeler olmadığının altını çizdi. Özellikle bu konuda Anayasa'nın bu yükümlülüğü TBMM'ye verdiğini söyledi.
ERDOĞAN’IN KARARIYLA
Türkiye'nin 2011 yılında imzaladığı ve 10 Şubat 2012'de Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” 20 Mart 2021’de Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile feshedilmişti.
Bu karar hem iç kamuoyunda hem de uluslararası kamuoyunda bazı tepkileri beraberinde getirmiş; Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) gibi kurumlar Türkiye'yi iptal kararını gözden geçirmeye çağırmışlardı.
İstanbul Sözleşmesi'nin iptaline ilişkin tartışmalar gündeme geldiğinden bu yana sivil kadın örgütleri de buna tepki göstermiş ve sözleşmenin uygulamada kalması için gösteriler düzenlenmişti.